Adet kanamasındaki düzensizlik birçok kadının yaşadığı problem. Adet kanamasında artış, adet süresinde uzama ve adet arası kanama miyom belirtileri arasında bulunuyor. Adet kanamasındaki artışın nedeni ne, hangi sağlık sorununun habercisi?
ADET KANAMASINDAKİ ARTIŞ HANGİ SAĞLIK SORUNUNA İŞARET EDİYOR?
Medicana Sağlık Grubundan yapılan açıklamaya göre, rahmin kas dokusundan kaynaklanan iyi huylu tümörler miyom olarak adlandırılıyor.
Miyomlar her 3-4 kadından birinde görülebiliyor. Her miyom tedavi gerektirmezken bunların kanser çıkma oranı yüzde 1’in altında bulunuyor. Rahim iç duvarının yapısını etkileyen miyomlar ise kısırlığa, gebelikte kanamaya ve hatta düşüklere neden olabiliyor.
KADINLARDA GÖRÜLME ORANI YÜZDE 50'LERE ULAŞTI
Medicana International Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Günakan, miyomun ırka göre kadınlarda görülme oranının yüzde 50’lere kadar ulaştığını bildirdi.
Hormon bağımlı bir tümör olan miyomların görülme sıklığının üreme çağındaki kadınlarda arttığına dikkati çeken Günakan, çocukluk ve ergenlik çağında miyom görülmediğini ve mevcut olanların da menopozla birlikte küçüldüğünü ifade etti.
Birçok hastada belirti görülmediğine işaret eden Günakan, "Miyomda en sık hastaneye başvuru sebebi kanamadır. Bu durum, adet kanamasındaki artış, sürede uzama, adet arası kanama şeklinde olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
MİYOM AĞRI VE KANAMAYI ARTIRABİLİR
Miyom tanısında en sık kullanılan yöntemin ultrason olduğu bilgisini veren Günakan, rahim iç duvarında yer alan miyomların tanısının rahim ağzından girilerek yapılan işlemle konulabileceğini hatta eş zamanlı olarak miyomun çıkarılabileceğini aktardı.
Günakan, gebelikte miyom varlığının, yerine göre düşük tehdidi, ağrı ve kanama gibi risklerin artışını tetikleyebileceğini kaydetti.
HER MİYOM TEDAVİ GEREKTİRMİYOR
Miyomların nadir de olsa kısırlığa neden olabileceğini belirten Günakan, tedavi sonuçlarının yüz güldürücü olduğunun altını çizdi.
Günakan miyomların takip veya tedavisinin yerine, büyüklüğüne, hastanın yaşına, üreme öyküsüne, klinik ve semptomların geneline bakılarak planlandığını, her miyomun tedavi gerektirmediğini bildirdi.