İstanbul 11’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Gülşen katılmazken, müştekiler de salonda yoktu. Duruşmanın başında savcı Şafak İnce, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
Mütalaada, Gülşen’e yöneltilen suç maddesinin hukuk devleti olma standardı yüksek olan birçok ülkenin ceza kanunlarında yer aldığı belirtildi. Hiçbir devletin vatandaşları arasında muayyen özelliklere sahip bir kesiminin diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa, öç almayı gerektirecek şiddetli nefrete yönlendirilmesine seyirci kalamayacağı ifade edildi.
İmam hatipliler sosyal sınıfmış
Diken'de yer alan habere göre, Savcı İnce, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan sosyal sınıf kavramının sadece iktisadi sınıflar olarak algılanmaması gerektiğini savundu.
Savcıya göre ‘toplum yapısında kendilerine verilen rol ve özellik olarak varlık kazanmış, aynı toplumsal düzeydeki bireylerin toplamından oluşan grupların da sosyal sınıf kabul edilmesi’ gerekiyor.
İmam hatip liselerinin Kur’an kursu yöneticiliği, imamlık, hatiplik gibi hizmetleri yerine getirdiğini kaydeden savcı, imam hatiplerin ‘sosyal sınıf’ olduğu konusunda ‘tereddüt bulunmadığını’ aktardı.
Mütalaada, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2005 tarihli bir kararına göre suçun oluşumu açısından hedef alınan halk kesimi gerek sayı itibariyle gerekse toplum hayatı bakımından önem ifade etmesi gerektiği belirtildi. Bahsedilen kararda işçiler, işverenler, memurlar, çiftçiler ve aynı bölge insanlarının halk olarak kabul edildiği aktarıldı.
Savcı, Gülşen’in sözlerinin toplumun gelişmesine katkı sağlamaktan uzak salt halkı kin ve düşmanlığa sevk edici ve ayrıştırıcı olduğunu iddia etti. Savcı İnce, Gülşen’in sözlerinin halkı kışkırttığını savunarak, suçun tahrik edilenlerin hareketi algılamaları anında tamamlandığını öne sürdü.
Tazminat davaları reddedildi
Mütalaanın ardından Gülşen’in avukatı Altın Mimir söz aldı. Avukat Mimir, mütalaayı dinlerken çok üzüldüğünü söyleyerek şöyle devam etti: “Hepimiz aynı okullardan mezun olduk. Müvekkilime yöneltilen suçun unsurları oluşmamıştır. Aleniyet unsurunu müvekkilim sağlamamıştır. İmam hatip liseleri de diğer liseler gibidir, bir sosyal sınıf değildir. Orada her sınıftan insan okuyabilir. Bu bir tehlike suçudur, bunun unsurları da oluşmamıştır. Müvekkilim aleyhine bir kampanya başlatıldı ve sayısız tazminat davaları açıldı. Hepsi reddedildi.“
Teminat bedeli iade edilsin
Avukat Mimir, hedefe konulduğu günlerde Gülşen için “Bu kadının katli vaciptir” diye yazan kişi hakkında takipsizlik kararı verildiğini, müvekkilinin ise çok kısa sürede tutuklandığını belirtti. Avukat Mimir, müvekkilinin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması için alınan 250 bin TL’nin iade edilmesini istedi.
‘Suni suçu işleyenler cezalandırılsın’
Gülşen’in avukatlarından İlker Göktaş ise duruşmanın müştekiler tarafından da takip edilmediğine işaret etti.
Gülşen’in diğer avukatı Orhan Erol Müezzinoğlu da videonun Emre Arslan isminde biri tarafından sosyal medyada paylaşıldığını hatırlattı ve “Video Gülşen’den nefret eden bir grup tarafından gündeme getirildi. Müvekkil bu suçun mağdurudur. Organize hale gelen bir suç vardır. Yargının görevi bu suni suçu işleyenleri cezalandırmaktır” diye konuştu.
Mahkeme de güvence bedelinin iadesiyle ilgili hükümle karar verilmesine hükmetti. Esas hakkındaki savunma için süre veren hakim Fahrettin Düzalan, bir sonraki duruşmanın 3 Mayıs’ta yapımasına karar verdi.
Ne olmuştu?
Gülşen’in geçen nisanda verdiği bir konserde, orkestra arkadaşına “İmam hatipte okumuş. Sapıklığı oradan geliyor” sözlerinin yer aldığı bir video 24 Ağustos’ta Twitter’de dolaşıma sokulmuştu. Videonun yayılmasının ardından Twitter’da ‘#GülşenTutuklansın’ diye etiket açılmıştı. Gülşen hakkında soruşturma başlatılmış, aynı gün ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik‘ suçlamasıyla tutuklama kararı verilmişti. Bakırköy Cezaevi’nde dört gün kalan Gülşen, İstanbul 27’nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29 Ağustos’ta ‘konutu terk etmeme’ adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti.
Daha sonra Gülşen’in ev hapsi kararına itiraz üzerine üst mahkemece ev hapsinin kaldırılmasına karar verilmişti.
İstanbul başsavcılığının hazırladığı iddianamede şarkıcı Gülşen’in ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçlamasıyla üç yıla kadar hapsi isteniyor. İddianamedeki 702 müşteki arasında İstanbul İmam Hatip Lisesi mezunu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Gaziantep Önder İmam Hatipliler Derneği de yer alıyor.
Yazar Emine Şenlikoğlu’yla Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu da müştekiler arasında yer alıyor.
21 Ekim’de görülen ilk duruşmada mahkeme, Gülşen’in derhal beraat talebini reddetmişti. Gülşen’in karakola imza verme zorunluluğunu kaldıran hakim, yurtdışı çıkış yasağının devamına karar vermişti. Gülşen de avukatları aracılığıyla yurtdışı çıkış yasağına itirazı etmişti. Mahkeme, itirazı kabul ederek yurt dışına çıkış yasağının ‘güvence miktarı’ olarak 250 bin TL yatırıldığı takdirde kaldırılmasına karar vermişti.
21 Aralık’taki duruşmadaysa mahkeme, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun davaya katılma talebini reddetmişti. ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’nin talebini kabul eden mahkeme, esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyayı savcılığa yollamıştı.