İstanbul Çin Konsolosluğu önünde 17 gün eylem yapan Uygur aileler İstanbul Valiliği’nin dilekçelerin kabulü için aracı olacağını belirtmesinin ardından eylemlerine ara verdi. Bu süreçte bir gelişme olmayınca aileler bu kez de Ankara’daki Çin Büyükelçiliği önünde nöbet eylemine başladı.
Gazete Duvar'dan Salih Gergerlioğlu'nun haberine göre; Eylemin 5'inci gününde 4 kişi polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı.
"Dört saat boyunca tuvalete gitmelerine bile izin vermediler"
Annesi Çin’de tutuklanarak hapse atılan ve tutuklandıktan sonra uzun süredir kendisinden haber alamayan Jevlan Shirmehmet de gözaltına alınanlar arasındaydı. Shirmehmet, serbest bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamada, bir arabada 4 saat boyunca bekletildiklerini ve bu süre boyunca bir arkadaşının ihtiyacını gidermesine izin verilmediği için tuvaletini altına yapmak zorunda kaldığını söyledi.
Başka bir arkadaşının ise polisin müdahalesi sırasında kolunun burkulup morardığını ifade eden Shirmehmet şunları söyledi:
“Bu sabah polislerin sert bir müdahalesiyle karşı karşıya kaldık. Beni ve arkadaşlarımı çekmeye çalıştılar, elimde 'annemi geri verin' yazılı bir döviz vardı, onu aldılar. Benimle birlikte 4 arkadaşı arabanın içinde gözetim altında tuttular. 4 saat boyunca arabanın içinde beklettiler. Alimjan adında bir arkadaşımızın tuvalete gitmesine izin vermediler. Üstlerinden onay alamadıkları için uzun bir süre beklettiler. En sonunda tutamadı ve ancak bu durumu görünce izin verdiler. Bir kadın arkadaşımızın da polisin müdahalesi sırasında kolu burkulmuş, bunu da sonradan öğrendim.”
"Kendinize zarar vermeyin diye burada tutuyoruz dediler"
Saatlerce araba içinde tutulduklarını anlatan Shirmehmet, “Bize kendinize zarar vermeyin diye sizi burada tutuyoruz” dediler. Benim ailemi sorabileceğim başka bir yer kalmadı, devletin tüm kurumlarına yazı yazdım, dilekçe verdim ancak herhangi bir yanıt alamadım. Ne yapmamı bekliyorlar? Çin’in, Ankara’daki büyükelçiliği ve İstanbul’daki konsolosluğu önünde yaptığımız eylemlerden oldukça rahatsız olduğunu biliyoruz. Dün gece bir tweet atarak rahatsızlıklarını tekrar belirtmişler zaten. Bu tweet'te, bizim söylediklerimizi yalanlayarak Türkiye’ye, 'Çin-Türkiye ilişkilerinin kıymetini bilin' mesajını verdiler” dedi.
Ocak 2018’e kadar haber alamadığı annesi, babası ve kardeşinin Aralık 2019’da toplama kampına alındığını öğrendiğini anlatan Shirmehmet, buna gerekçe olarak da kendisinin Türkiye’de okuyor olmasının gösterildiğini anlattı. Jevlan Shirmehmet, babası ve kardeşinin serbest bırakıldığını ancak annesinin daha önce Türkiye’ye gelerek kendisini ziyaret ettiği için cezaevine atıldığını ifade etti.
"Çin'den bize yazı geldi"
Shirmehmet, İstanbul ve Ankara’da bir süredir sürdürdükleri eylemlere başlama nedenlerini, bu süreçte neler yaşadıklarını da şöyle anlattı:
“Burada eylem yaptığımız bütün arkadaşlarımız ailesini arıyor, haksız yere hapse atılan, toplama kamplarına alınan herkesin serbest bırakılmasını istiyorlar. Biz gidebileceğimiz tüm yerlere gittik. Başvurabileceğimiz her yere başvurduk. Hiçbir sonuç alamadık. Asıl muhatabımız olan Çin’in ailelerimizi serbest bırakmasını istiyoruz. İstanbul’da 17 gün boyunca ailelerimiz için yüzden fazla kişiyle birlikte konsolosluk önünde nöbet tuttuk. Oradaki aile nöbetimizin 3. gününde Çin bize bir yazı gönderdi. Yazıda, 'Elinizdeki bölücü bayrağı bırakıp bölücü örgütlerle ilişkinizi kestiğinizi video halinde sosyal medyadan paylaşırsanız belki biz sizinle görüşebiliriz' dediler. 'Annem nerede' yazdığım dövizi bile bölücü bayrak olarak nitelendirdiler.”
Yakınları serbest bırakılana kadar eylemlerine devam edecekler
İstanbul Valiliğinin dilekçelerinin teslimi için kendilerine aracı olacağını belirtmesinin ardından İstanbul Çin Büyükelçiliği önündeki eylemlerine ara verdiklerini belirten Shirmehmet aradan 10 gün geçmesine rağmen dilekçeleri yine kabul edilmeyince ve İstanbul’da Boğaziçi eylemlerinden dolayı eylem yasağı gelince nöbeti 2 Şubat’tan itibaren Ankara’ya taşıdıklarını söyledi. Shirmehmet, farklı ülkelerde, Doğu Türkistanlılar için başlayan benzer eylemlerle birlikte “aile nöbetleri"ni, “millet nöbeti”ne dönüştürdüklerini ifade ederek yakınları serbest bırakılana kadar eylemlerine devam edeceklerini kaydetti.