Haber: Ali Isıyel
3 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul Bağcılar'da trafik magandası Hasan Saykal, TEM otoyolunda yol verme tartışması yaşadığı 37 yaşındaki Serdar Çekiç'i 13 kurşunla öldürdü. Saykal ifadesinde, "Öldürme kastım yoktu. Yaşananlardan pişmanım, kendimde olsaydım havaya ateş ederdim asla ona ateş etmezdim" dese de Serdar Çekiç'in ablası Aslı Akyar, "Öldürme kastı olmayan 13 kurşun mu sıkar?" diye soruyor.
Hem kardeşi için 'adalet' arıyor hem bireysel silahlanmaya karşı mücadele veriyor
Kardeşinin ölümünün ardından hem kardeşi için adalet arıyor Aslı Akyar hem de bireysel silahlanmaya karşı mücadele veriyor. Televizyonlarda her yerde silahların görülmesine, silah edinmenin bakkaldan peynir ekmek almak kadar kolay olmasına karşı çıkan Akyar, "Benim canım yandı, başkalarının canı yanmasın. Kardeşim 37 yaşındaydı, 2 çocuğu vardı" diyor.
"Ben yaşarken bir şeytanı gördüm o gün"
Kardeşiyle aynı firmada çalışan Aslı Akyar, o gün yine birlikte yola çıktıklarını anlatıyor. Havanın çok güzel olduğunu, arabada dört kişi olduklarını söyleyen Akyar yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
İş yerimiz İstoç'ta olduğu için otobandan gidiyorduk. Hava çok güzeldi, arabamızda müziğimiz çalıyordu. Camlarımız kapalıydı, klimamız çalışıyordu. Çok keyifliydik. Otobana çıktığımızda emniyet şeridinde durmuş bir motosikletli vardı, birden önümüze kırdı. Kardeşim de "Ne yapıyorsun" der gibi elini kaldırdı. Bunun üzerine bize el hareketleri yapmaya başladı motosikletli. Kardeşime "Boş ver ablacığım, biz işimize bakalım" dedim. Hiç arkamıza dönüp de bakmadık. Çünkü hiçbir şey yoktu ortada.
İstoç sapağına yaklaştığımızda motosikletli yanımızda belirdi. Yine bize el hareketleri yapmaya başladı. Yine "Serdar boş ver ablacığım" dedim. Biz hâlâ camlarımızı açmamıştık. Zaten iş yerimize de çok yaklaşmıştık. Tam hareket ettik motosikleti arabanın önüne kırdı, biz seyir hâlinde olduğumuz için arabamız motosiklete değdi. Motosikletli yere düşünce biz "Adama bir şey mi oldu" diye korktuk. Hepimiz arabadan indik. Motosikletliyi yerden kaldırmaya çalıştık. Baktık bir sorun yok, kardeşime "Hadi arabaya gidelim" dedim. İki erkek kavga etmesin diye söyledim bunu. Aldım kardeşimi arabaya götürdüm. Tam kardeşimi arabaya oturtacağım sırada arkamızdan silah sesleri gelmeye başladı.
Defalarca ateş etti kardeşime. Yalvardım, "Yapma, iki evladı var onun. Bana sık, kardeşime sıkma" dedim. Dinlemedi. Ben yaşarken bir şeytanı gördüm o gün. Beni tek eliyle kollarımdan tuttu diğer eliyle kardeşime sürekli ateş etti. Kaçmaya çalıştığını gördüm, peşinden koştum. Bana silahını doğrulttu, tetik sesini duydum. Mermisi bitmemiş olsa beni de vuracaktı. İki kez tetiğe bastı.
Oradan tesadüfen geçen polisler vardı. Adamı yakaladılar. Ambulansın gelmesini bekledim kardeşimin yanında. Kardeşim ambulansta hayatını kaybetti.
Bugün ben kardeşimi kaybettim. İki evladı yetim kaldı. Yarın herkesin başına gelebilir. Allah korusun, kimsenin başına gelmesin. Birlik olalım, bireysel silahlanmaya hayır diyelim.
İddianame hazır, duruşma ise 28 Nisan'da
İddianame hazırlandı ve Saykal için indirimsiz kasten adam öldürme suçlamasıyla dava açıldı. Duruşma, Bakırköy 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesinde 28 Nisan saat 13.30'da görülecek. Duruşmaya çağrı yapan Akyar'ın tek talebi ise adalet. Bireysel silahlanmaya karşı verdiği mücadelede ise herkesi desteğe davet ediyor.
Bireysel silahlanmaya karşı Meclis'i de göreve çağıran Akyar, bunun siyaset üstü bir olay olduğunu ve bütün partilerin birlik olarak bireysel silahlanmaya karşı yasa çıkarılması gerektiğini söylüyor.
Independent Türkçe'den Lale Elmacıoğlu'na [1] da konuşan Akyar kardeşinin mezarına gidemediğini, duruşmadan sonra gitmek istediğini şu sözlerle anlatıyor:
Canımdan çok sevdiğim, iki çocuk babası kardeşim, trafikte gözümün önünde 13 el ateş edilerek öldürüldü! Ben aylardır Serdar’ın kabrine gidemiyorum. 28 Nisan’da mahkemeden çıkar çıkmaz kabrine gitmek, ‘Kardeşim adalet yerini buldu’ diye seslenmek, ‘Katil hakettiği cezayı aldı’ demek istiyorum.
Türkiye'de bireysel silahlanma
Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Akcan ise Türkiye'de bireysel silahlanmanın arttığına ve bunun şiddet olaylarını tetiklediğine dikkat çekiyor. [2] Türkiye'de her 3 evden birinde silah olduğunu söyleyen Akcan; ülkede 3 milyon ruhsatlı silahın olduğunu, buna karşın 20 milyonun üzerinde ruhsatsız silah bulunduğunu ifade ediyor.
Suç işleyen kişilerin ellerindeki silahın ruhsatlı ya da ruhsatsız olmasına bakmadıklarını vurgulayan Akcan şöyle konuşuyor:
Ulaşılabilir ve yaygın olması belirleyici. Onun için biz diyoruz ki zorlaştırın, yaygınlaşmasın ve ulaşılabilirliği zor olsun. Mevcut yasayı zorlaştırmaları lazım. Zorlaştırmadıkları için her gün 10 kişi silahla ölüyor. Bu silahlı cinayetlerin beşte biri kadına yönelik şiddette kullanılıyor
Katil Saykal'ın "Biz Karadenizliyiz, bizde silah olur" sözleri ise silah edinmenin kolaylığını ve ne kadar normalleştiğini gösteriyor. Akyar, katilin bu sözlerine tepki göstererek, "Karadenizlileri böyle karalayamazsın" diyor.
Kaynakça:
[1] https://www.independentturkish.com/node/136866/haber/karde%C5%9Fi-yol-kavgas%C4%B1nda-13-el-ate%C5%9F-edilerek-%C3%B6ld%C3%BCr%C3%BClen-asl%C4%B1-akyar-silah-vatanda%C5%9Fta
[2] https://www.evrensel.net/haber/390486/tem-otoyolunda-12-kursunla-oldurulen-serdar-cekicin-ablasi-asli-akyar-adalet-istiyor