Son dönemde AVM'de başörtülü kadınlara hakaret ettiği iddiasıyla gündeme gelen oyuncu Deniz Çakır, “Çok konuşanların çok kirli konuştuğunu gördüm. Onlardan olmamak için susmanın en temiz şey olduğuna inanıyorum” dedi. İletişim çağında insanların her şeyi yüzeysel yaşadığını söyleyen Çakır, "Şimdi benim için yazıyorlar çiziyorlar. Yazacaksanız yine ‘kötü’ diye yazın, yine beni sevmeyin ama anlamayı deneyin, bana bir şans verin. Belki de seversiniz" diye konuştu.
Hürriyet Gazetesi’nden Hakan Gence’ye konuşan Deniz Çakır, bir daha dünyaya gelse yine kadın olarak dünyaya gelmek istediğini söyledi.
Gence’nin Çakır’la yaptığı söyleşinin bir bölümü şöyle:
Başınızdan geçenleri yazdığınız bir ‘an defteri’ tutuyormuşsunuz...
Son zamanlarda o deftere neler yazdınız? - Hep çok güçlü bir kadınımdır. İnsanların yanında da güçlü durmayı, dert ortağı olmayı severim. Ama son aylarda kendi kırılganlıklarım, susmak zorunda kaldıklarım, konuşamadıklarım üzerine bir şeyler yazdım. Çok konuşanların çok kirli konuştuğunu gördüm. Onlardan olmamak için susmanın en temiz şey olduğuna inandım. Gerçek, sessizliğin içinde saklıdır.
Ne gibi kararlar aldınız?
Hayatımdan tamamen çıkardıklarım ve ‘Ne olursa olsun yanımda olacak’ dediklerim oldu. İnsanların olaylar karşısında yürekliliklerini ve kaypaklıklarını gördüm, yol arkadaşlarımı eledim.
Son olaya gelirsek...Bir kafede yaşadığınız bir tartışmayla ilgili iddialar gündeme geldi...
- Savcılık çıkan görüntüler üzerine takipsizlik kararı verdi. İtiraz haklarını kullandılar. Şu anda dava devam ediyor. Ben bugüne kadar kimseyi dili, dini, hayat tarzı ya da yaşam şekli bakımından ayırmadım. Hayat felsefem ayrımcılığa ters. Bugüne kadar hep kadınların yanında oldum, olacağım da... Bu kadar hassas olduğum bir konuda beni vurmaya çalışmaları beni çok üzdü. Bir yandan da çok şey öğretti. Konu yargıda ve daha fazlasını konuşmam hukuka saygısızlık olur.
Şöhretli bir kadın olarak ne gibi zorluklar yaşadınız?
Etrafta öyle bir erkek dili var ki... Oysa hepimizi bir anne doğurdu. Zarafetinizi ne zaman kaybettiniz? Bir mekândan çıkan kadın hakkında bir şeyler yazılıyor, televizyonda onun hakkında yorumlar yapılıyor. Ama erkekler için bu olmuyor.
Kimleri okumayı seviyorsunuz?
Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever favori üçlüm. Nâzım Hikmet ve Özdemir Asaf da seviyorum.
O dönemlerde yaşamak ister miydiniz?
Bu en büyük ‘keşke’lerimden biri. Edip’le rakı masasına oturmak, Cemal’e âşık olmak, Turgut’la evlenmek, dolayısıyla bir Tomris Uyar olmak isterdim. En öykündüğüm kadınlardan biri. Çok dibe vurdum, aşkı da öyle yaşarım, dibine vurarak, acısıyla...
Neden anlaşılmıyorsunuz?
İnsanlar iletişim çağında her şeyi o kadar yüzeysel yaşıyor ki kimse birbirinin gözünün içine bakıp, “Günaydın” bile demiyor. Şimdi benim için yazıyorlar çiziyorlar. Yazacaksanız yine ‘kötü’ diye yazın, yine beni sevmeyin ama anlamayı deneyin, bana bir şans verin. Belki de seversiniz... Kötü insanlar olmayalım, arada böyle olmamayı kendimize hatırlatalım.