CHP heyeti sular altında bırakılmak istenen Hasankeyf'te: Tarihin siyasi partisi yoktur

CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Karaca başkanlığındaki parti heyeti, temmuz ortasında su tutulmaya başlanan ve 50 yıl ömrü olacağı ön görülen Ilısu Barajı'nın suları altında bırakılmak istenilen Hasankeyf'i ziyaret etti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca başkanlığındaki heyette, CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, CHP Adıyaman Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Abdurrahman Tutdere, CHP Gaziantep Milletvekili ve İnsan Hakları İnceleme Komisyon Üyesi İrfan Kaplan, CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya ve CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi Pınar Uzun yer aldı. Öğlen saatlerinde CHP Batman İl Başkanlığı'nı ziyaret eden heyet, İl Başkanı Hüseyin Yaşar ve İl Yönetimi ile birlikte Hasankeyf’e geçti. Hasankeyf’te temaslarda bulunan heyet, ilçe halkı ve esnafla görüştü. İlçe sakinlerin Barajı istemediklerine dair düşüncelerini not eden heyet, bunları raporlaştıracaklarını ve TBMM'de gündeme getirecekleri belirtildi.

'İNAT VE RANT UĞRUNA'

Cumhuriyet gazetesinden Mehmet Kızmaz'ın haberine göre; heyet, ilçe sakinleriyle yaptıkları görüşmenin ardından, 12 bin yıllık bir tarihin ve milyonlarca canlıya ev sahipliği yapan Dicle Vadisi'ni yok edeceği ön görülen Ilısu Barajı'nı antik ilçe de yaptıkları basın açıklaması ile protesto etti. Heyet adına açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca, ''CHP olarak bugün, yeryüzünde yaşam alanları olarak en eski tarihe sahip 5 yerleşim yerinden birisi olan Hasankeyf'teyiz. Bugün bu sokaklarda gezerken içimiz acıyor. Ilısu barajının alternatif olarak yapılabilecek bir çok alan vardı. Maalesef bu alanlar yok sayıldı ve bir inat ve rant uğruna bugün 12 bin yıllık geçmiş sulara gömülme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu baraj sadece tarihimize ihanet değil, aynı zamanda bu bölgenin 1. derece deprem kuşağı olmasından dolayı ilerde daha vahim sonuçların olabileceği bir gerçektir'' dedi.

'TOPLUMSAL BİR TALEP'

Taşınan yedi tarihi eserle ilgili de Karaca,''Hiç bir tarihi eser bulunduğu ve temsil ettiği geçmişten kopartılarak, yeni yerde aynı duyguyu ve aynı tarihi ruhu vermeyecektir. Çok geç değil. Dünyada, UNESCO'nun Dünya Miras Listene alınması için belirlenen 10 kriterden 9'una sahip tek yer, Hasankeyf'tir. Hasankeyf'in Dünya Miras Listesine alınması için Kültür Bakanlığı'nın UNESCO'ya başvurması gerekiyor. Devlet yıllarca bu başvuruyu yapmamak için inatla direndi. Buradan, hep birlikte çok geç olmadan, 12 bin yıllık tarih sular altına gömülmeden Kültür Bakanlığı'na çağrı yapalım. Hasankeyf'in, 'Kurtarın beni' çığlığına ses olmak ve Kültür Bakanlığı'nın UNESCO'ya başvurması için toplumsal bir talebi hep birlikte, toplumsal bir güçle dile getirelim. Tarihin, Hasankeyf'in siyasi partisi yoktur. Hasankeyf bütün Türkiye'nin ve dünyanındır. Hasankeyf'e sahip çıkmak siyasi bir mesele değildir. Dünya tarihine sahip çıkmaktır. Gelin Hasankeyf'i hep birlikte kurtaralım'' çağrısında bulundu.
Heyet açıklamanın ardından, Ilısu Barajı'nın suları altında kalacağı beklenilen köylerde de ziyarette bulundu.

"İNSANLIK TARİHİNİN MÜCEVHERİ YOK OLACAK"

İngiliz gazetesi The Guardian, 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf'i ve milyonlarca canlıya ev sahipliği yapan Dicle Vadisi'ni Ilısu barajının suları altında bırakılmaya çalışılmasıyla ilgili bir inceleme yazısı yayımladı. Yazıda,'Vaha gibi görünen Dicle nehrinin kıyılarındaki Antik Hasankeyf kenti, protestolara rağmen, insanlık tarihinin bu mücevheri, tartışmalı Ilısu Barajı nedeniyle yakında yok olacak'' ifadelerine yer verdi.

Gazetenin muhabiri Tessa Fox'in antik ilçeye gelerek hazırlanan yazıda, "Tarihi 12 bin yıl kadar geriye giden Hasankeyf, binlerce mağarası, kiliseleri ve mezarlarıyla dünya üzerindeki en eski yerleşim yerlerinden biri olarak biliniyor. Vaha gibi görünen Dicle nehrinin kıyılarındaki Antik Hasankeyf kenti, protestolara rağmen, insanlık tarihinin bu mücevheri, tartışmalı Ilısu Barajı nedeniyle yakında yok olacak. Ayrıca, biyolojik çeşitlilik zarar görecek, çok sayıda tehlike altındaki türler tehdit ediliyor ve çevreye büyük zarar verecek'' denildi. Bölgenin sadece yüzde 10'unun arkeologlar tarafından araştırıldığı da vurgulanarak, hükümetin protestolara izin vermediği, bunun barajı durdurma mücadelesini engellediği belirtildi.

'DEMOKRASİ OLSAYDI'

Yazıda, Batman Valiliği'nin 8 Ekim'de Hasankeyf'in giriş-çıkışlara kapatılması da hatırlatılarak, Hasankeyf'te mağarada dünyaya gelen Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi'nden Rıdvan Ayhan'ında görüşlerine yer verdi. Ayhan gazeteye, "Bu sadece bizim, Hasankeyf'in geçmişi değil, sizin de geçmişiniz. Çünkü burası insanlığın geçmişi. Hükümetin ölülere bile saygısı yok. Barbarlar. Gösteri düzenleyince bizi hapse atıyorlar. Demokrasi olsaydı, belki yapabileceğimiz bir şeyler olurdu. Öldüğümüzde çocuklarımız gelip mezarlarımıza tükürecekler ve neden Hasankeyf'i kurtarmadınız?" açıklamasında bulundu.

Yazıda Florida Merkez Üniversitesi'nde tarih profesörü olan Hakan Özoğlu'da gazeteye,"İnsanlık tarihinin geçmişine ilişkin böylesine nadide bir kanıt ne pahasına olursa olsun korunmalı" dedi.

İlgili Haberler

Hasankeyf ve Dicle Vadisi sular altında bırakılmak isteniyor: Bölge için 'Bern' başvurusu

Türkiye Haberleri