Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “çerçi”, köy ve pazarlarda dolaşarak ufak tefek eşyalar satan gezgin esnaftır. Kelimenin kökeni Moğolca ve Farsçaya, kültürel izleri ise halk edebiyatına kadar uzanıyor.
Türk Dil Kurumu, “çerçi”yi iki anlamda tanımlar. İlki, “Köy, pazar gibi yerlerde dolaşarak ufak tefek tuhafiye eşyası satan gezgin esnaf; bazı bölgelerde ‘tuhafiyeci’ olarak bilinen kişi.” İkinci anlamı ise Sabahattin Ali’nin öykülerinde de görüldüğü gibi, “Bilezik, kurdele, sakız ve kına gibi gündelik ihtiyaçları bağırarak satan” kişidir.
ETİMOLOJİK KÖKENİ
Hasan Eren’in Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü’ne göre çerçi sözcüğü şu şekilde açıklanır: “Köy köy dolaşarak alışveriş yapan satıcı.”
Eski Türkçede çertçi biçiminde görülen kelime, zamanla -rtç- ses grubundaki -t-’nin düşmesiyle bugünkü hâline gelmiştir. Farsça çärçi biçiminin Türkçeden geçtiği, hatta Kürtçeye ve Balkan dillerine de aktarıldığı anlaşılmaktadır.
Nişanyan Sözlük de çerçi kelimesinin Orta Türkçe “seyyar satıcı, pazarcı” sözcüğünden evrildiğini belirtir. Ancak kökeni tam olarak kesin değildir. Nişanyan'a göre Moğolca caruçi “hizmetkâr”, Farsça kerdçi “bıçakçı” ya da kārçi “iş eri” gibi ihtimaller öne sürülse de, kesin bağlayıcı bir etimoloji bulunmamaktadır ve Ermenice şrçig (շրջիկ) “gezgin, dolaşan” sözcüğü de olası kaynaklardan biri kabul edilir.
Andreas Tietze’nin Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Sözlüğü’nde ise kelimenin Moğolca car (haber) kökünden geldiği, “car + -çi” biçiminde oluştuğu ifade edilir.
EVLİYA ÇELEBİ'DE ÇERÇİLER
Erdem Dergisi’nin aktardığına göre Evliya Çelebi, 17. yüzyılda İstanbul’da 300 civarında çerçi bulunduğunu, bunların “esnaf-ı attaran-ı seyyaren” yani seyyar aktarcılar arasında yer aldığını kaydeder. Çerçiler oyuncaktan sakıza, hediyeliklerden kadın süs eşyalarına kadar birçok ürün satar, para yerine yumurta, buğday ya da yün gibi malları da kabul ederlerdi.
"ÇERÇİ BAŞINDAKİNİ SATAR"
Çerçiler, Anadolu halk kültüründe deyim ve atasözlerine de konu olmuştur. “Çerçi başındakini satar” atasözü, elinde ne varsa satan kişiyi anlatır. “Çerçi kızı boncuğa âşıktır” deyimi ise satıcının kendi sattığı mala düşkünlüğünü simgeler.