Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarihini, bugünün ve geleceğini Mimarlar Odası'nın da değerlendirdiği forumun moderatörlüğünü 25,33,34,35. Dönem TMMOB Başkanı Yavuz Önen yaptı.
Panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Ruşen Keleş, Prof. Dr. Aziz Konukman, Gazeteci Özlem Akarsu Çelik ve Nurzen Amuran, Ulus esnafından Turgut Uslu, Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, Halkevleri Genel Başkanı Dilşat Aktaş, Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Arif Müezzinoğlu, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Mimar Müjdat Karaca, Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD) Başkanı Mimar Önder Kaya, Mimar Ezgi Odabaş, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Canan Güllü, Mimarlık Öğrencisi Ahmet Keleş katıldı.
“Bize emanet edilen değerleri korumaya ve açığa çıkarmaya çalışıyoruz”
Panelin açılış konuşmalarını Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen yaptı.
Evirgen, “Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak mimarların toplum hizmetindeki mücadelesini sürdürdüğü ve ilişki kurduğu birimlerle beraber, hep birlikte bugünü değerlendirelim istedik. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ni hem içerden hem dışarıdan değerlendirecek, eleştiri ve özeleştiri mekanizmalarını işleteceğiz” dedi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 64. yılını hep birlikte karşılamak ve kutlamak istedik. Mimarlar Odası Ankara Şubesi 64. yılını kutluyor. Mimar Odası ise geçtiğimiz günlerde 65.yılını kutladı. Omuzlarımızda ağır bir sorumluluk taşıdığımızı biliyoruz. Çünkü sadece Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin iki yıllık bir dönemini değil, 64 yıllık geleneğini omuzlarımızda taşıyoruz. Bizim elimize teslim edilen bayrağı hakkıyla bir yere götürmek için yönetim kurulumuzla, üyelerimizin ve toplumsal muhalefetin desteğiyle, her aşamada yanımızda duranlarla birlikte bu süreci götürmeye çalışıyoruz. Bugün çok heyecanlıyız. Biz normalde kuruluş yıldönümlerimizi geçmişte mimarlar odası nasıldı geleceği nasıl olacak yaklaşımı içinde, mimarlarla birlikte değerlendiririz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak bizim hikayemiz Teoman Öztürk ve bugün aramızda bulunan Yavuz Önen ile bugüne taşınan, 80 sonrası kuşağın hikayesidir. Tüm bu süreci sizlerin değerlendirmelerinize sunacağız. Eleştirileriniz ve önerileriniz bizim için önemli. Bize emanet edilen değerleri korumaya ve açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Ortada bir başarı var ise bu Mimarlar Odası’nın her bir üyesi ve odamızı destekleyenlerin başarısıdır. Bütün bu ilişkileri açığa çıkarttığımız süreçte iktidarın çok yoğun baskısı altında kaldığımız, meslek odalarının bütçesinin daraltıldığı bir dönemde son bir haftada tartışılan konu ışık tutuyor. Bu iktidar bizimle niye uğraştığı Togo ikiz kuleleri tartışmaları ile bir kez daha açığa çıktı. Her şey çok açık ve net. Biz kamu yararına bilimin ve tekniğin toplum hizmetine sunulması için hiçbir şey beklemeden mücadele etmeye devam ediyoruz. Sürçü lisan ettiysek şimdiden af ola. Her birimizin değerlendirmeleri bizim için çok önemli. Çünkü 2020 çok zorlu bir süreç olacak, Şer-i hükümlerin resmi gazetede yayımlandığı, bütün rant ilişkilerinin tel tel döküldüğü bir siyasal süreç içinde 64 yıllık bir örgüt olarak bize de bu ülkenin geleceğini tasarlama ve projelendirmede hepimizin sorumluluğumuz var” diye konuştu.
Panele katılamayan TMMOB Başkanı Emin Koramaz’ın, “Meslektaşlarımızın hak ve çıkarlarını, ülkemiz ve halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek için mücadele verirken, diğer yandan da mesleki birikimlerimizi toplum yararına kullanılmasının zeminin yaratılması için mücadele veriyor. Bu noktada siyasal iktidarın özellikle kentsel mekanlarımızı hedef alan kent tarihini hafıza mekanlarını tahrip eden uygulamalarına karşı Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yürüttüğü mücadeleme hepimize umut ve güven aşılamaktadır. Bizler mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yana kullanan mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla mücadelesinden bir adım bile geri adım atmayan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 64. Yılını kutluyorum” mesajı okundu.
Baran İdil'in mesajı
Daha sonra yakın zamanda hayatını kaybeden ve daha önceden Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle hazırladığı ses kaydı, İdil’in fotoğrafı eşliğinde dinlendi.
İdil mesajında şunları dile getirdi:
“Sayın başkan, şahsınızda bu buluşmayı gerçekleştiren katılımcılar ve izleyicilerle birlikte hepinizi kutluyorum ve bu buluşmanın başarılı olmasını yürekten diliyorum. Bu buluşma bana farklı bir tat verdi; sanki bu buluşmadan toplumumuz adına müjdeli bir sonuç çıkacakmış gibi… Mimarlar Odası’nın şimdiye kadar kendi çapında pek de fena yürütmediği kültür savaşımını bundan sonra kendi başına yapması olanaksız. Bunu yeni bir örgütsel savaşım modeline dönüştürmek için vakit geldi de geçiyor bile… Bugün içinde yaşamakta olduğumuz kültürel tehlikeler o kadar reddedilemez açıklıkta ki bunu algılamamak mümkün değil. Bunun altından kalkabilmenin tek yolu bunu çok daha geniş tabanlı bir organizasyona dönüştürmekten geçiyor. Ben de bu toplantıdan biraz bunu bekliyorum, böyle bir şey olduğunu seziyorum ve yanılmadığımı sanıyorum. Bundan 26 sene evvel Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanlığım sırasındaki son yazım, geniş tabanlı bir kültür savaşına davet yazısıydı. Bir manifesto gibiydi. Mimarlar Odası o zaman da kendi iç düşmanlarıyla didişmekten gücünü oralara kadar getiremedi ve zaten getiremezdi de… Ama bugün bu topluluğun bu işi becerebilme şansı olduğuna inanıyorum. Hepinize saygılar sunuyor, başarılar diliyorum.
Ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın, Mimarlar Derneği 1927 Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Lale Özgenel’in, dayanışma mesajları okunurken, HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu’nun Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 64. kuruluş yıldönümü nedeniyle gönderdiği dayanışma videoları izlendi.
Filiz Kerestecioğlu şu mesajı verdi:
“Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 64. Kuruluş yıldönümünü canı gönülden kutluyorum. Mimarlar Odası Ankara Şubesi 64 yıldır bir meslek örgütünün taşıyabileceği yükün çok daha fazlasını üstlendi. Toplumun yararı için mesleğini yapan, doğaya, bilime dayanmayan her türlü kentsel ve kırsal projenin durdurulması ve sorumluların yargılanması için mücadele eden mi mimarlar olmasaydı, bugün kent yaşamı ve doğal hayat tamamen ranta teslim edilmiş olurdu. Mimarlar Odası Ankara Şubesi raporlarıyla inatla sürdürdükleri hukuk mücadelesiyle Saraçoğlu Mahallesi, AOÇ ve Kaçak Saray’a, Ankara Gar arazisine Togo kulelerine ve şehir hastanesine dikkat çekmeseydi Ankara kent mücadelesi çok eksik kalırdı. Pek çoğumuzun anılarına ev sahipliği yapan, 1. Derece Sit alanı Papazın Bağı, Cumhuriyet döneminin kültür mirası ve sanayi arkeolojisi Havagazı Fabrikası kar odaklı projelere teslim edilirdi. Bu dönemeçte hep birlikte var gücümüzle bugünün anti demokratik, yerel halkın katılımın ve iradesini yok sayan yönetim anlayışını değiştirebileceğimize inanıyorum. Mimarlar Odası Ankara Şubesi üyelerini dayanışma duygularımla tekrar kutluyorum.
Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu video mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Mimarlar Odası Ankara Şubesi denilince benim aklıma öncelikle hayallerimin gerçek olması geliyor. Nasıl sorduğumuz zaman hayatımda çok önemli yer tutan ve daha sonra köyümün çocuklarının bir çoğunun hayatında çok önemli yer tutan Taş Mektep’in yeniden hayallerimizin okuluna dönüştürmesinin bizim için yaşamsal bir değeri var. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı deyince de aklıma yoldaşlık geliyor. Ekibiyle birlikte yol arkadaşı olmak herkese nasip değil, Yoldaş olmak, zorda ve güzellikte yer almaktır. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı bizim zorumuzda yanımızda yer aldı”
“Biz bu karanlık dönemi birlikteliğin gücüyle aşacağız”
Mesajların ve videoların ardından panele geçildi. Katılımcılar şu görüşleri paylaştılar:
Panelin moderatörlüğünü 25,33,34,35. Dönem TMMOB Başkanı Yavuz Önen: Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde 68 ruhunu diri tutma çabaları ortamında Baran İdil’le buluştuk. Birlikte çalıştık, raporlar ürettik. Bu meslek ortamını dışlayan uzmanlara kulaklarını tıkayan, gözünü kapatan sistem yeni değil. Yıllardır biz bu akıl ve bilim dışı çıkar esasına dayalı yönetim tarzına karşı örgütlenme içinde olduk. Siz burada düşüncelerinizi dile getireceksiniz. Aslında sizin hiç birşey söylememe hali bile şu an oluşturduğunuz fotoğraf topluma önemli bir mesajdır. Burada sivil toplumun bütün katmanlarıyla bir aradayız. Çok önemli bir birlikteliği bir meslek odası ortamında sağladık. Başaracağımızın işaretini veriyoruz. Biz bu karanlık dönemi bu birlikteliğin gücüyle aşacağız. Tünelin ucundaki ışık olduk. Kurtuluşun ışığı gözüktü. Mimarlar Odası ortamı, mimarlar meslekleri gereği ve toplum içindeki konumları gereği yaşama bütüncül bir bakış açısıyla bakmıştır. Kendi sorunlarını halkın ve toplumun sorunlarıyla birlikte dile getirmiştir. Üretirken yalnız kalmamış hep sosyal kesimlerin bütün katmanlarıyla bir arada olmuştur. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin son yıllarda çok özgün bir yeri ve konumu var. Rantın zirve yaptığı ve bir karşı devrimin gerçekleştirdiği Türkiye’de Cumhuriyet değerlerini savunmak, haklarımızı yedirmemek yönünde, yani hırsızların kovanına çomak sokmak anlamında çok önemli bir yeni sayfa açmıştır. Bu nedenle burayı korumamız ve dayanışma içinde olmamız lazım. Karşımızda örgütlü çeteler var.
“Mimarlar Odası’nın Ankara Şubesi’nin mücadelesinin arkasında olmalıyız”
Prof. Dr. Ruşen Keleş: 1960 yılların başında beri odanın çalışmalarına en yakından tanık olmuş kişilerden biriyim. Teknik düzeyde kentleşme imar hukuku, kent hukuku belediyecilik gibi konularda hazırladıkları raporlar ve benzer konular olsun yakın iş ilişkileri içinde oldum. Bu iş birliği değil sadece benim için değil üniversitelerde görev yapmış arkadaşlar için de devam ediyor. Tezcan Hanım açılış konuşması yaparken iktidarlar bizden hoşlanmıyorlar cümlesini kullandı. Bu sizleri sevindirici bir olaydır. Hiçbir dönemde genel merkezinin ve şubelerinin faaliyetleri hakkında siyasi iktidarların memnuniyet ifade ettiklerini görmedim. Bunun Mimarlar Odası’nı kutluyorum. Daha uzun yıllar toplum menfaatleri konusundaki başarılı çalışmalarınızı başarıyla ve etkili bir biçimde yürüteceğiniz inancıyla saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Baran İdil’i de rahmetle anıyorum.
Prof. Dr. Aziz Konukman: TMMOB odalarıyla tanışıklığım SHP Grubu Ekonomi Danışmanlığı yaptığım sıralarda başladı. O dönemde yoğun çalışmalar sırasında vekiller ciddi bilimsel verilerin peşinde. TMMOB ve TTB ile irtibata geçtik odalar arasında mekik dokuduk. Belgeleri hap yaparak ilettim. Sonra üniversiteye döndüğümde bütün odaların yönetimleriyle arkadaş olduk. Mimarlar Odası Ankara Şubesi ile özel bir muhabbetimiz oldu. Mimarlar Odası Ankara Şubesi rapor üretme sıklığı açısından bakarsanız en çalışkan odalardan biridir. TMMOB’a damgasını vurmuş bir odadır. Ankara’da özel bir ağırlığı var. AOÇ’yi ve Kaçak Saray’ı gündeme getiren bu örgüttür ve her aşamasında kamuoyunu bilgilendirmiştir. Her türlü kent suçunu kamuoyuyla paylaşmıştır. Mimarlar Odası’nın Ankara Şubesi’nin mücadelesinin arkasında olmalıyız.
Gazeteci Özlem Akarsu Çelik: Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin hayatımda ve gazetecilik hayatımda çok önemli bir yeri var. Her zaman gazetecilik hayatımda çok faydalandığım bir meslek odası oldu. Toplumda Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin bir güven duygusu oluşturması çok kıymetli. Yaşamda tutarlılık, mücadelede kararlılık ve eylemde ısrar etmenin yenemeyeceği hiçbir güç yok. Mimarlar Odası Ankara Şube olarak bunun en güzel örneklerini sunuyorlar. İşte bugün yaşadığımız kent rant ilişkilerini açığa çıkaran, bir takım rant ilişkileriyle kentlerin haklarının nasıl gasp edildiğini ve kamu kaynaklarının nasıl tarumar edildiğini ortaya koyuyorlar. Togo kulelerinde de bunu gördük. Haklarımızı savunan bir meslek örgütü var iyi ki de var. Hep var olsun yeni yaşı da kutlu olsun.
Gazeteci Nurzen Amuran: Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyetimizin simgesi olan Başkentimizin korunması için verdikleri hukuki mücadele artık başarılarının semeresini almaya başladı. Togo ikiz külleri ile hukuksuz bir rant ilişkisi ile ortaya çıkaran Mimarlar Odası’nı kutlamak gerekir. Onlar sayesinde bu gerçekler ortaya çıktı. Özellikle AKP dönemi Büyükşehir Belediyesi’nin yarattığı hukuk dışı olaylar gösterdikleri cesaretten bunu okuyoruz. Yargı kararları AKP dönemi belediyesinde kabul edilmemek için yeni imar planı değişiklikleriyle göz ardı edildi. Ancak Mimarlar Odası Ankara Şubesi bu işin peşini bırakmadı. Dava üstüne davalar açtı. Artık bu kararları verenlerin yargı önünde hesap verme günleri geldi diye düşünüyorum.
Ulus esnafından Turgut Uslu: Mimarlar Odası Ankara Şubesi ile temasımız, ekmek teknelerimizin olduğu İtfaiye Meydanı’nın acele kamulaştırma yapılmasıyla gerçekleşti. Devlet baba kamu kaynakları bitti şimdi bizim kaynaklarımıza göz dikti. O dönem kendi meslek örgütümüz dahil çalmadığımız kapı kalmadı. Kimseye derdimizi anlatamadık. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ne başvurduk. Bir telefon akabinde örgütlenmemiz gerektiğini, ortak aklın her zaman her yerde etkili olacağını söylediler. Dernekle çok yere ulaştık. Mahkeme ve ortak akıl konusunda birçok yardımları oldu. Çok teşekkür ediyoruz. Bunu gördüğümüz siyasi partilerden göremedik. Bir partinin sivil toplumlardan sorumlu genel başkan yardımcısının yanına gittiğimizde imam tayini ile uğraşıyordu. 5 bin kişinin ekmeğiyle ilgili bir sıkıntımız var dediğimizde ‘O iş bizi aşar’ dedi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nden bir çok şey öğrendik. Ankara Ticaret Odası benim mesleki dayanışma örgütüm. Kapısından girerken 20, 30 kişi arandık çay içtik resim çektik bir de suçlandık geldik. Burada 5,6 kişi var atom karınca gibi hepsi birer cesur yürek hepsi mesleğinin gereğini can siper hane şekilde yapıyorlar. Esnaflar olarak arkanızdayız.
Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı: Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları içinde en aktif ve en başarılı şekilde çalışan sadece bulunduğu Ankara’yı değil bütün Türkiye’yi çalışma alanı haline getiren odanın ve yöneticilerin eleştiriden çok başka odalara ve kurumlara örnek olması açısından övülmesi gerektiğini düşünüyorum. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin bu sıcak yuvası daha öncede bizi misafir etti. Kendileri geldiler bize misafir oldular. Birlikte çok güzel işler yapıyoruz. İki tane yarışma yaptık. Türkiye çapında mimari proje yarışması. Biri bir spor merkezi biri de deneme bilim merkezi. Biz yerelde bazı şeyleri daha derin teneffüs ediyoruz. Eğitim Diyanet İşleri Başkanlığı ve Müftülüğün eline geçti. Mimarlar Odası Ankara Şubesi hepimizin gözlerini yaşartacak bir kahramanlık örneği sergiliyorlar. Bunların çoğalması lazım. Hepimizin cesaretle kenetlenip artık bu Fetret Devrinden kurtulmamız lazım.
DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün: Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin çok özel bir yeri var. Mimarlar Odası mimarlık görevlerini yapmasını yanında öte yandan da insanlık aleminin ortak Nazım’ın dediği “Yaşamak bir ağaç gibi tek bir ağaç gibi hür ve bir orman gibi kardeşcesine” ütopyasının da savunucusudur. Mücadelenin önemli bir parçası olan Mimarlar Odası Ankara Şubesin kentin bütün sorunlarını dikkate alan, bunları dikkate alırken de kamu çıkarlarını da adaleti de hareket noktası yapan bir odadır. İşte bu doğru rota izlendiği için de çok büyük odaklara karşı da ezilmedi. Çok zor günlerden geçiyoruz. Bu dönüşüm içinde tarihi dokularımız kentlerimiz yok edilirken de kadınlar ve çocuklar üzerinde çok büyük bir sömürü var. Mimarlar Odası yöneticileri bunu da hesaba katan bir kent yaklaşımı içindeler. Mimarlar Odası’nın 64. Yılını kutluyor ve başarılar diliyoruz.
Halkevleri Genel Başkanı Dilşat Aktaş: Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bugün gelecek döneme dair birlikte neler yapabiliriz için bir fırsat sundu. Mimarlar Odası bu kentin ve bu ülkenin hafızasıdır. Mimarlar Odası olmasaydı bu kentte karşı işlenmiş suçlar bu denli ortaya çıkartılamazdı. Suç işleyenlerin peşine de bu denli düşülemezdi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ne sahip çıkmamız gerekiyor. Mimarlar Odası bu toplumun ortak bilincidir. Bu AkSaray’ın aklanamamasının sebebi o yeşil alana Kaçak Saray ismini verebiliyor olmamızdır. Dolayısıyla Mimarlar Odası bu anlamda toplumun politik bilincidir. Mimarlar Odası bizim açımızdan bir dayanışma köprüsüdür. Dikmen Vadisi’nden Mamak’a kadar uzanan halkın barınma hakkını, Ankara halkının ulaşım hakkını, çocuk atölyeleri ile mimarlık öğrencilerin gerçekleştirdiği atölyelerde çocukların bir araya gelmesini sağlamamıştır. Mimarlar Odası Ankara Şubesi referandum sürecinde Ankara muhalefetinin bir araya geldiği yer olmuştur. Ankara’nın Hayır’ı örgütlemek önemli bir süreçti ve toplumsal muhalefeti tek adam düsturu karşısında bütün farklılıklarıyla insanları davet edebilmek, çağırabilmek ve bunun için bir adres olmak önemliydi. Burası çok defa Gökçek’in çeteleri ve adamları tarafından hedef gösterildi. Mimarlar Odası tüm bunlara rağmen Hayır’ın merkezi oldu. Bir ülke ve kent hayal ediyoruz. Mimarlar Odası bu ülkeyi halka birlikte kurma iradesidir. Bu hayali birlikte üretmekten mutlu oluyoruz.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Arif Müezzinoğlu: Mimarlar Odası’na ihtiyacımız var. Ankara Havagazı Fabrikası’nda yürüttüğü kent sağlığı açısından hukuki mücadele ve kamuoyu bilgilendirmesinin simgesel anlamı var. Saltanata Son mücadelesinde Başkent’e karşı suç kavramının somutlaştığı durumda geçmiş dönemde olduğu gibi Ankara’nın savunulması için Mimarlar Odası’na ihtiyacımız var. Açılan ve açılması planlanan şehir hastaneleri var, Şehir planlamasındaki yanlışlıklara ilişkin, kapatılan 6 hastane ve kapatılacak 7 hastanenin neden kapatılmaması için geniş katılımın sağlandığı Hastanemi Kapatma Platformu’nun en aktif üyelerinden birisidir. Kent sağlığı çalışmalarından ötürü Mimarlar Odası’na ihtiyacımız var. Saraçoğlu Mahallesi’nin yıkım tehdidine ilişkin verdikleri mücadeleye de destek olduk. Son derece önemli çalışmalar gerçekleştirildi. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ın ifadesiyle bu kent için mücadeleyi çocuk büyütür gibi karşılıksız emek bir vererek koşulsuz sevgi göstererek yapan Mimarlar Odası’na ihtiyacımız var. Bir kenti sevmeden onun için mücadele etmenin zor olduğunu bilerek bütün yaşanan yıkımlara karşı kenti neden sevmemiz gerektiğini anlatan Mimarlar Odası’na ihtiyacımız var.
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan: Anti demokratik bir yönetim biçimine geçtik. Bu yeni yönetim biçimi sürekli belirsizlik yaratıyor. Yurttaşlık kavramını yok etmeye çalışıyor. Mimarlar Odası burada sürekli direnerek aslında bir bakıma hepimizin ortak haklarını ve menfaatlerini korumaya çalışıyor. Bunu bizim iyi anlatabilmemiz gerekiyor. Çünkü Türkiye’de kent rantları vatandaşın çok ilgili ve istekli olduğu bir konu. Bunun aslında hepimize nasıl zarar verdiğini daha iyi anlatabilecek yol ve yöntemler gerekiyor. Bir hak siyaseti yürütmek gerekiyor. Bunu yürütürken de hem siyasi muhalefet hem de toplumsal muhalefetle nasıl bir mücadele yürüteceğiz. Bunu yapmak zorundayız.2019 yerel seçimlerinde bunun örneği görüldü. 2017 Anayasa Referandumunda görüldü. Bunun daha gelişmiş haline ihtiyaç var Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin verdiği mücadeleye destek daha ileri bir noktaya götürülmelidir. Ortak nasıl mücadele edilir noktasında daha bir araya gelmeli ve görüş alışverişinde bulunmalıyız.
İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray: Demokrasimiz ve Cumhuriyet büyük bir tehdit altında. Mimarlar Odası Ankara Şubesi şehir mimarisini korumaktan öte demokrasi mimarisini hatırlatmıştır. Hep birlikte yanınızdayız. Siz yeniden demokrasi ve Cumhuriyet direnişini tüm topluma anlattınız. Bu mücadele AOÇ’de sembolize edildi. Beni buraya davet etmeniz onurlandırdı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ne nice 64 yıllar diliyorum. Geçmişte bu odaya hizmet veren herkese minnet ve saygılarımı sunuyorum. Mücadele aslında yeni başladı ve çok umutluyum kazanacağız. Çünkü son seçimlerde ilk defa oy kullanan gençlerin yüzde 60’ı iktidara oy vermedi. Biz bunun önünü açacağız.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal: TMMOB bu ülkenin namusu ve mücadelesidir. Toplumcu kamucu, itirazcı, halktan, emekten, demokrasiden ve özgürlüklerden yana bir kurumdur. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyeti tasfiye etmeye çalışan bir iktidara direniyor ve ciddi bir mücadele var. Bütün bu mücadele devam etti edecek. Umut var umut hepimiziz. Dayanışma başladı büyüyor iktidar ve saray korkuyor. Bir ülkede en büyük korumayı kabul edenin en büyük korku içinde olduğu açıktır. Buna karşı gücümüzü ve dayanışmamızı yan yana getirdiğimizde hakkını yemeden söyleyip bitirmek isterim. Sadece TMMOB ve meslek kuruluşları yetmiyor. İnsanların içindeki vicdan, yetişme tarzı, geçirmiş olduğu süreci göze alarak bir insanlık meselesini öngörmek zorundayız. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı odanın sunduğu olanakların çok üstünde mücadele ettiği için büyük saygı duyuyorum. Bu daha başlangıç mücadeleye devam. Barış özgürlük demokrasi bizi bekliyor yeter ki umudumuzu karatmayalım
Mimar Müjdat Karaca: Mimarlar Odası çok ciddi bir okuldur. Mimarlar Odası Ankara Şubesi yaptığı her eylemi duyurabiliyor bu nedenle çok şanslılar. 1894 yılının Eylül ayında, başında Yarbay Sandrherr’in bulunduğu Fransız Haber Alma Servisi, Paris’teki Alman Askeri Ataşesi Schwartzkoppen’in kâğıt sepetinde gizli belgelerin gönderildiğini bildiren ve içinde hesap dökümü bulunan bir mektup bulur. Mektup Yahudi asıllı Alfred Dreyfus’un el yazısına benzetilir. Dreyfus, Fransa’nın askeri sırlarını Almanya’ya satmakla suçlanır, 15 Ekim 1894’te tutuklanır. Her ne kadar suçsuz olduğunu ileri sürse de kimseyi inandıramaz. Ardından yıllar geçiyor 3 yıl sonra Emile Zola bu davaya ilişkin duyumlar alıyor ve çok ciddi bir mücadeleye başlıyor. Öldüğü 1902 yılına kadar yazmış olduğu yazılar okunması ve alınması gereken insan hakları dersini içeriyor. 1906 yılında başka deliller bulunuyor. Dreyfus sonunda yeniden yargılanıyor 10 yıla düşürülüyor sonra af ediliyor. 1906 yeniden dava görülüyor ve Dreyfus beraat ediyor. Bizim günümüzdeki Dreyfusumuz Ankara kentidir. Bu olaydaki Emile Zola da Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kuruludur. Ben bunu çok önemsiyorum ve onlara başarılar diliyorum
Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD) Başkanı Mimar Önder Kaya: Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin farklı kurumları bir araya getirdiği için kutluyorum. Kentlerdeki plansız büyüme nedeniyle her gün akıl almaz şekilde plan değişiklikleri yapıldığı için Mimarlar Odası işini gücünü bırakmış vaziyette bu plan değişikliklerini ve kentlerin yok olma sürecindeki bu durumu mahkemeler yoluyla belgelemeye çalışıyor. Bu duruma toplumu da tanık etmeye çalışıyor ve müthiş bir çaba sarf ediyor ve çok zor bir iş yapıyor. Mimarlar Odası Ankara Şube bu konuda inanılmaz bir tempoyla çalışıyor. Kendisini kutluyorum. Bizim mesleki ve ülke konularında da bir araya gelme zorunluluğumuz var. Bütün meslek örgütlerinin yetkisi tırpanlandı Umarım bizim meslek örgütlerimizin tekrar eski haklarına kavuştuğunu görürüz
Mimar Ezgi Odabaş: Mimar içinde olduğu kentleri tasarlamakta yegane sorumludur. Günümüz şartlarında mimarlık sanat olmaktan çıkıp genel görüntü aktarma, biçimcilik ve bunu yapmada ustalık ve çabukluk şekline dönüşmüştür. Bu durumun önüne geçmemizi sağlayacak tek kurum Mimarlar Odası’dır. Kentleşmede ve yapı üretimlerinde tekelci girişimler tespit ve tehşir edilmeye devam edilmelidir. Ülkemizin geleceği tekelci sermayenin üzerinde oluşan ekonomi ve politikanın tehdidi altındadır. Odamızın verdiği kentsel mücadele son derece önemlidir. Tüm bu çabayla önüne geçtiği nice kent katliamına ev hukuksuzluğa karşı hukuku savunan barışçıl duruş tüm meslektaşlarıma ve kentlilere örnek olmalıdır.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Canan Güllü: Türkiye’yi çok gezen bir kadınım. Türkiye’de doğusundan batısına herkes Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin mücadelesini biliyor . Bu mücadele toplumsal kadın mücadelesinde de bir dinamit oluyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi ‘Kral çıplak’ demeye devam etmeli. 2007 yılında ‘Ilımlı sıcak fark etmez bir şeriat yoluna doğru hızla çekiliyoruz’ demiştim. Bu süre içinde en çok kaybı yaşayanlar kadınlardır. Tüm bunların karşısında bazı kesimler sosyal medyada iki tweet atmak ya da facebookta birkaç paylaşım yapmaktan öte bir tavır sergilemediler. Örgütlenme modelinin tabana yayılması önemli. Hiçbir meslek örgütüne tabi olmayan insanları içimize alabilirsek bu mücadelede yol arkadaşlığını denkleştirirsek muhteşem bir sona doğru gideceğiz. Ben buradan bu mücadelenin muhteşem enerjisini de aldım. Mücadele kazandırır ve biz kazanacağız. Nice 60 yıllara diyorum.
Mimarlık öğrencisi Ahmet Keleş: Burada konuşmacı olarak bulunmam biz gençlerin fikirlerini önemsendiğinin göstergesidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez’ sözleriyle başlamak istiyorum. Mesleki hak ve çıkarlar toplumun hak ve çıkarlarından ayrı düşünülemez. Geçmişteki örnekler gibi üye oda arasındaki birlikteliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Mimarlık öğrencisi ve ileride meslektaşınız olacak birini gözünden baktığım zaman gelecek için endişeleniyorum. Birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekiyor. Odanın üyelerine, üyelerin odasına sahip çıktığı birlik ve beraberliği yakalamalı ve korumalıyız. Mimarlar Odası’nın mesleki hakları korumanın yanı sıra tarihi ve kültürel varlıkları korumak gibi bir misyonu da var. Mimarlık eğitimi alan biz gençlere ders niteliğinde gösterilmesi gereken bu yapıların birçoğunu bugün yitirmiş durumdayız. Birçoğu da tehdit altında, bu biz gençler için kaygı verici bir durumdur. Mimarlar Odası’nın bu haklı mücadelesinin ileride sürdürecek olan bizleriz ve bunun bilincindeyiz. Umarım bu mücadele devam eder ve buz bu bayrağı sizden devralıp daha ilerilere taşırız. Atatürk’ün ‘Gençliği yetiştiriniz onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız’ sözüyle bitiriyorum.
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Basın Birimi