Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesinde tedavisi devam eden eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile eşi Olcay hanımın ilginç bir evlilik öyküsü olduğunu biliyor muydunuz?
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, rahatsızlandığı 16 Ekim tarihinden beri Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi’nde yoğun bakımdaki tedavisi devam ediyor.
Eşi rahatsızlandığında Antalya’da olan ve hemen Ankara’ya dönerek göz yaşları içinde hastaneye giriş yapan Eşi Olcay Hanım, o günden itibaren Deniz Bey’in başından bir dakika olsun ayrılmıyor. Yoğun bakımda sürekli kendisiyle konuşarak, bilincinin açılmasına yardımcı oluyor.
Olcay Hanım’ın döktüğü o gözyaşlarının arkasında yarım asrı aşan bir evliliğin sırrı gizli. Dile kolay tam 56 yıldır Baykal çifti aynı yastığa baş koyuyor.
LİSEDE FLÖRT, ÜNİVERSİTEDE AŞK
Deniz Baykal ile Olcay Hanım, lisede tanıştılar. Daha doğrusu Antalya’da aynı lisede okudular. Lise bittikten sonra Olcay Hanım, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanır. Ancak Ankara Hukuk Fakültesi’ne yazılan Deniz Baykal’ın talebini kırmaz. İstanbul yerine Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinin yolunu tutar. Kısaca lisede ikili arasında başlayan flört, üniversite yıllarında yavaş yavaş aşka dönüşmeye başlar.
Deniz Baykal bitirdiği okulda asistanlığa, Olcay Hanım ise, Hazine Müsteşarlığı’nda işe başlar. İki genç aralarındaki ilişkiyi resmiyete dökmeye karar verirler. Önce ailelere açılma faslı kararı alınır.
Sonra ne mi olur?
İŞTE DENİZ BAYKAL’IN AĞZINDAN OLCAY HANIMLA EVLİLİKLERİNİN ÖYKÜSÜ
Gerisini şimdi CHP Parti Meclisi üyeliği görevini yürüten, gazeteci Ali Öztunç’un, bundan 8 yıl önce Deniz Baykal ile yaptığı ve 5 Mayıs 2009 tarihinde Habertürk Gazetesi’nde yayınlanan röportajından okuyalım.
İşte Deniz Baykal’ın ağzından Olcay Hanım ile ezber bozan evliliklerinin öyküsü:
Olcay’la Ankara’dan Antalya’ya gittik ve ailelere açıldık. Sonra malum süreç yaşandı. Babam, Olcay’ı babasından istedi. Bende gittim. Söz kesildi. Çıktık Ankara’ya geldik. Bir süre sonra Olcay’ın babası Ankara’ya geldi ve İzmir Caddesi’nde bize ev kiraladı. Ailelerimiz düğün istiyordu. Biz taraftar değildik. ‘Bizim özelimiz, biz evleniriz siz karışmayın’ yanıtını verdik.
OLCAY’I TATİLE GÖTÜRDÜM
O yıllarda üniversitede asistandım. Oda arkadaşıma durumu anlattım. Bir hafta için alarak Olcay’la beraber Akçakoca’ya geldik. Yolda Olcay ile nikahı düşünüyordum. 16 Eylül 1961 tarihiydi. Otobüsten indik ve küçük bir pansiyona yerleştik. Öglen saatleriydi. Denize girelim istedik. Mayolarımızı, havlularımızı elimize aldık ve sahile doğru yürüdük. Çarşı merkezinden geçerken belediye binasını gördüm. Olcay’a bekle dedim, binaya girdim.
YILDIRIM NİKAHI KIYDIK
Belediye başkanının yanına gittim ve evlilik için ne gerekiyor diye sordum. Adam yüzüme backtı ve ‘Buyurun Deniz Bey evlilik kolay, size bir kahve ikram edelim’ dedi. Şaşırdım. Başkan’a ve ‘Beni nereden tanıyorsunuz’ diye sordum. Güldü ve ‘Sizin oda arkadaşınızın eşi Akçakocalı. Siz geleceğinizi söyleyince arayıp yardım istedi. Biz de siz gençler kendinizi yalnız hissetmeyin istedik” dedi. Cebimdeki, ‘Yıldırım nikahı yapabilir’ belgesini çıkardım ve ‘hemen nikahımızı kıymanızı istiyorum’ dedim.
NİKAHTAN ÇIKTIK DENİZE GİRDİK
Dışarı çıktım ve Olcay’ı çağırdım. Başkanın karşısına oturduk. İki şahit lazım. Oradan bir odacı ile yoldan geçen birini çevirdik. Nikah şahitliklerimizi yaptılar. Belediyeden çıktık ve denize gittik. Artık evli bir çift olarak yüzdük. Akşam kaldığımız pansiyona döndüğümüzde bir de baktık ki ahali mini bir eğlence hazırlamış.