Öznur Kaya - Halk TV
İstanbul Arnavutköy'de evinde temizlik yaptığı sırada 6 yaşındaki kızının gözleri önünde Murat Uslu isimli erkek tarafından başından vurulan Tuğba Anlak, tedavi gördüğü hastanede 28 gün sonra yaşamını yitirmişti. Anlak'ın bir miktar parasını da alarak olay yerinden kaçan Uslu yakalanarak cezaevine gönderilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, katil zanlısı Murat Uslu ile birlikte kendisine yardımda eden Mustafa Ü. ve silahı temin ettiği düşünülen Pelin A., hakkında iddianame düzenlenmiş, iddianame kapsamında cinayeti işlediği anlaşılan Murat Uslu'nun 'Kasten Öldürme', 'Hakaret' ve 'Tehdit' suçları kapsamında müebbet hapsi istenmişti. Olay sırasında yanında bulunan Mustafa Ü. ve Pelin A.'nın 'Kasten Öldürme Suçuna İştirak' suçları kapsamında müebbet hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
Tuğba Anlak cinayeti davasının duruşması bugün İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya zanlı Murat Uslu SEGBİS üzerinden katıldı.
"Silah kendiliğinden ateş aldı"
Uslu, "Ölenin kızını balkona çıkartmaya ben karar vermedim, ölen Tuğba kızının yanında ağlamak istemediği için kızının dışarıya çıkartılmasını istedi bu nedenle ölenin isteğiyle kızını dışarıya çıkarttım. Ben ölenin kızını balkondan dışarıya çıkardıktan sonra ölenin yanına gittim. Holde dizlerinin üstünde oturur vaziyette ağlıyordu. Holün genişliği zaten 120-130 cm'dir. Ölenin karşısına geçip dizlerimin üstünde ben de oturacaktım. O esnada silah eşofmandan kaymaya başladığı için tam oturmamış ve oturmak üzere iken eşofmanımın belinden silahı aldım. Silahı yere koyacaktım. Bu esnada ölen sıkıldım diyerek silah elimde bulunan kolumun omzuna yakın bölümüne dokundu. Ölen Tuğba silaha dokunmadı. Silah elimde yere bakar vaziyette iken ve dizlerim diz üstü oturmak üzere yarı oranında bükülmüş iken silah bir anda ateş aldı. Bu silahı ben kurmadım. Bu silahı ölen kişi bana vermişti. Olay gününe kadar poşetin içinde duruyordu, bu nedenle silahın kendiliğinden nasıl ateş aldığını bilmiyorum. Benim olaydan sonra oradan uzaklaşmamın sebebi yaşadığım olayın bende yarattığı paniktir" ifadelerini kullandı.
Dava 9 Mart 2021'e ertelendi
Duruşmada sanık Murat Uslu'nun üzerine atılı suçun niteliği, mevcut deliller, yakalama tutanağı, kaçma ve kuvvetli suç şüphesi adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı kanaatiyle tutukluluk halinin devamına karar verildi. Katil Uslu'nun vekili olayın kazayla olduğunu taksirle olduğunu söyledi. Karar duruşması beklenen davada dosya adli tıp kurumuna gönderildi. Duruşma 9 Mart 2021 tarihine ertelendi.
Davanın takipçisi Avukat Nilda Baltalı şöyle konuştu:
"Cinayet tasarlanarak işlenmiştir"
"Sanık Murat Uslu bizce tasarlamadan öldürmüştür. Uslu, Tuğba'yı öldürmek için yanında silah götürmüştür. Tuğba'nın çocuğuna oyalanması ve cinayete tanıklık yapamaması için telefonunu vermiştir. (Nitekim işe yaramamış, Aymira olayın tanığı olmuştur.)Cinayetten sonra serinkanlı bir şekilde olay yerine dönerek cep telefonunu almıştır. Diğer Sanık Mustafa'ya gözcülük görevi vererek, Aymira'nın tanıklık etmemesi adına Sanık Mustafa'ya çocuğu oyalama görevi vermiştir. Tuğba'yı öldürmekle tehdit ettiği sırada silahı doludur. Cinayet sırasında kullandığı silahı götürüp ormana saklamış, cinayetten sonra cinayete yardım eden Sanık Mustafa ile birlikte serinkanlı bir şekilde şehirdışına kaçmış, günlerce yol kat etmiş, Çankırı'ya kadar gitmiş, bu sırada araç değiştirmiştir. Bu sırada delilleri nasıl saklayacağı, nasıl ifade vereceği ve nasıl hareket edeceği konularında kararlar almış ve uygulamıştır. Ancak geldiğimiz aşamada mahkeme heyeti katilin beyanlarına itibar etmektedir. Katil beyanlarında çelişkili ifadeler dile getirmiş, önce silahın eşofmanından kaydığını söylemiştir. Yere düşen bir silah nasıl olur da bir insanın şakaklarına girerek kafasından darbe almasına neden olur? Burada olayı çarpıtmaya yönelik bir savunma geliştiriliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz kadın katilleri az ceza almak için işledikleri cinayetlerde kaza olduğunu, kadının kendisini aldattığını veya pişman olduklarını söylemektedirler. Tuğba Anlak'ı öldüren Murat Uslu cinayeti tasarlayarak işlemiştir. Müebbet hapis cezası almamak için olayın kaza olduğunu iddia ediyorlar. Mahkeme bizim sözlerimize itibar etseydi bunlara kulak asmazdı. Dosya bu nedenle adli tıp kurumuna gönderildi."