“Yunanistan, Çevre Yaklaşımları Kullanarak Ege Denizi’ndeki Egemenlik İddialarına Zemin Hazırlıyor”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Çevre odaklı yaklaşımları kullanarak Ege Denizi’ndeki egemenlik iddialarına zemin hazırlamaya yönelik gayretleri ilk olarak AB’nin ‘Natura 2000’ projesi kapsamında görmüştük. Bu nedenle yeni girişimlerin de bu projenin bir parçası olabileceğinden hareketle konunun yakinen takip edilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Çevre odaklı yaklaşımları kullanarak Ege Denizi’ndeki egemenlik iddialarına zemin hazırlamaya yönelik gayretleri ilk olarak AB’nin ‘Natura 2000’ projesi kapsamında görmüştük. Bu nedenle yeni girişimlerin de bu projenin bir parçası olabileceğinden hareketle konunun yakinen takip edilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir” dedi.

Yankı Bağcıoğlu, Yunanistan’ın Ege Denizi’ne yönelik tutumuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bağcıoğlu’nun açıklaması şöyle:

''Yunanistan’ın kurulduğu günden bugüne kadar geçen süre içerisinde, Ege Denizi’ne yönelik hak iddiaları devlet politikası olarak kabul edilmiş ve siyaset üstü bir yaklaşımla bu politika devam ettirilmiştir. Bu politika çerçevesinde bazı dönemlerde, çevrenin korunması veya bilimsel araştırmalar icra edilmesi gibi masum görünümlü projelerle siyasi emellerine ulaşmayı hedeflemiştir. Son dönemde bahse konu masumane görünümlü girişimlerin sayısında artış olduğu gözlenmekte ve bu tip projeler sık sık yunan medyasında yer bulmaktadır. ‘Kathimerini’ gazetesinde, Avrupa Birliği (AB) ve uluslararası finans programlarının desteğinde tedarik edilen yeni sismik araştırma ekipmanlarıyla Ege Denizi’nde bulunan fay hatlarının tespit edilmesine yönelik yeni bir proje başlatılacağı da bu haberlerden biridir.

Bahse konu haberde yeni ekipmanlarla 2 bin metre derinliğe kadar olan dip tabanında yeni fay hatlarının tespit edilmesine yönelik bilimsel çalışmalar icra edileceği ifade edilmekte ve öncelikle Mora Yarımadası’nın doğusu, Girit’in Kuzeyi, Kiklat adalar grubunun güneyiyle Kerpe adası batısında kalan alanda çalışmalara başlanacağı belirtilmektedir. Bahse konu çalışmaların devamında ise Mora yarımadası güneyinden başlayarak Rodos güneyine kadar devam eden bir bölgenin kapsanmasının planlandığı yine aynı haberde yer almaktadır. Araştırma icra edilecek sahalardan bir kısmının Türk deniz yetki alanlarımızla çakışma ihtimali çok muhtemeldir. Ayrıca sismik araştırma ekipmanlarının aynı zamanda deniz yatağına yönelik doğal gaz ve petrol araştırmaları için de kullanılabildiği göz önüne alındığında bu çalışmalardan elde edilecek verilerin bölgedeki rezervlerin tespit edilmesinde de kullanılabileceğini söylemek çok da yanlış olmayacaktır.

''YAKINDAN TAKİP EDİLMELİDİR''

Yunan medyasında yer alan ikinci bir habere göre ise Yunanistan biri İyon Denizi’nde ve diğeri Ege Denizi’nde olmak üzere iki yeni Ulusal Deniz Parkı (National Maritime Park) ilan etmeyi planlamaktadır. Yine Kathimerini gazetesinde yer alan habere göre, deniz parkı ilan edilecek bölgelerden biri Değirmenlik (Milos) adasıyla Datça’ya 16 kilometre mesafedeki İncirli (Nisyros) adası arasında kalan 11 grup ada ve adacıktan oluşmaktadır. Bahse konu çevre odaklı yaklaşımları kullanarak Ege Denizi’ndeki egemenlik iddialarına zemin hazırlamaya yönelik gayretleri ilk olarak AB’nin ‘Natura 2000’ projesi kapsamında görmüştük. Ayrıca geçmişten günümüze Yunanistan’ın can kurtarma ve hava trafik kontrolü maksadıyla kullanılan saha ve bölgeleri de (Ör. Arama Kurtarma (SAR) Sorumluluk Sahası, Uçuş Bilgi Bölgesi (FIR)) egemenlik hattı olarak kullanma gayretleri de şüphelerimizin ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle bu yeni girişimlerin de bu projenin bir parçası olabileceğinden hareketle konunun yakinen takip edilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir.''

Gündem Haberleri