Dünyanın en yaşlı adamı John Tinniswood 112 yaşına girerken, uzun yaşamanın sırları hakkında çeşitli görüşler ortaya atılıyor. Tinniswood, uzun ömrünü balık ve patates kızartması gibi beslenme alışkanlıklarına ve düzenli fiziksel aktiviteye bağlıyor. Diğer yaşlılar ise farklı faktörlere vurgu yapıyor; örneğin, Maria Branyas Moreya, uzun ömrünü olumlu düşünceye, aile ve doğa ile bağ kurmaya, toksik insanlardan uzak durmaya ve duygusal istikrara bağlıyor.
Guinness Dünya Rekorları'na (GWR) şunları söyledi: "Dürüst olmak gerekirse, [ben] farklı hissetmiyorum. O yaşta hissetmiyorum, bunun için heyecanlanmıyorum. Muhtemelen bu yüzden ona ulaştım."
'Her şey gibi ben de bunu doğal karşılıyorum, neden bu kadar uzun yaşadığımı hiç bilmiyorum.
'Hiçbir özel sırrım olduğunu düşünmüyorum. Gençken oldukça aktiftim, çok yürüdüm. Bunun bununla bir ilgisi olup olmadığını bilmiyorum. Ama bana göre, [herhangi birinden] farklı değilim. Hiç farklı değilim.'
Amerika Birleşik Devletleri Ağustos 1945'te Hiroşima'ya atom bombası attığında henüz 22 yaşındaydı. Kasım 1989'da Berlin Duvarı yıkıldığında ise 77 yaşındaydı.
Venezuelalı Juan Vicente Perez'in 114 yaşında ölmesinin ardından 111 yıl 222 günlük ölümle resmen dünyanın en yaşlı yaşayan adamı ilan edildi. Japonyalı 112 yaşındaki Gisaburo Sonobe'nin yeni rekorun sahibi olması bekleniyordu ancak ne yazık ki 31 Mart'ta hayatını kaybetti.
Hayatı boyunca dünyadaki en büyük farkın ne olduğu sorusuna ise şöyle yanıt verdi: 'Bence o zamandan daha iyi değil, ya da neredeyse hiç iyi değil. Muhtemelen bazı yerlerde öyle, ama diğer yerlerde daha kötü.'
Tinniswood, her cuma bir porsiyon balık ve patates kızartması yemenin dışında özel bir diyet uygulamadığını söyledi.
'Bana ne verilirse onu yiyorum, herkes de öyle. Özel bir diyetim yok' dedi.
'Ya uzun yaşarsınız ya da kısa. Bu konuda yapabileceğiniz fazla bir şey yok' diye ekledi.
Ancak uzmanlar, bu yaşlı bireylerin tavsiyelerine dikkatle yaklaşılması gerektiğini belirtiyor. Brighton Üniversitesi'nden yaşlanma bilimi uzmanı Profesör Richard Faragher, dünyanın en yaşlı insanlarının sağlık önerilerinin her zaman sağlıklı olmayabileceğini ve bazı tavsiyelerin sağlığınıza zarar verebileceğini söylüyor. Özellikle, uzun ömürlerinin büyük ölçüde genetik faktörlere bağlı olabileceğini ve yaşlı bireylerin yaşam tarzlarının genç yaşlardaki sağlıklı alışkanlıklardan farklı olabileceğini vurguluyor.
Bireysel Deneyimler ve Genelgeçerlik: Dünyanın en yaşlı insanlarının yaşam tarzları ve beslenme alışkanlıkları, genellikle kişisel deneyimlere dayanmaktadır. Bu deneyimlerin tüm insanlar için geçerli olduğu söylenemez. Örneğin, bir kişinin uzun yıllar sağlıklı kalmasına yardımcı olan bir beslenme alışkanlığı, başka bir kişi için aynı etkiyi yaratmayabilir.
Genetik Faktörler: Uzun ömürlülükte genetik faktörlerin önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Bazı insanlar, uzun yaşamaya yatkın genlere sahip olabilirler.
Çevresel Faktörler: Yaşam tarzı, beslenme, sosyal çevre ve yaşadığımız ortam gibi çevresel faktörler de uzun ömürlülüğü etkileyebilir.
Şans Unsuru: Bazı insanlar, tamamen şans eseri uzun yaşayabilirler. Örneğin, genetik bir hastalığa yakalanmamak veya bir kaza geçirmek gibi faktörler, yaşam süresini uzatabilir.
Bilimsel Bakış Açısı:
Bilim insanları, uzun ömrün sırrını çözmek için birçok araştırma yapmaktadır. Bu araştırmalar, genetik, beslenme, yaşam tarzı ve çevresel faktörler arasındaki ilişkiyi anlamaya yöneliktir. Ancak, uzun ömrün kesin bir formülü henüz bulunamamıştır.
Özetle, uzun yaşamak için ideal bir formül bulunmasa da, genetik faktörler ve yaşam boyu sağlıklı alışkanlıkların önemli olduğu düşünülüyor.