El Salvador mart ayında düzinelerce insanın hayatını kaybettiği kanlı çete cinayetlerine tanıklık ederken, Devlet Başkanı Nayib Bukele, ülkede olağanüstü hal (OHAL) ilan etme yoluna giderek yargı süreci ve örgütlenme özgürlüğü gibi birtakım anayasal hakların önüne geçti.
Kriz Grubu'nda Orta Amerika uzmanı olan Tiziano Breda'ya göre bu "demir yumruk" çete karşıtı politika, ülkede cinayet oranlarının düştüğünü gösteriyor. Bukele, iddia edilen hak ihlallerine rağmen CID Gallup tarafından ekim ayında 12 Latin Amerika ülkesinde yapılan bir ankette yüzde 86'lık bir onay oranıyla bölgenin en popüler lideri oldu.
CNN'de yer alan habere göre, öte yandan bölge gözlemcileri, Latin Amerika'daki diğer ülkelerde yaşanan çete sorunlarıyla başa çıkabilmek için Bukele'nin politikasına benzer hukuk dışı önlemlere başvurmaya başlaması konusunda uyarıyor. ,
New Jersey City Üniversitesi'nde yardımcı doçent olarak görev yapan ve Amerika kıtasında organize suçlar, uyuşturucu kaçakçılığı ve güvenlik konularında birçok kitabın ortak yazarı olan Jonathan D. Rosen'in de işaret ettiği gibi, tarih "demir yumruk" politikalarının bir şekilde geri teptiğini gösteriyor.
Suistimale fazlasıyla açık
El Salvador, aralarında Barrio 18 ve MS-13'ün de bulunduğu dünyanın en kötü şöhretli çetelerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. MS-13, 1980'lerde Los Angeles'ta, kısmen ABD tarafından finanse edilen şiddetli bir iç savaş nedeniyle anavatanlarından kaçan Salvadorlu göçmenler arasında ortaya çıktı. Uzmanlar, bu örgütün diğer Orta Amerikalı göçmenleri de kapsayacak şekilde büyüdüğünü ve 1990'larda birçoğunun ülkelerine deport edilerek orada bir şiddet patlamasına neden olduğunu söylüyor.
Kriz Grubu'nun bir raporuna göre, Bukele'nin baskılarından önce ülke genelinde 70 bin aktif çete üyesi olduğu tahmin ediliyordu ve bu da siyasetçilerin ve devlet görevlilerinin, seçim kampanyası yürütmek ya da yoksul mahallelere hizmet götürmek istediklerinde bu çetelerle ilişki kurmaktan kaçınmalarını neredeyse imkansız hale getiriyordu.
Ancak hak örgütleri, bu kişilerin kökünü kazıma çabasının, Mart ve Kasım 2022 arasında 58 bin kişinin tutuklanmasına, hapishanelerin dolup taşmasına ve sokaklarda devriye gezen güçlerin, Salvadore toplumunu militarize etmesine yol açmasından korkuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) 7 Aralık'ta yayınladığı bir rapora göre, ülkede gözaltında işkence ve kötü muamele, polis ve ordunun düşük gelirli mahalleleri hedef almasıyla keyfi tutuklamalar gibi yaygın insan hakları ihlallerinin yaşandığı iddia ediliyor.
HRW, geçtiğimiz yıl yapılan tutuklamaların birçoğunun, kişinin görünüşü, geçmişi veya isimsiz ihbarlar "ve sosyal medyadaki doğrulanmamış iddialar" gibi şüpheli kanıtlara dayandığını yazıyor.