Türkiye’de sokakta yaşayan hayvanlara yönelik şiddet, işkence ve katliamlar; kurum ve kuruluşların denetimlerinin yetersizliği, belediyelerin sorumluluklarını yapma noktasındaki eksikliği, cezasızlık gibi nedenler dolayısıyla günbegün katlanarak artmaya devam ediyor.
Son olarak Antalya’nın Muratpaşa ilçesine bağlı Meydankavağı Mahallesi’nde 9 Ağustos’tan bu yana 30 kedi ve köpek öldü. Belediye yetkilileri ölümlerin gerçekleştiği alanda ‘tehlikeli (zehirli) zirai madde’ tespit edildiğini açıkladı. Yaşanan katliamın ardından aslında hayvan hakları örgütlerinin ve aktivistlerinin yakından bildiği, Türkiye’de erişime açıldığı 11 Mayıs’tan bu yana yakından takip ettikleri ‘Havrita’ adlı internet sitesi sosyal medyada gündem oldu.
Karar'dan Seda Çakır'ın haberine göre, sokak köpeklerinin bulunduğu bölgelerin kullanıcılar tarafından işaretlendiği ve fotoğraflandığı, ‘Başıboş Köpek Haritası’ olarak tanımlanan ve ‘Başıboş Köpek Sorunu Platformu’na bağlı olarak faaliyet gösteren ‘Havrita’ isimli internet sitesi nedeniyle çok sayıda köpeğin öldürüldüğü iddia edildi. Çok geçmeden Antalya’da katliamın yaşandığı mahallenin de söz konusu internet sitesi üzerinde daha önceden işaretlenmiş olduğu ortaya çıktı.
Havrita nedir?
İnternet sitesinde 'yer sağlayıcı' olarak faaliyet gösterdiğini bildiren Havrita'nın bilgilendirme metninde "Havrita, paylaşımı yapılmış hiçbir durum/olay için lehine veya aleyhine dilek, istek veya öneride bulunmaz. Havrita, başıboş köpekleri veya köpekler aracılığıyla olumsuz duruma/durumlara sebep olmuş/olacak hiçbir kuruluşu/şahsı hedef göstermez veya hedef gösterilmesini teşvik etmez. Nefret söylemi içerdiği veya asılsız olduğu tespit edilen içerikler kaldırılır" ifadeleri yer alıyor. internet sitesinin ‘köpek sürülerinin nerede olduğu, sayının belirlenmesi ve vatandaşların ‘tehlikeli’ olarak tanımlanan bölgelerden geçerken daha dikkatli olmalarının’ amaçlandığı iddia ediliyor.
Dünyanın en büyük imza kampanyası projesi olan Change.org'da hayvanseverler, "havrita.com adlı harita üzerinden, hayvanların yaşam alanları fişleniyor. Bu harita açıldığından beri, zehirlemeler, kurşuna dizmeler, ölü köpekleri ağaçlara asmalar gibi çeşitli işkencelerle hayvanlar katledildi. Haritanın, hayvanları hedef göstermek dışında hiçbir toplumsal faydası bulunmuyor. Her önüne gelen, hiçbir kontrol mekanizması olmadan böyle fişleme haritaları açabilecek mi?" açıklaması yaparak sitenin kapatılması için imza kampanyası başlattı. Sosyal medya platformu Twitter’da da köpeklerin katledilği, işkence edildiği görüntülerin paylaşılmasının ardından #HavritaKapatılsın etiketi kısa sürede TT listesinde üst sıralara yerleşti. Etikete hayvan hakları örgütleri, hayvan hakları aktivistleri, hayvanseverler ve çok sayıda ünlü isimden destek geldi.
‘İddianame düzenlenip, kamu davası açılmalı’
KARAR’a konuşan İstanbul Barosu Hayvan Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Babayiğit, İstanbul Barosu olarak pazartesi günü siteye erişim engeli başvurusuna bulunacaklarını söylüyor ve Hayvanları Koruma Kanunu’na dikkat çekerek, açık ve net biçimde hayvanların öldürülmesinin, hayvanlara işkence edilmesinin yasak ve suç olduğunun altını çiziyor. Belediyelerin sorumluluklarını hatırlatan ve barınak soruna değinen Babayiğit şöyle devam ediyor:
“Bizim kanunumuzda çok açık hüküm var. Kanun diyor ki; hayvanların öldürülmesi yasaktır ve kanun diyor ki; ‘belediyeler sahipsiz sokak hayvanlarını bulundukları yerden alacak, aşılayacak, kısırlaştıracak, bunları yapıldığını gösterir işaretler olacak, rehabilite edecek ve aldığı ortama geri bırakmak zorundadır’ diyor. Dolayısıyla da hiçbir hayvanın yeri 5 yıldızlı otel gibi deklare edilen barınak olamaz kanun buna izin vermiyor.
Şimdi tüm bu yasal mevzuata baktığımızda bizlerin sokaktaki hayvandan rahatsız olma lüksü yok. Siz satış ve ticareti yasaklamazsanız, hayvanın terki için cüzi para cezaları verirseniz, bu konuda belediyeler gerekli çipleme, kısırlaştırma işlemlerini yapmazsa, ilgili sahiplendirme faaliyetlerini yapmazlarsa, hayvanın tanımadığı bölgeye hayvan bırakarak orada köpeklerin sürüleşmesine sebebiyet verirlerse elbette ki bu hayvanlar da içgüdüsel olarak ve doğaları gereği kendilerini daha kalabalık, kendilerini daha güvenli hissettikleri köpek gruplarının içerisine dahil olacaktır. Ama bu insanlar sadece köpek gruplarından değil hayvanın bizatihi varlığından rahatsızlar. Bu hayvan barınakta da olsa bu hayvandan rahatsız olacaklar.”
‘Bireysel silahlanmaya itiyor’
‘Havrita’ gibi uygulamaların bireysel ve ruhsatsız silahlamaya ittiğinin altını çizen Babayiğit, ortaya çıkan ‘suç işlemeye teşvik ve tahrik’e dikkat çekerek, bunun Türk Ceza Kanunu (TCK) çerçevesinde suç olduğunu kaydediyor ve bu kişilere yaptırım uygulanması gerektiğini söylüyor:
“TCK çerçevesinde üç kişi aynı fikir birliğinde bir araya gelerek bir eyleme karışırsa bu bir örgüt sayılır. O zaman burada kaç kişiyi sayabiliriz, kaç kişi aynı suç işleme maksadıyla bir araya geldi? O zaman bunlar bir örgüt. O zaman cumhuriyet savcılarının derhal harelete geçip bunlar hakkında bir örgüt nitelikli eylemden doğrudan iddianame düzenlemesi ve kamu davası açılması ve bu uygulamaya da Türkiye’den erişimin engellenmesi gerekiyor. Bu uygulamayı yapan, bu uygulamayı destekleyen, bu uygulamaya done yükleyen, arka planda çeteleşenlerin hepsi aslında bu suçların şüphelileridir ve bunların cezalandırılması gerekir. Burada cezalandırılan hayvanlar değil insanlar olmalı, bu uygulamayı kullanarak hayvanları öldüren insanlar olmalı.”
TCK Madde 214- Suç İşlemeye Tahrik Suçu
Suç işlemeye tahrik suçu, 5237 sayılı TCK’nın 214. maddesinde “Kamu Barışına Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:
(1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Tahrik konusu suçların işlenmesi halinde, tahrik eden kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.
TCK Madde 216- Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu
(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TCK 217- Kanunlara Uymamaya Tahrik Suçu
Halkı kanunlara uymamaya tahrik suçu, 5237 sayılı TCK’nın 217. maddesinde “Kamu Barışına Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:
(1) Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
‘Açıkça bir can kırımı’
Gazeteci, yazar ve hayvan özgürlüğü aktivisti olan Zülal Kalkandelen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın köpeklerin barınaklara kapatılması için 23 Aralık 2021’de belediye başkanlarına verdiği talimattı hatırlatarak, bu talimatın yasaya aykırı olduğunu ve o günden bu yana bir katliam yaşandığını söyledi.
Erdoğan ne demişti?
23 Aralık 2021 tarihinde Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söylemişti:
"Maalesef medyada sık sık çocuklara saldıran başı boş köpeklerin yol açtığı facialarla ilgili haberlere rastlıyoruz. Öncelikle sahipsiz hayvanların yerinin sokaklar değil, barınaklar olduğunu unutmamalıyız. Şimdi buradan birinci derecede büyükşehirler olmak üzere tüm belediye başkanlarıma sesleniyorum. Sahipsiz hayvanlar için lütfen ön alın, sıcak ve güvenli barınaklar kurarak, gıda artıklarından hayvan maması üretimini teşvik ederek, pek çok gönül kazanabiliriz, gönül kazanabilirsiniz. Böylece hem vatandaşlarımızın sahipsiz hayvanların yol açacağı tehditlerden kurtulmasını sağlamış hem de bir can olan hayvanlara karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz."
Başıboş Köpek Sorunu Platformu’nun, artan şiddete karşı hayvanların da yaşam hakkını savunanları ve aktivistleri hedef gösterdiğini söyleyen Kalkandelen, ‘Havrita’ aracılığı ile köpeklerin yerlerine göre haritada işaretlenip doğrudan hedef olarak belirtildiğini ve sonra o köpeklerin katledildiğini kaydetti. Sitenin açıkça bir ‘can kırımı’ aracı olarak işlev gördüğünü belirten Kalkandelen şöyle devam etti:
“Bu arada yetkililer olanları sadece seyrederken hayvan hakları savunucuları da hedef oluyor. Burası bir hukuk devleti ise, yasayı uygulanmak zorunda. Belediyelerin yasada belirtilen sokak hayvanları ile ilgili görevlerini yerine getirilmesi sağlanmak zorunda. Sokak hayvanlarının canı da devletin sorumluluğundadır; onları da insanları da korumak zorundalar.
Bunları yapmak için de önce hayvanlara karşı şiddeti yayan çetelere destek olmaya son vermek zorundalar.
‘Bir an önce kapatılmak zorunda’
Köpekleri topluca katletmek çözüm olamaz. Barınaklara giren çoğu hayvanın ölüsü çıkıyor. Yapılması gereken, yasada yazdığı gibi belediyelerin bu konudaki görevlerini (aşılatma, bakım, kısırlaştırma) yapmasının kesin olarak sağlanması ve yapmayanlara caydırıcı cezaların verilmesi, petshoplarda katalog aracılığıyla hayvan satılmasına son verilerek barınaklardan yuvalandırma yapılmasıdır. Yasa yeniden düzenlenirken belediyeler ceza kapsamına alınmadı. Şu anda birçoğu bu nedenle hayvanları zehirlemek ya da zulümle toplayıp barınak denilen hücrelere kapatmakla meşgul. Bir an önce Havrita uygulamasının kapatılması, şiddetin önlenmesi için elzemdir.”
‘Tamamen yasa dışı bir platform’
‘Havrita’nın sosyal medyadan örgütlenip, hayvanları, hayvanseverleri hedef gösteren, sokakta yaşayan hayvanların ve hayvanseverlerin de öldürülmesini hedefleyen, bireysel silahlanmayı öven tamamen yasa dışı bir platform olduğunu söyleyen Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Fatma Biltekin, internet sitesindeki haritada işaretlenen yerlerde sonrasında köpeklerin kaybolduğunu, öldürüldüğünü ve işkence edildiğini gördükleri yer olduğunu belirtiyor.
Biltekin, çok uzun zamandır ‘Havrita’nın kapatılması için çalıştıklarını ancak sitenin IP adresinin ABD’de olduğunu ve bu yüzden çalışmalarının sonuçsuz kaldığını söyleyerek, “Ama burada gördüğümüz şey tamamen hayvanların yok edilmesi, öldürülmesi üzerine bir kampanya aslında bu. Ve gerçekten çok tehlikeli” dedi ve ekledi:
“Şu an şu noktada hayvanların da hayvanseverlerin de hayvan hakları savunucularının da aslında yaşamları tehlikede. Öldürülülen, satırla saldırıya uğranılan, arabaları parçalanan insanlar gördük son birkaç ay içerisinde. O yüzden mesele çok kötü bir yere gidiyor ve kurumların bu meseleye bir an önce el atması gerekiyor. Çok daha kötü şeyler göreceğiz gibi duruyor maalesef.
Yine bunun suçlusu sorumluluğunu yerine getirmeye belediyeler. Denetlemeyen, denetlenmeyen kamu kurumları. Çünkü kısırlaştırılması gereken hayvanları ormanlara, çöplüklere attıklarında hayvanlar orada üremeye, çoğalmaya devam ediyor. Bu aslında belediyenin yaptığı bir şey ve bu sorunun çözülmesi için belediyelere sorumluluklarını hatırlatıp, sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamak gerekiyor.”