Halk TV'de yayınlanan Fatih Ertürk ile Günün Raporu programına katılan gazeteci Uğur Dündar, mahkemenin şikayetçi kişiyi Müjdat Gezen ve Metin Akpınar'ın avukatı yapmasını anlattı.
Dündar şunları söyledi:
"Halk Arenası programını yaptığı sıralarda 2018’de Kadıköy’de konuklarım varlığından onur duyduğumuz değerli sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’di. Onlara aktörlükleriyle ilgili sorular sordum. Müjdat Gezen orada Cumhurbaşkanı’nın kullandığı ‘Haddini bil’ sözlerini ona iade ettiğini söyledi. Metin Akpınar’da belki sert bir eleştiri olarak değerlendirebileceğimiz konuşmalar yaptı. Bunlar aslında demokratik hukuk devletinde fikir özgürlüğü kapsamında bakılması gereken konulardı. Türkçede haddini bil ifadesi kötü bir anlam ifade etmiyor. Hakaret olmadığı gibi olumlu bir vurgu var. Bu açıdan Müjdat Gezen açısından dava edilebilecek bir durum söz konusu değil. Sanatçılarımızın evlerine polis gönderildi, tebligat üzerine adliyeye gittiler ardından sulh ceza yargıçlığına çıkarıldılar. Adli kontrol şartı uygulandı ve yurt dışına çıkış yasağı getirilmek koşuluyla serbest bırakıldılar. Akpınar ve Gezen Kadıköy Sahil Karakolu’na gidip imza atıyorlardı. İtirazları bir süre sonra kabul gördü. Adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı. Bu arada ister inan ister inanma türünden bir olay yaşandı. Soruşturma savcısı nöbetçi 4. Sulh Ceza Mahkemesi’ne bir müzekkere yazıyor ve diyor ki Akpınar ve Gezen’in avukatı olan Ahmet Kabadayı adli kontrol şartının kaldırılmasına itiraz etmekte ve tutuklamalarını talep etmektedir. Mahkememizin değerlendirmesi rica olunur diyor. Bu şahıs avukat değil. Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın vekili olması maddeten mümkün değil. Bu şahıs Birlik ve Kardeşlik Federasyonu adı altında faaliyet yürüttüğü öne sürülen federasyonun başkanıymış. Bu şahıs bu kimlikle ihbarda bulunan kişi. Savcının yaptığını kötü niyete bağlamak istemiyorum olsa olsa sehven ancak mizah kitaplarında bir benzerine rastlanır bir olay. Belki de Müjdat Gezen Metin Akpınar’ı ihbar etti şeklinde bir yazı da yazılabilirdi. Hakikaten kara mizah gibi bir durum. Bunun yargıda yaşanıyor olması çok üzücü. Biz yargımızın sert eleştiri konu edilmesini isteyen insanlar değiliz. Asla böyle bir şey talep etmeyiz. Yargı kararlarına olan güvenimizin sarsılmasını da asla istemeyiz."