Toplu cenaze namazı sonrası 2 kişinin coronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiği olaya ilişkin başta köy muhtarı Emin Esertürk olmak üzere azalar ve cenaze namazını kıldıran imam hakkında soruşturma başlatılmıştı.
Cenaze namazını kıldıran Yusuf Karaaslan şöyle konuştu:
"Ben 12 Nisan tarihinde Taşkınpaşa Köyü'ndeki kılınan o cenaze namazını kıldıran din görevlisiyim. Esasında köyümüzde bir din görevlisi var. Ben Ürgüp'te ikamet ediyorum. Aslen o köylüyüm. Köylümüz olması ve genç vefat dolayısıyla ve özellikle davet edilmem sebebiyle, misafir olarak bu cenazeye katılmıştım. Bu 12 Nisan'daki cenazeden yaklaşık olarak 10 gün önce komşum olan ve Kovid-19 olmayan birinin cenazesine yine aynı mahalde misafir olarak katıldım. O esnada 25-30 kişilik cemaatin olduğunu gördüm ve namaz öncesi cemaatin gerekli güvenlik tedbirlerini alması noktasında çeşitli uyarılarda bulundum."
"Bu esnada köyün resmi görevlisi olan imam arkadaşım 'hocam buyurun namazı siz kıldırır mısınız?' teklifinde bulundu. Ben de teklifi kabul ederek 3 Nisan tarihindeki o cenaze namazını kıldırdım ve defin süreci tamamlanıncaya kadar sosyal korunma mesafesinin ihlal edilmemesi ve temastan kaçınılması konusunda gerek ben, gerek köyde görevli resmi imam ve gerekse muhtar tarafından uyarıları devam ettirdik. Namaz sonrası tokalaşma yapmadan ve sosyal korunma mesafesi ihlal edilmeden başsağlığı dileklerinin dilenmesi ve cenaze evine başsağlığına gidilmemesinin uygun olduğu konusunda yeniden bilgilendirme yaparak o tarihteki cenaze işlemlerini tamamladık. Gelelim 12 Nisan tarihindeki Rıza Uzun'un cenazesine. Bu cenazede Covid-19 sebebiyle vefat etmiş değildir. Pankreas kanseri tedavisi görmekteydi. O tarihte köyümüzde hiç kimsede de Kovid-19 vakası görülmemişti. 12 Nisan'da köydeki ihtiyar heyeti azalarından biri beni arayarak; 'Hocam Rıza Uzun vefat etti. Geçen cenazede süreci çok iyi yönettin. Yine cenazeye gelsen de aynı şekilde tedbirleri alsak, insanlar seni dinlerler' diyerek davette bulundu."
"Ben de bu daveti hem komşuluk görevi, hem dini bir görev, hem de bu süreçte tedbir alınmasını sağlamanın bir vatandaşlık ve kamu görevi olduğu düşüncesiyle kabul ettim ve cenazeye gittim. Yaklaşık 50 civarı cemaat bulunmaktaydı. Köyün imamı benim geldiğimi görür görmez yine 'Hocam namazı sen kıldır lütfen' diyerek teklifte bulundu. Ben de hiç tereddüt etmeden kabul edip aynı tedbirlerin alınması ve uyarıların yapılmasını sağladım. Muhtarımız Ürgüp Belediyesi'nden maske temin etmişti ve kendi cebinden eldiven almıştı. Cemaat cami avlusuna girmeden bunları herkese verip ayrıca o da uyarılarda bulunmuştu. Daha önceki cenazede olduğu gibi aynı tedbirler istisnasız alındı."
"Ne yazık ki öğrendiğimiz kadarıyla definden sonraki bir kaç gün süresince cenazenin birinci derece yakınları evde birlikte bulunmuşlar. Köyümüzde ve yakın çevresinde o zamana kadar herhangi bir vaka olmaması ve acılarının olması sebebiyle tedbiri bir an unutmuşlar. Yemek zamanı geldiğinde komşular tarafından aileye getirilen yemeği oturup birlikte yemişler. Bu esnada cenaze sahibi ailenin devamlı yanında bulunan ve köy dışından gelen yakınlarından bir tanesinde semptomsuz Covid-19 olması sebebiyle önce cenazenin evdeki birinci derece yakınlarının tamamını, oradan da bütün uyarılarımıza rağmen cenaze evine bu bir kaç günlük zaman zarfında başsağlığı ziyaretine gidenleri enfekte etmiştir. Şunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Sadece cenaze namazına katılıp cenaze evine başsağlığına gitmeyen tek bir kişide vaka tespiti yoktur. Vakaların tamamı cenaze evine başsağlığına gidenler veya gidene temas edenlerdir."