Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Kaynak Yönetimi ve Balıkçılık Daire Başkanı Doç. Dr. Mahir Kanyılmaz, Süveyş Kanalı aracılığıyla Hint Okyanusu ve Kızıldeniz'den Akdeniz'e göç eden ve hızla yayılan istilacı tür balon balıklarıyla ilgili önemli açıklamada bulundu.
"Yenildikleri zaman son derece tehlikeli"
Hem Türkiye'de hem de dünyada ekolojik, ekonomik ve insan sağlığı açısından tehlikeli birçok tür olduğunu belirten Doç. Dr. Mahir Kanyılmaz, "Bizim kıyılarımızda en tehlikelisi balon balığı türleri ve 8 türü ülkemiz sularında mevcut. Yenildikleri zaman son derece tehlikeli, ekosisteme de zararı var. Balon balığı 2000'li yılların ortalarından itibaren denizlerimizde görülmeye başladı ve bu türle ilgili bilim camiamız ve bakanlığımız tarafından çok sayıda bilimsel çalışma üretildi" dedi.
"Kıyılarımızda 8 türü var"
Türkiye kıyılarında balon balığının 8 türünün bildirildiğini belirten Doç. Dr. Kanyılmaz, 5'inin Lagocephalus, 3'ünün de diğer türlerden oluştuğunu söyledi. En meşhur olanın Lagocephalus sceleratus olduğunu anlatan Doç. Dr. Kanyılmaz, diğer balon balıklarının aksine flavimaculosus türünün daha küçük yapıda ve sürü halinde görüldüğünü söyledi. Tüm türlerin hem ekosistem hem insan sağlığı için zararlı olduğunu belirten Doç. Dr. Kanyılmaz, "Fakat sceleratus türü çok fazla büyüyor ve çok karşılaşılıyor. Oltayla kıyıda balıkçıların bile tutabildiği, çok görülebilen bir tür. Benekli balon balığı olarak da adlandırılıyor" diye konuştu.
"Siyanürden 1200 kat daha zehirli"
Balon balıklarının tetrodotoksin (TTX) olarak tanımlanan nörotoksin içerdiğini ve siyanürden 1200 kat daha güçlü zehri olduğunu belirten Doç. Dr. Kanyılmaz, "Tüketilmeleri son derece tehlikeli olduğu için bakanlığımız tarafından avlanması ve karaya çıkartılması izne tabi bir tür. Akdeniz'den Ege'ye doğru giderek yayılmasıyla, ekosistemdeki sayılarının azaltılması için bir destekleme alımına gidildi. Önceki dönemlerde KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde de benzer çalışmalar yürütüldü. Destekleme programı zararlarından en fazla etkilendiğini bildiğimiz küçük ölçekli kıyı balıkçılarını dikkate alacak şekilde dizayn edildi" dedi.
46 bin 192 adet balık kuyruğu
Desteğin uzatma ve sürütme ağları dışındaki av araçlarıyla, ruhsatlı balıkçıları kapsadığını kaydeden Doç. Dr. Kanyılmaz, bir aylık sürede 46 bin 192 adet balon balığı kuyruğu alındığını söyledi. 36 bin civarının Antalya ve ilçeleri, az sayıda balon balığının da Ege'den alındığını anlatan Doç. Dr. Mahir Kanyılmaz, "Destekleme kapsamında alım faaliyetimiz Ege ve Akdeniz'i kapsadı. Tabi Edirne, Balıkesir, Çanakkale'nin de Ege'ye kıyısı var fakat sadece İzmir'de Seferihisar'a kadar olan bölgeden alım gerçekleştirdik. Henüz çok kuzeye çıktığını söylemek mümkün değil. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yine aynı bölgeleri kapsayan bir alım hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
Gövdeleri denizden 1 mil açığa atıldı
Toplanan kuyruklardan sonra sahada araştırma ekipleri tarafından detaylı çalışmalar yapıldığından bahseden Doç. Dr. Kanyılmaz, "Zehirli olduğu için tamamının karaya çıkarılması durumunda bertaraf edilmesiyle de ilgili sıkıntılar vardı. Bu nedenle sadece kuyruğu alındı, doğru kuyruğun ve hangi türe ait olduğuna dair saha çalışanlarımıza kuyruk tanıma eğitimi verdik. Teknede avlanan balon balıkları bilimsel olarak da kabul edilen bir yöntemle kafasına sertçe vurularak tek seferde öldürülüyor, sonuçta balon balığı da olsa acı çektirmemek lazım. Sonra kuyruğunu kesip, sızdırmaz bir torbaya konuluyor, gövdesi de karnı yarılarak karadan en az 1 mil açıkta denize bırakıldı" diye konuştu.
Gövde ve kuyruklar ne oldu?
Doç. Dr. Kanyılmaz, bırakılan balıklar ve kuyrukların ne olduğuna dair şunları söyledi:
"Kısa sürede denizin dibine kadar indiler ve orada doğal bozulmaya bırakıldılar. Doğal bozulma sürecinde kendi türünden olan balon balıkları hızlıca orada onları tüketti. Yine balon balıkları, balon balıklarını yedi. Bu kampanya döneminde herhangi bir kıyıya vurmuş, insan ya da diğer canlıların sağlığını tehdit edecek hiçbir hususun oluşmaması için bakanlığımız azami dikkati göstererek en doğru ve uygun yöntemi uygulamaya koydu. Kuyruklar da titiz bir çalışma sonucu atık yönetmeliği kapsamında hayvan dokusu bertarafına uygun olarak yetkili kuruluşlar tarafından usulüne uygun şekilde bertaraf edildi. Hiçbir şekilde doğaya bırakılmadı, karada herhangi bir canlı için tehdit oluşturmadı."
2021'de alımlar yapılacak
2021 yılı için özellikle üreme döneminden önce balon balıklarının alınabilmesi için çalışmalara başladıklarını açıklayan Doç. Dr. Mahir Kanyılmaz, "Prosedür son hızla ilerliyor. Geçen yıl sadece benekli balon balığı için 5 TL ödenmişti, destekleme sisteminin getirdiği başarı neticesinde 8 türün de desteklenmesine karar verildi. Geçen sene olduğu gibi benekli balon balığı için 5 lira, diğer türler için kuyruk başına 50 kuruş verilecek. Bu destekleme ümit ediyorum kısa zamanda kararname yayımlandıktan sonra tebliği çıkarılarak hayata geçirilecek ve yıl boyunca devam edecek. Yani gecen seneye göre çok fazla balon balığını ekosistemden çekeceğimizi düşünüyorum" diye konuştu.
"Anaç ve anaç adaylar toplandı"
46 bin 192 balon balığının yakalanmasının ne sağladığı konusunda da bilgi veren Doç. Dr. Kanyılmaz, "Ekosisteme tehdit olacak gelecek yılların anaçları ve anaç adaylarını topladık. Yani aldığımız bir balon balığına tek bir balon balığı olarak bakmamak lazım. Bir balon balığı 3 milyon kadar yumurta verebilmekte. Ekosistemde her 100 balon balığının 47'si dişi, 53'ü erkek, yüzde 50 ortalama kabul etmek lazım. Üreme yeteneğinde olan 23 bin civarında balon balığını ekosistemden çekmiş oluyoruz. Bunların ortalama 1.5 milyon yumurta verdiğini düşündüğünüzde, doğada tabi ki bütün yumurtalardan larva oluşumu sözkonusu değil. Yaklaşık bir balon balığının 150 ile 4500 arası larva üretebileceğini düşündüğümüzde 46 bin adet balığın çok üstsel bir etkisi var" ifadelerini kullandı.
"Milyonlarca yeni balon balığının ekosisteme girişi engellendi"
Binlerce, belki milyonlarca yeni balon balığının ekosisteme girip biyolojik çeşitlilik, balıkçılar ve av araçlarına verilen zararın azaltıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Kanyılmaz, şöyle devam etti:
"Bu proje biyolojik, ekolojik ve sosyal sorumluluk açısından çok önemli bir proje oldu. Gerek bilim camiası gerek halkımızda çok yüksek kabul gördü. Kabul görmüş olması bizi cesaretlendirdi, daha iyi ve detaylı projeler üretimi konusunda gerekli adımlar için ciddi işaretler verdi. 46 bin balığın henüz ekosistemdeki etkisi doğrudan görülmemiş olsa bile önümüzdeki yıllardaki stoğa katılım açısından çok ciddi katkısı olacak. 2021 yılında yapılacak çalışmalarla bunun daha çok hissedileceğini biliyoruz."
DHA