Arkadaşına güvenen doktor yılların birikimini dolandırıcılara kaptırdı!

Kripto para dolandırıcıları bu kez İstanbul’da yaşayan bir doktoru ağlarına düşürdü. Kendilerini 'Londra Borsası’nda yatırım danışmanı' olarak tanıtan dolandırıcılar, Dr. Abdulvahap Ayan ve eşi Fatma Ayan’ın tüm birikimlerini çaldılar.

Skandal şebekenin tuzağına düşen kişi İstanbul’da yaşayan Dr. Abdulvahap Ayan oldu. Bakırköy Hikmet Ercan Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Ayan, ailesinden kalan birikimini değerlendirmek istedi. Mayıs 2020’de Abdulvahap Ayan, arkadaşı Hüseyin Zararlı’dan yatırım tavsiyesi istedi. Tavsiye istediği arkadaşı, kendisine Bitcoin ve kripto paranın çok güvenli olduğunu söyleyerek, kendisini Londra’da bulunan bir kişiye yönlendirdi.

5 AY BOYUNCA PARA GÖNDERDİK

Londra’daki ‘First Financial Bank’ adındaki bir bankada çalışıyor gibi gösteren ve adının ‘Mert’ olduğunu söyleyen kişi Abdulvahap Ayan ile iletişime geçti. Bu kişinin direktifiyle Paribu hesabı açtıklarını söyleyen Ayan, hesap kontrolü için “Any desk” ve “Metatrader4” isimli uygulamalar indirdiklerini söyledi. 5 ay boyunca kendisi ve eşi bu hesaplara para yatırdıklarını söyleyen Ayan, bazen Mert isimli kişinin bazen de kendisini Can olarak tanıtan başka kişilerle iletişime geçtiklerini ifade etti.

HESABIMIZDA 1 MİLYON DOLARLIK PARA VARDI'

Eylül ayına gelindiğinde hesaplarında toplamda 1 milyon 12 bin 556 dolar para olduğunu gören aile, bu parayı çekmek istediler. Kendilerini yurt dışı numaradan arayan bir kişinin bu durumda yüzde 12 vergi ödemeleri gerektiğini söyleyip kendilerinden para istemesi üzerine Abdulvahap Ayan, Londra’da yaşayan başka bir arkadaşına durumu anlattığında skandal dolandırıcılık ortaya çıktı.

BANKA DA ÇALIŞANLARI HAYALİ ÇIKTI!

Özellikle son süreçte yaşadıklarından şüphelenmeye başladığını söyleyen Abdulvahap Ayan, Londra’da finans sorumlusu olarak çalışan bir arkadaşına bu durumu anlattı. Kısa süre sonra kendisine dönüş yapan arkadaşı, First Financial Bank adındaki işletmede Mert veya Can adında herhangi bir çalışana rastlanılmadığını söyleyince akıl almaz dolandırıcılık ortaya çıktı. Ellerindeki tüm parayı o hesaba yatıran ve hiçbir birikimleri kalmayan Abdulvahap Ayan ve eşi Fatma Ayan skandal olayı öğrenir öğrenmez suç duyurusunda bulundular.

9 KİŞİDEN 8'İ YAKALANDI

Abdulvahap Ayan’ın suç duyurusunun ardından şüphelilerin takip edilip yerlerinin belirlenmesiyle operasyon yapıldı. Emniyet’in yaptığı çalışmalar sonucu belirlenen 9 kişiden 8’i yakalandı. 7 Aralık 2020 günü gözaltına alınan şüpheli Hüseyin Zaralı ifadesinde kendisinin de mağdur olduğunu söyleyerek hakkındaki iddiaları reddetti.

Savcılık, taraflar arasındaki kripto para yatırımı kaynaklı hukuki ihtilaf olduğunu ve dolandırıcılık suçu unsurunun oluşmadığını ifade ederek 14 Aralık 2020 günü dosyada kovuşturmaya yer olmaya yer yok kararı verdi. Bunun karar yapılan itiraz neticesinde kovuşturmaya yer yok kararı kaldırılsa da 16 Mart 2024 tarihinde dosyaya bir kere daha kavuşturmaya yer yok kararı verildi. Abdulvahap Ayan’ın avukatı Mutlu Erdoğan’ın yaptığı itiraz ise reddedildi.

DR. AYAN: HUKUKA GÜVENİMİZ KALMADI

Konu hakkında halktv.com.tr’ye açıklamalarda bulunan mağdur Dr. Abdulvahap Ayan, emniyetin suçu ortaya çıkartmasına karşın Savcılığın ısrarla verdiği takipsizlik kararına isyan etti.
“Bu dosyada ilk savcı, daha polisin çalışmasının bitmesini beklemeden takipsizlik kararı verdi. Ben gidip savcıyla konuştum savcı bana ‘İtiraz dilekçesi yazın işleme koyalım’ dedi. Ben de hemen yazdım. Daha sonra bir süre dosya sürüncemede kaldı. Sonra savcı değişti. Yeni gelen savcı gene takipsizlik kararı verdi. Savcıyla gene konuştum bana ‘Hırsızlık polisin fikri ben öyle düşünmüyorum’ dedi. Yani tuzun koktuğu yerdeyiz. Benim adalet sistemine güvenim kalmadı. Hesaplar ortada paralar ortada paraların çekildiği hesaplar ortada” dedi.

GEREKİRSE DAVAYI AİHM'E TAŞIYACAĞIM

"Gerekirse AİHM’e kadar gideceğim" diyen Dr. Ayan “Böylesi açık bir suça karşı takipsizliği aklım almıyor. Bu konuda CİMER’e yazdım. Onlar İçişleri Bakanına göndermişler. Daha sonra İçişleri Bakanlığı’ndan Adalet Bakanlığı’na geldi. Orada tıkandık kaldık. Ben gerekirse AİHM’e kadar götüreceğim bu iş. Hukuki olarak bir yere varacağımızı sanmıyorum. Basının özel gayretleri ile bu suçun temizleneceğini düşünüyorum. Hukuka güvenim de kalmadı” ifadelerini kullandı.

Yaşam Haberleri