Milliyet’in haberine göre Bohnhoff, tehlikenin her geçen gün arttığını belirterek “Marmara genelindeki sismik gözlem çalışmalarımızdan yola çıkarak, büyük depremin büyüklüğünün 7.4’ün üzerinde olmayacağını belirtmek isterim. Ancak sarsıntının İstanbul merkezine çok yakın bir mesafede yaşanacak olması nedeniyle etkisi 17 Ağustos’tan büyük olacak.” dedi.
Çalıştayda bir konuşma yapan Dr. Fouad Bendimerad ise, “Dirençli bir şehir olması için yeni yerleşim planları yapılmalı” ifadelerini kullandı.Bohnhoff, beklenen beklenen depremin nerede olacağı ile ilgili, “Çınarcık’tan Adalar’ın açığına uzanan 40 kilometrelik fay hattı ile Silivri-Bakırköy açıklarına uzanan orta segment kilitlenmiş durumda. Beklenen kırılmanın bu segmentten birinde gerçekleşeceğini öngörüyorum” dedi.
GONAF projesi kapsamında Adalar ve Tuzla’da açılan kuyulara yerleştirilen sismik ölçüm cihazlarınını önemine dikkat çeken Prof. Dr. Bohnhoff, şunları kaydetti:
“GPS ve sismik ölçüm aletlerinden gelen veriler erken uyarı açısından hayati öneme sahip. Bu cihazlar 2016’da Yalova’da meydana gelen 4.2 büyüklüğündeki depremin öncülerini tespit etti. Son olarak Silivri açıklarında meydana gelen depremden bir gün öncede mikro sismik hareketler kaydedildi.
Deniz tabanına yerleştirilecek mikro deprem ölçerler erken uyarı ve hayat kurtarma açısından büyük önem taşıyor. İstanbul için depremin başlaması ile şehirde şiddetli sarsıntıların yaşanması arasında en fazla 2 ila 6 saniyelik bir süre var. Bu ne yazık ki çok az bir süre. Bu süre en iyi ihtimalle ancak otomatik olarak trafik lambalarının kırmızıya dönüştürülmesi, tünel ve köprülerin kapatılması, doğal gaz akışının kesilmesi için kullanılabilir. Deniz tabanına yerleştirilecek cihazların sayısı arttıkça erken uyarı süresi de uzayacak”
İstanbul Kongre Merkezi’ndeki çalıştayın açılış konuşmasını yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, megakentin en önemli riskinin deprem olduğunu söyledi. İstanbul’da hali hazırda 1.2 milyon yapının büyük bir risk ile karşı karşıya olduğunu belirten İmamoğlu; “48 bin binanın ağır hasar göreceği ve on binlerce civarında vatandaşımızın hayatını kaybedebileceği bir riskten bahsediyoruz. İstanbul’u afetlere ve özellikle depremlere dayanıklı bir şehir haline getirmek bizim öncelikli hedefimiz” dedi.
Çalıştayda ‘Yerel Yönetimler İçin Afet Risk Yönetimi’ başlığı altında bir konuşma yapan Dr. Fouad Bendimerad ise deprem anında iletişimin önemine vurgu yaptı. Bendimerad, “Telekomünikasyon mühendisleri de risk konusunda eğitilmeli. 2001’den beri İstanbul’da ne kadar büyük ilerleme yapıldığını gördüm ancak, yapılacak çok iş var. Dirençli bir şehir olması için yeni yerleşim planları yapılmalı” ifadelerini kullandı.