Milliyet’e konuşan Demir, ‘Ülkeme olan borcumu ödediğimi düşünüyorum’ dedi.
Dünyanın farklı ülkelerinden 1000 şefin aday gösterildiği ve 700 şefin değerlendirildiği 2023 Basque Culinary World Prize (2023 Bask Dünya Aşçılık Ödülü) bir diğer adıyla da Gastronomi Nobeli, Şef Ebru Baybara Demir’e verildi. Demir, bu ödülü Türkiye’ye taşıyan ilk Türk kadın şef oldu. Demir, gastronomiyi entegrasyon için güçlü bir araç olarak kullanması, Türkiye’de yaşayan tüm kadınları kapsayıcılıkla güçlendirmesi ve önyargıları yıkması vesilesiyle ödüle layık görüldü. Mardin’de gastronomi alanında hayata geçirdiği dikkat çekici projelerle öne çıkan bir isim olan Demir, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede 10 binlerce kişiye yemek pişiren mutfak kurdu. Mülteci entegrasyonu, iklim değişikliğinin toprak üzerindeki etkisi ve gastronomi odaklı toplumsal kalkınma odaklı projeleriyle adından söz ettiren Demir için Ödül Juri Başkanı Joan Roca, “Ebru, insanlığın, bağlılığın ve gücün olağanüstü bir örneğidir. Gastronomide farklı alanları birbirine entegre etme başarısı, iklim değişikliğinin ilerlemesine karşı bir savunma olarak biyoçeşitliliğin önemini ortaya koymanın yanı sıra, kullandığımız malzemelerin nasıl beslendiği konusunda toprağın önemini vurgulamaktadır” dedi. Gastronomi Nobeli almasıyla ilgili duygularını Milliyet’le paylaşan Ebru Baybara Demir, şunları söyledi:
“Bu ödüle layık görüldüğüm için inanılmaz bir mutluluk ve huzur duyuyorum. Kendimi bildim bileli hep ülkeme bir şeyler yapmak için çalıştım. Bu ödül 20 yıldan uzun süredir yapmış olduğum tüm çalışmanın geldiği noktada sadece kendi adıma değil tüm ülkem adına bulunduğum bir konum oldu. Ülkeme olan borcumu ödediğimi düşünüyorum, daha ödenecek çok borcumuz var. Bunu o şekilde devam ettireceğiz. Ülkemin verdiklerini ben tekrar ülkeme vermek istiyorum. Mardin’den bir kadının çıkıp Gastronominin Nobeli denilen bir ödülü alıp gelmesi, sadece fırsatların eşitliğiyle ilgili değil azmin, inancın da bir sonucu. Biz Anadolu’nun mutfağından kültürüne ne kadar kadim ve değerli bir kaynak olduğunun farkına varmalı ve bunu dünyaya anlatmak için çalışmalıyız.”