İzel geçen günlerde Instagram hesabından konser öncesi yaptığı paylaşımlarla gündem olmuştu. Paylaşılan fotoğraflarda şarkıcının pürüzsüz yüzü dikkat çekmişti. Fotoğraflara çok sayıda yorum yapılmıştı. Bazı takipçileri “Bu siz değilsiniz”, “Filtreyi abartmışsınız”, “”Fotoğraftakinin kendisi olduğuna inanıyor mu?” şeklinde yorumlarda bulunmuştu.
İzel, eleştirilere ve kötü yorumlara paylaştığı filtresiz ve makyajsız bir fotoğrafla yanıt verdi. İzel, şu ifadeleri kullandı:
“Buyurun bu da photoshopsuz, filtresiz ve hatta sıfır makyaj bir fotoğrafım. Çok doğal ve güzel bulduğum bir kare. Burada aslında en yakın arkadaşımın, önemli bir ameliyattan çıkmasını bekliyorum. Neyse ki güzel haberle çıktı ve dualarım kabul oldu. Dün gece önce ülkemizin ,sağlığı ve aklımızın selim olmasını diledim.
Ben bu photoshop, sosyal medyadaki saldırılardan çok sıkıldım. Bir önceki paylaşımda sahne kostümü, abartı aksesuarlar ve en önemlisi makyörümün başarısı vardı. Kare o kadar hoşuma gitti ki yüzümdeki çukurları, hepinizin bilmesine rağmen silinmesini istedim. Burnum, gözüm, çenem dudaklarım benimdi.
En üzücü olan da buna değerli vaktinizi ayırdınız. Ne olur bırakın artık bu işleri. Zaman daha da değerlendi. Daha önemli şeylere ayırın ve biraz bırakın elinizden şu telefonları. Kıymetli şeylere ayırın vaktinizi. Kendinize ilgi alanları, hobiler bulun. Elinizde telefon ‘Ay şu uygulamayı mı kullansam, ay şu filtre daha mı güzel?’ diyerek Allah’ın size verdiği asıl güzelliklerden mahrum bırakmayın kendinizi. Hayat gayeniz bu mu?
“SİZCE RAHATSIZ OLMUR MUYUM?”
Kilo almış, gözümüzün estetiği bozuldu’ demek yerine, bizim sesimizi, şarkılarımızı dinleyin. İzin verin ruhunuza iyi gelelim. Ben 3 yılda 38 bedenden 44 bedene çıktım. Sizce rahatsız olmuyor muyum istediğim her şeyi giyememekten?
Lakin troid ve şeker yüzünden zor veriyorum. Herkesin vardır bir nedeni. Bunları bırakalım. Yeterince öfkeliyiz, yeteri kadar mutlu değiliz. Bunları tartışalım. Kalp kırmayalım… İçimize dönüp kim olduğumuzu bulalım. İçimizdeki güzelliği keşfedelim.
2 arkadaşın kafede oturup ellerinde telefon, hiç sohbet etmediklerini görünce çok endişeleniyorum. Zaman değerli. İyilik için yaşamak zorundayız. Hepinizi güzel kalplerinizden öpüyorum.”