Anadolu'nun kültür mirası her geçen gün cazibe merkezi halin gelmeye devam ediyor. Bu defa bu kültüren ve tarihi mirasın izleri Denizli'de açığa çıktı ve 800 yıldır özenle sürdürülen gelenek geleceğe aynı özenle taşındı.
Denizli'nin Çal ilçesinde, UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer alan ve 800 yıldır süregelen Sudan Koyun Geçirme Yarışması, bu yıl da renkli görüntülere sahne oldu. Aşağıseyit Mahallesi'nde düzenlenen etkinlik, 851'inci kez gerçekleştirildi ve bu yıl 2 bin kişinin katılımıyla büyük bir ilgi gördü.
46 çoban, 'el koyun' adı verilen sürü başı koçlarıyla, kuruyan Menderes Nehri'nin sularına koyunlarını atlatarak karşıya geçirmeye çalıştı. Nehirde yaşanan kuraklık nedeniyle, yarışmanın yapıldığı alan bir hafta öncesinden taşıma suyla dolduruldu. Yaklaşık 4 bin metreküp su, tankerler ve borular aracılığıyla başka bölgelerden getirildi ve yarışma alanına taşındı. Suyun gitmemesi için nehir yatağının önü toprak setle kapatıldı.
Yarışma sırasında çobanlar, koyunlarını suya geçirebilmek için önce kendilerini suya atarak, çıkardıkları seslerle koç ve koyunlarının suya atlamasını sağladı. Bazı çobanlar bu zorlu görevi başarıyla yerine getirirken, bazıları tüm çabalara rağmen koyunlarını sudan geçiremedi.
Yarışma sonunda dereceye giren çobanlar ödüllendirildi. Sadık Koçan'ın koyunu 'Karaoğlan' birinci, Fevzi Akdağ'ın 'Aliş' isimli koyunu ikinci ve Zekeriya Karakoç'un 'Mor Şimşek' isimli koyunu ise üçüncü oldu. Ödüller, protokol üyeleri tarafından takdim edildi.
Çal Belediye Başkanı Ahmet Hakan, bu yılki etkinlik hakkında yaptığı açıklamada, "Bu kültürel mirası kuşaktan kuşağa aktarmak bizim için çok önemli. Ancak bu gelenek ayakta kalabilir. Bu mirasa sahip çıkmaya çalışıyoruz" dedi. Menderes Nehri'nin yatağında su olmadığını belirten Başkan Hakan, "Böyle bir etkinliğin şırıl şırıl akan bir suyla yapılması gerekirdi. Ancak biz alanı taşıma suyla doldurduk. 4 bin metreküp su getirdik ve alanın altını önce toprakla, sonra mıcırla doldurduk. Amacımız bu geleneği sürdürmek" şeklinde konuştu.
8 asır önce bir köy ağasının, kızına aşık olan çobana, tuz yedirilen koyunları nehirden geçirme şartı koyduğu efsanesine dayanan bu gelenek, Türkiye'nin dört bir yanından gelen fotoğrafçılar tarafından ölümsüzleştirildi. Yarışma, hem katılımcılar hem de izleyiciler için unutulmaz anılarla dolu bir gün sundu.