İmamoğlu: "Meczup Bir Dil Çıkıp Atamıza Hakaret Edebiliyor, Bir Savcının Dahi Soruşturma Açmamasını Kınıyorum"

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Büyükçekmece Belediyesi'nin Atatürk Devrimleri Müzesi Ulusal Bağımsızlık ve Kurtuluş Müzesi Açılışına katıldı. İmamoğlu, "Ata'mıza dönük saldırılarla mücadele ediyoruz. Bazen öyle basit bir sıradan bir dil, öyle meczup bir dil çıkıp Atatürk'e hakaret edebiliyor. Bir savcının dahi soruşturma açmamasını buradan hicapla izliyorum. Toplumda hiçbir karşılığı olmayacak" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Büyükçekmece Belediyesi’nin yapmış olduğu Atatürk Devrimleri Müzesi Ulusal Bağımsızlık ve Kurtuluş Müzesi Açılışına katıldı. İmamoğlu,“Ata'mıza dönük ve Cumhuriyete, demokrasiye dönük saldırılarla mücadele etmek durumunda kalıyoruz. Bazen öyle basit bir sıradan bir dil, öyle meczup bir dil çıkıp Atamıza hakaret edebiliyor. Bir savcının dahi hakkında soruşturma açmamasını ben buradan hicapla izliyorum ama bir yanıyla da kınıyorum. Milletimizin birbirine olan sevgisini, coşkusunu arttırmak geçmişe olan saygı ve aynı zamanda hürmet, sadakat ve tabii ki anlamak, bütün bunlardan geçmektedir. Bu manada bizim birbirimize olan bağlılığımızı, birbirimize olan sadakatimizi ve coşkumuzu, bu tür tavır ve davranışlarla küçültmeye ya da sıkıntıya uğratmaya çalışanlar boşuna bu tür hareketleri yapmaktadırlar. Toplumda hiçbir karşılığı olmamıştır, olmayacaktır” dedi.

Büyükçekmece Belediyesi’nin yapmış olduğu Atatürk Devrimleri Müzesi Ulusal Bağımsızlık ve Kurtuluş Müzesi düzenlenen törenle açıldı. Törene, CHP eski Genel Başkanlarından Hikmet Çetin, Altan Öymen, İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldı Büyükçekmece Belediyesi’ne ait koronun seslendirdiği marşlardan sonra Büyükçemece Belediye Başkanı Hasan Akgün bir konuşma yapdı. Akgün’ün ardından konuşan İmamoğlu ise şunları söyledi:

“TÜM İSTANBULLULARIN BURAYI ZİYARET ETMELERİNİ DİLİYORUM"

Hasan Akgün başkanımızın yaptığı hep özel işler olmuştur. Bugün de yine çok özel bir iş, Büyükçekmece'ye değer katacak ve insanları burada ağırlarken. Onların kalplerine girecek, zihinlerinden çıkmayacak, iz bırakacak çok özel bir tasarımla iki müzeyi kazandırmanın töreninde ben de sizlerle buluşmuş oldum, çok da mutluyum, gururluyum. Sizleri sevgi saygı ile selamlarlarken 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü'nde bu değerli anı paylaşmanın onurunu yaşıyorum. Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşları ve bu cennet vatanın kurtuluşu kuruluşu noktasında verilen büyük mücadelede canını veren aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi hepinizin huzurunda rahmetle, minnetle anmak istiyorum. Çanakkale Zaferi'nin mimarı çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evden ilham alınarak yapılan Atatürk Devrimleri Müzesi gerçekten dedim ya hem gözlere hem kalbe, hem zihne, iz bırakacak bir duygu katıyor insanın yüreğine. Cumhuriyetin bize kazandırdıklarını mutlak içerisinde çok kuvvetli bir biçimde anlatacaktır. Bu kazanımları ne zorluklarla elde ettiğimizi ortaya koyuyor. Atatürk devrimleri aklın, bilimin, çağdaş düşüncenin ışığıyla, aydınlandığını hepimiz biliyoruz. Atatürk devrimleri milletin egemenliğidir. Hem de kayıtsız şartsız egemenliğidir. Tam bağımsızlıktır. Bizler Atatürk'ün izinden ve onun işaret ettiği hedeften hiçbir zaman ayrılmadık ve ayrılmayacağız. Çünkü Türkiye'yi çok daha güzel günlere taşıyacak yolun bu olduğunu çok iyi biliyoruz. Atatürk devrimlerine ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ne sonsuza kadar en üst seviyede sahip çıkacağız ve sahip çıkacak nesilleri de hep birlikte yetiştireceğiz. Tarih bilinci arttıkça Atatürk devrimlerinin milletimiz için hayati önemi daha iyi kavrandıkça bu sahip çıkma duygusu çok daha güç kazandığını yakinen tespit ediyorum. Bu yönüyle kıymetli başkanım Hasan Akgün'e, değerli çalışma arkadaşlarına emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyorum. Hem Büyükçekmece’ye hem de İstanbul'a bu iki müzeyi kazandırdıkları için, tüm İstanbulluların da burayı ziyaret etmelerini diliyorum.

BASİT SIRADAN BİR DİL, ÖYLE MECZUP BİR DİL ÇIKIP ATAMIZA HAKARET EDEBİLİYOR. BİR SAVCININ DAHİ SORUŞTURMA AÇMAMASINI KINIYORUM

Çanakkale Zaferi'nin yıldönümündeyiz. Biliyoruz ki donanması olmadığı bir dönemde ne yazık ki Osmanlı'nın belki tarihinin en zorluklar içerisinde bulunduğu bir anda Çanakkale'de hem denizde hem karada elde edilen zaferler, aslında kurtuluş savaşı mücadelesi ve o zaferin öncü zaferi olmuştur. O zaferin hazırlayıcısı olmuştur. Bu bakımdan bu iki büyük mücadele hem tarihimiz için çok önemli iki nokta hem de milletimiz için de birlik ve beraberlik noktasında çok duygusal anları, çok kitlesel tarifleri, etnik kökenine, inancına bakmaksızın birlikte mücadele vermiş olmanın muazzam bir gururunu bize yaşatıyor, yaşatmalı. Ve bunu anlamalıyız. Elbette dönem dönem Atamıza dönük ve Cumhuriyete, demokrasiye dönük saldırılarla mücadele etmek durumunda kalıyoruz. Bazen öyle basit bir sıradan bir dil, öyle meczup bir dil çıkıp Atamıza hakaret edebiliyor. Ama ben bunu ara ara hatırlatacağım. Çıkıp bir savcının dahi hakkında soruşturma açmamasını ben buradan hicapla izliyorum ama bir yanıyla da kınıyorum. Milletimizin birbirine olan sevgisini coşkusunu arttırmak geçmişi olan saygı ve aynı zamanda hürmet, sadakat ve tabii ki anlamak, bütün bunlardan geçmektedir. Bu manada bizim birbirimize olan bağlılığımızı, birbirimize olan sadakatimizi ve coşkumuzu, bu tür tavır ve davranışlarla küçültmeye ya da sıkıntıya uğratmaya çalışanlar boşuna bu tür hareketleri yapmaktadırlar. Toplumda hiçbir karşılığı olmamıştır, olmayacaktır.

GÖREVİNİ EN İYİ YAPAN CUMHURİYETE LAYIK OLANDIR

Bugün İstanbul'a 13.1 kilometrelik daha bir metro kazandırmanın gururunu yaşayan bir Cumhuriyet evladıyım. Yaptığımız Ataköy-İkitelli açılışıyla beraber 65.1 kilometrelik metronun bitirilmiş olmasını sağladık beş yıl içerisinde. 63 kilometrelik metro içinde yer altında şu anda binlerce emekçimiz çalışmaya da devam etmekte. Şu anda bir tanesinin ihalesi yapıldı, yer teslimi yapıldı. Bir tanesinin ihale süreci devam ediyor. 6 ya da 7 Nisan ilk haftalarında netleşecek. Onun da ihalesine onun da inşaatına başlayacağız. Birisi Eyüpsultan - Bayrampaşa bir diğeri Kirazlı - Halkalı. Yine ihalesi hazır, parası, ödeneği, fona hazır, Sefaköy - Beylikdüzü hattı var. 18 aydır bir imza bekliyor. O imza atıldığında ona da tabiri caizse kütür kütür başlayacak durumdayız. Ve burada çok saygın isimler devletimizin, devlet insanı diye tariflediği çok kıymetli simaları görünce bazı anıları duyduğumda, geçmişte birilerinin bir imza için Ankara'ya geleyim diye aradığında o dönemin bakanlarının 'Gelmene gerek yok. Biz hemen imzalar, yollarız' dediği dönemden ve imzayı alıp işine devam ettiği dönemden bugün önüne gelen imzanın üstünde, dosyanın içinde İstanbul ve Ekrem İmamoğlu yan yana yazıyorsa onu imzalamaktan imtina eden bir kişiye evrildi süreç. Bunu görüyoruz, şunu söyleyeyim, onu da başlatacağız. O da 25 kilometrelik önemli bir hat. Bir milyar euroya yakın kaynağını temin ettiğimiz dünyanın en itibarlı finans kuruluşlarından temin ettiğimiz bir iş. Bunları şunun için söyledim. Cumhuriyete layık olmak, bu güzel topraklara, bu cennet vatana layık olmak kıymetli. Bu Cumhuriyete layık olma bence çok net bir tarifi vardır eğer kamuya hizmet ediyorsanız. Görevini en iyi yapan Cumhuriyete layık olandır. Dolayısıyla her zaman diyorum Allah'ım beni bu millete mahcup etme bu benim duam. Ediyorum sizin huzurunuzda da ediyorum şahit olun diye ediyorum. Ediyorum ki mahcup olmamanın tek yolu var. Çok çalışmak, gayret ve adalet, gayret ve adalet olursa peşinden bereket gelir. Çok çalışana Yaradan verir. Bu toprakların, şehitleri, gazileri onların ruhu bizim arkamızda olduğu sürece kalbimiz temiz ve insanını ayırmadan 86 milyon insanımıza çalıştığımız sürece her işte başarı elde ederiz diye.

HANGİ ÇILGIN BANA ZİNCİR VURACAKMIŞ ŞAŞARIM

Yeni dönemde birlikte uyum içerisinde çok güzel bir İstanbul'u var etme konusunda çok kararlıyız, onu ifade edeyim. Hiçbir aykırı davranış bizi yıldıramaz çok kararlıyız, içimizdeki kararlılığı hiç tahmin bile edemezsiniz. Şöyle var ya ‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım’ öyle bir hararet var. Ama bu hararetin içinde şu yok asla. Kin, nefret kızgınlık,vallahi yok. Sabır, sükunet, gülümseme, iyilik var, kibir asla yok. Bunların insanlara da iki sözümüz var. Allah sizi ıslah etsin, Allah size akıl versin. Başka hiçbir şey yok. Dolayısıyla bu anlayışla beraber yolumuza yürüyoruz. Bu anlayışın kıymetli paydaşı, yol arkadaşı sevgili Hasan Akgün başkanımıza da yıllardır gösterdiği başarıyı bir beş yıl daha göstereceğine yürekten eminim. Onun çıktığı bu yolculukta da kol kola, omuz omuza koşacağız... ”

Gündem Haberleri