Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Akköz, Beyşehir Gölü'nün kuraklık riskiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, ''Suyun vahşice kullanılmasının önüne geçilmesi gerekir'' dedi. Gölün yok olmaması için çalıştay talebinde bulunan Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır da, "Gölün yarınını dikkate almak bakımından tabanda ve yüzeyde, yapılacak bir kaynak geliştirme çalışmaları, su kaybının önüne geçme politikalarının belirlenmesini istiyoruz'' dedi.
Gölde incelemede bulunan Prof. Dr. Cengiz Akköz, ülkemizde yaşanan kuraklıktan Beyşehir Gölü'nün de nasibi aldığını belirtti. Göldeki su seviyesinin gün geçtikçe azaldığını ifade eden Akköz, şunları söyledi: ''Göl, 656 kilometrekare gibi büyük bir yüzey alanına sahip. Ne yazık ki gölün derinliği az ve sığ bir göldür. Gölün karstik yapısı da tektonik orijinli ama tabandan düdenlerle su kaçakları söz konusu. Beyşehir Gölü’nün konumu itibariyle de besleyici kaynakları da belli. Birkaç tane dere ve dağlardan gelen kaynak suları besliyor. Gölü besleyen derelerin çağlayarak akması gerekiyor. Ancak ülkede yaşanan kuraklıktan Beyşehir Gölü de nasibini almış durumda. Su seviyemiz şu an da düşük.''
'Su taşınmasaydı, göl kötü durumda olabilirdi'
Gölü besleyici kaynakların giderek azaldığına dikkat çeken Akköz, ''Bölge, artık eskiye göre daha az yağış alıyor. Buharlaşmayla ciddi kayıplar var. Ayrıca gölden dışarıya su çıkışları da var. Çarşamba kanalı vasıtasıyla Çumra’ya kadar buradan su taşınıyor. Isparta Hoyran taraflarından da yine kanallarla Beyşehir Gölü üzerinde inşa edilen Isparta Ovası Sulama projesi var. Buralardan su çekildiği zaman doğal olarak gölün rezervi de düşüyor. Son dönemlerde Gembos tüneliyle Derebucak tarafından su taşınarak, su seviyesinin daha iyi korunması sağlandı. Oradan buraya verilen su olmasaydı Beyşehir Gölü şu an daha da kötü durumda olabilirdi. Kaynakların çoğu kurudu ve dereler eskisi gibi akmıyor'' diye konuştu.
Balık çeşidi azaldı
Akköz, göldeki balık çeşidinde de azalma olduğunu kaydederek, ''Balık çeşidinde diğer yıllara oranla bir azalmanın olduğu bir gerçek. 30 yıl önce 22 çeşit balık türünün yaşadığı gölde, şimdi durum oldukça farklı. Bu sayıyı şimdi 12’ye kadar çıkarabilirsiniz ancak 22 çeşit balık çeşidini burada artık yakalama şansınız yok. Gölden su çekimleri, ekolojik kuraklık, istilacı türler burada etkili olmuştur'' dedi.
Gölün kuraklık tehdidi altında olduğunu belirten Akköz, şöyle konuştu:
''Kuraklık devam ederse diğer göllerde olduğu gibi Beyşehir Gölü sıkıntı yaşayabilir. Ayrıca gölden su kullanımın sınırlandırılması gerekiyor. Suyun vahşice kullanılmasının önüne geçilmesi gerekir.''
Belediye Başkanı: Göldeki su kaybının önüne geçilmesi gerekir
Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, daha önce de açıkladığı gibi gölün tamamının 26 metre derinliği olduğunun anlaşıldığını belirterek, şunları söyledi:
''Beyşehir Gölü ile ilgili birkaç defa yaptığımız açıklamadan sonra, bakanlık bir açıklama yaptı. Bizim anlattığımız derinlik konusu, Beyşehir Gölü’nün Hacı Akif Adası'yla, Toros Dağları arasında kalan bandın derinliğini söylemiştim. Beyşehir Gölü’nün tamamında 26 metreyi bulmamız mümkün değildi zaten. Çünkü Beyşehir’e doğru geldikçe sığlaşan bir göl yapımız var. Derinlik Toros’un eteğinde. Gölün derinliği yer yer değişiyor mu? Evet değişebilir. Çünkü, göl tabanında alüvyonlarla gelen dolgunun getirdiği bir sıkıntı var. Suda yükselme yok aslında, zeminde hacimde bir yükselme var. Beyşehir Gölü’ne şu an yapılması gereken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, Konya Valiliğimiz, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğümüz ve üniversitelerimizle beraber, Beyşehir Gölü’nün yarınını dikkate almak bakımından tabanda ve yüzeyde, yapılacak bir kaynak geliştirme çalışmaları, su kaybının önüne geçme politikalarının belirlenmesini istiyoruz.'' Göldeki balık türünün de azaldığını ifade eden Bayındır, ''Biz de 15’e yakın balık türü vardı. 'Göle et yiyen balık türü atıldı' dediğim zaman yanlış anlaşılıyor. Bunu biz yapmadık. Endüstriyel balık adı altında, tatlı su balığı levrek türü bir balık, Beyşehir Gölü’nde zamanla et yiyen balık olarak çoğaldığı için diğer nesilleri tüketti. Bunun da yanlış politika olduğunu söylüyorum. Bunun tespitini bilim insanlarımız, kurumlarımız yapsın'' diye konuştu.
'Gölü, Konya'nın denizi olarak görelim'
Gölün yok olmaması için önlem alınması gerektiğini ifade eden Bayındır, ''Bu Beyşehir Gölü hepimizin ortak malı, ülkemizin değeridir. Dünya çapında içilebilir niteliği olan 10 gölden biridir. Beyşehir Gölü’nün kıyısını, sadece göl olarak, içme suyu olarak, sulama suyu olarak görmeyelim. Beyşehir Gölü’nün kendine has bir manzarası var, doğası var. Akdeniz’in balkonu, Konya’nın terası olarak görelim. Konya’nın denizi olarak görelim. Biz Beyşehir ile ilgili bir çalıştay yapılmasını istiyoruz'' dedi.