Hayatını kurtaran doktorların yanına yıllar sonra beyaz önlük giymek için döndü!

Hilal Korkut, 7 aylıkken babasından alınan karaciğerle hayata tutundu. 19 yaşında, nakil olduğu Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı. “Rektör dedemin izinden gidip çocuklara umut olmak istiyorum” diyen Korkut, beyaz önlük giymeye hazırlanıyor.

Henüz 7 aylıkken karaciğer yetmezliği teşhisi konulan Hilal Korkut, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'nde babasından alınan karaciğer dokusuyla hayata tutundu. 19 yaşına geldiğinde ise çocukluğunun geçtiği aynı hastaneye bu kez tıp öğrencisi olarak adım attı.

Doğumunun 40. gününde yenidoğan sarılığı saptanan Hilal Korkut, 3 aylıkken karaciğer yetmezliği tanısıyla yoğun tedaviye alındı. Nakil operasyonu, Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ekibi tarafından başarıyla gerçekleştirildi.

Hilal Korkut, bu yıl Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İngilizce Bölümü’nü kazandı. Duygularını şöyle anlattı:

“Hemen rektör dedemin, çocukluğumdan beri ellerinde büyüdüğüm doktorlarımın yanına gitmek, ‘Bu sefer hasta değil, sizinle aynı kulvardayım.’ demek istedim. İnanılmaz, tarif edilemez bir mutluluk.”

Küçük yaşlardan itibaren doktorlara hayranlık duyan Korkut, “Ben ilk ‘Doktor olmak istiyorum.’ dediğimde okuma yazmayı bile bilmiyordum. Çünkü kendimi bildiğimden beri beyaz önlükler içerisindeki doktorlarla, hemşirelerle, şırıngalarla, serumlarla birlikteydim. Beyaz önlük gördüğünde ağlayan, beyaz önlüklerden çok korkan bir çocuktum. Fakat şimdi, doktorluğun gerçekten çok kutsal bir meslek olduğunu fark ettim.” dedi.

Nakilden sonra sağlığında hiçbir sorun yaşamadığını belirten Korkut, şunları söyledi:

“Rektör dedemin ve ekibinin karşısına beyaz önlükle çıkmayı çok istiyorum. Şu an en büyük hayalim onun karşısına beyaz önlükle çıkmak ve onun izinden gidebilmek. Ben de bir çocuğun hayatına dokunmayı, bir çocuğa umut olmayı çok isterim.”

Organ bağışına da dikkat çeken Korkut, “Organ bağışı hayattır. Organ bağışı umuttur. Organ bağışı yeniden hayata tutunmaktır. Organ bağışından korkulmamalı, organ bağışı desteklenmeli.” ifadelerini kullandı.

Hilal’in babası Yusuf Korkut, yaşadığı gururu şu sözlerle anlattı:

“Bana verebileceği en büyük ödülü verdi, kızımla gurur duyuyorum. Her daim arkasındayım ve onunlayım. Her şey kızımın gönlünce olsun.”

Nakil sürecinde hem eşi hem kendisinin uygun verici olduğunu belirten Korkut, son kararı kendisinin verici olması yönünde aldıklarını belirtti:

“Ufak, tatlı çekişmelerin sonrasında, ben anneyi ikna ettim. ‘Hem kızımız hem ben ameliyat olacağım, en iyi bakımı da dışarıda sağlam kalarak sen yaparsın, karaciğerimi ben vereyim.’ dedim.”

Organ naklinden sonra herhangi bir sağlık sorunu yaşamadığını belirten Korkut, Türkiye’de sağlık sisteminin bu alanda güçlü olduğunu vurguladı:

“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın şansını yaşıyoruz. Organ naklinin zemini hazırlanmış, sağlık sektörü buna hazırlanmış. Bunu yapacak ehil eller bu ülkede yetişmiş. Aradan 18 yıl geçti, Hilal tıp fakültesini kazandı.”

Korkut, herkesi organ bağışı konusunda duyarlı olmaya çağırdı:

“Birileri örnek arıyorsa, biz buradayız ve sağlıklıyız. Ülkemizde her şey var, sadece duyarlılığı artırmamız lazım.”

Yaşam Haberleri