Karadağlı'nın Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne atanmasına yönelik tepkiler sürüyor.
BirGün'ün haberine göre DETİS, atamaya tepki göstererek, yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, şöyle denildi:
"Devlet Tiyatroları, gelecek yıl 75. Yaşında olacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu köklü sanat kurumu, yıllardır sahnelediği oyunlarla, ülkenin dört bir yanına yaptığı turnelerle tiyatro sanatının tanınması, sevilmesi ve yaygınlaşmasının yanı sıra, topluma ayna tutarak insanın kendisiyle yüzleşmesini sağlıyor.
Devlet Tiyatroları, oyun seçiminden, oyunların sahnelenmesine, dekor, kostüm, ışık tasarımından, bezleme, peruka ve kundura atölyelerine kadar her aşamada uzmanlık ve birikim gerektiren bir sanat kurumudur. Bütün birimlerin, mutlaka eşgüdüm içinde, her türlü deneyim ve görüşten yararlanarak yönetilmesi gerekir.
Sanat evrenseldir -ve elbette- politiktir ama Devlet Tiyatrosu gibi sanat kurumlarının ideolojiler üstü olması, günlük politikaya alet olmaması ve hiçbir siyasi görüşün hizmetine girmemesi gerekir.
Kişilerin sözleri, tavırları ve sanat anlayışları aynı zamanda o kişilerin sanatsal kimliğidir. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne atanan Sayın Tamer Karadağlı’nın, bazı ‘sansasyonel’ çıkışları ve siyasi söylemleri halen önemli bir handikap olarak durmaktadır, bu durum, tarafsız bir sanat yönetimi anlayışına yönelik kuşkuları daha da artırmaktadır.
Genel Sanat Yönetmenliği’ne aday olacak kişinin kurumu her yönüyle iyi tanıması gerekiyor; söyleyecek bir sözünün, bir sanat anlayışının, yani sanatsal bir projesinin olması gerekir.
Kurumun kuruluş ilkelerini, sanat anlayışını, teamüllerini, kurum içi ilişkileri bilen liyakatli sanatçıları varken, dışarıdan, Devlet Tiyatroları ile hiç ilgisi olmayan birinin atanması, bu atamanın liyakaten değil de siyaseten yapıldığını düşündürmektedir. Devlet Tiyatroları, geçmişte de kuruluş ilkelerinin aksi yönünde yönetilmeye kalkışıldığında aksaklıklar yaşanmış ve ciddi hatalar yapılmıştır.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü, aynı zamanda Devlet Tiyatroları’nın Genel Sanat Yönetmeni de olduğu bilinciyle özerk, özgür, özgün bir kurum olması için çaba harcamalıdır.
Sonuç olarak, Devlet Tiyatroları deneyim, el ve akıl birliği ile yönetilmeyi hak eden, Türkiye’nin çağdaş yüzü olan bir kültür ve sanat kurumudur. Sahnelerimizin ışığı hiç sönmeden, ülkenin her yerine yayılarak aynı kararlılıkla hayatı aydınlatmaya devam edecektir."