Son aylarda İstanbul, Pendik ve Kartal sahilinde artan ve çevre sakinlerinin 'kirlilik' olarak gördüğü tabakanın 'deniz salyası' olduğunu belirlenmişti. Balıkçıların “deniz salyası" olarak adlandırdığı 'müsilaj' yani denizdeki mikroorganizmaların atık sularla birlikte oluşturduğu tabaka balıkçıların kabusu oldu.
Endişe yarattı
Marmara Deniz'inde etkinliğini arttırmasıyla buradaki balıkçılık faaliyetlerini de etkileyen müsilaj, Çanakkale'de de görülmesiyle endişe yarattı. Bu durum akıllara 'müsilaj denizler arasında yayılma gösterebilir mi?' sorusunu getirdi.
Nasıl oluşuyor?
NTV'de yer alan habere göre, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meriç Albay, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Büyükateş ve İstanbul Su Ürünleri Kooperatifleri Başkanı Erdoğan Kartal' bu durumu değerlendirdi. Müsilaj, biyolojik ve kimyasal birçok koşulun bir araya gelmesiyle oluşan, fitoplankton olarak adlandırılan bitkisel canlıların aşırı çoğalması, deniz sıcaklığının yükselmesi ve buna bağlı olarak bakteriyel aktivitelerin artmasıyla oluşan sümüksü, yapışkan bir yapı. Müsilajın oluşabilmesi için mevsim sıcaklıkları, akıntı, tuz seviyesi, kirlilik vb. birçok farklı etken var.
"Taşınarak gelmesi söz konusu değil"
İlk olarak Marmara'da etkili olan müsilajın önceki gün Çanakkale Boğazı'nın bazı bölümlerinde de görülmesi bölgede paniğe neden oldu. Müsilaj görüntüsüyle vatandaşlarda çevre kirliliği endişesi yaratsa Prof. Dr. Büyükateş, bu durumun normal olduğunu her sene bu aylarda müsilajla karşıladıklarını belirtti ve şu ifadelerle anlattı: "Bu yeni bir olay değil. Özellikle Çanakkale Boğazı ve Marmara'da 2007- 2008 döneminde de oldukça yoğun bir şekilde gördük. Rüzgarların şiddetini artırmasıyla ve sistemin durgunluğunun azalmasıyla ortamdan kalkacaktır. Bu organizmalar bütün denizlerde ayrı şekillerde oluyor. O yüzden Marmara Denizi'inden Ege'ye taşınarak gelmesi söz konusu değil. Bu organizmalar zaten çok uzun süre yaşayabilen organizmalar da değiller. İlkbaharla beraber zaten fitoplantonik organizmaların artması beklenen bir şey. Nasıl bu aylarda ağaçlar çiçek açıyorsa denizdeki fitoplantoik canlılarda fotosentez yapıyor." yakın zamanda deniz salyasının etkisinin azalacağını söyleyen
Büyükateş, "Rüzgarın ve akıntıların artmasıyla zaten bu durum son bulacaktır. Çok uzun süre yaşamadıkları için kısa sürede kendiliğinden de yok olmasını bekliyoruz. Ancak mitoz bölünerek çoğalan canlılar oldukları için ne kadar çoğalacaklarına ve besleneceklerine bağlı olarak bu durum biraz uzayabilir. Ancak biz bu durumu zaten her sene aynı aylarda görüyoruz" dedi.