Türkiye, Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi ihalesinin iptaliyle bu teknolojiye sahip olma konusunda yeni bir yola girdi. Yeni sistemde hem teknik ve operasyonel hem de siyasi getiriler olması bekleniyor.
Türkiye, dünyadaki füze teknolojisi ve ülkenin hava savunma sisteminin durumunu değerlendirerek, gelişmiş teknoloji ürünü füze savunma sistemi arayışı içerisine girdi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Sıtkı Egeli, Çin füze savunma sisteminden vazgeçilmesi ve NATO ile entegre yeni bir sisteme yönelinmesinin hem teknik ve operasyonel hem de siyasi getirileri olacağını söyledi.
Bu yönelimle, operasyonel boyutta, Türkiye'nin hava savunmasında sadece milli unsurlardan değil, NATO'nun sahip olduğu algılayıcılar, yani radarlar ile bunları birbirine bağlayan komuta-kontrol yapılanmasından istifade edilmesinin mümkün olacağına dikkati çeken Egeli, böylece Türkiye'nin hava savunmasının etkinliğinin artacağını belirtti.
"Yerli uzun menzilli sistem içen 10-15 yıl gerek"
Türkiye'nin bu projeyi, dış kaynaklı teknoloji transferiyle de olsa yapma kapasitesi bulunup bulunmadığına yönelik de değerlendirmeler yapan Egeli, "İptal edilen T-LORAMIDS projesi çerçevesinde hedeflenen uzun menzilli hava savunma sisteminin teknoloji transferi yoluyla yurt içinde geliştirilmesi mümkün. Yalnız büyük mali kaynağın ayrılmasına hazırlıklı olmak, bir de sabırlı olmak gerekiyor. Zira gerçekten yerli olarak niteleyebileceğimiz uzun menzilli bir sistemin ortaya çıkması 10-15 yılı bulabilecektir" dedi.
"Suriye'ye bağlı gelişmeler belirleyici oldu"
Egeli, Türkiye'nin bu kararının Rusya-Ermenistan arasında hava savunma sistemi görüşmelerinin hemen sonrasına denk gelmesinin ise tesadüf olduğunu söyledi. Ermenistan'ın bağımsızlığını kazandığı ve bilahare Bağımsız Devletler Topluluğu'na katılmasından bu yana Rusya'nın hava savunma yapılanmasının bir uzantısı ve parçası olduğuna işaret eden Egeli, şöyle konuştu:
"Ülkede, Rusya'nın en gelişmiş hava savunma sistemleri arasında yer alan S-300'ler konuşlandırılmıştı. Bu konuda tehdit oluşturan ülkelerin attığı savunmaya yönelik adımlardan ziyade coğrafyamızdaki tehdit oluşturan saldırı silahlara yani uçak ve füze tehdidinde yaşanan gelişmelere bakılması gerekiyor. Suriye'deki iç savaşın son zamanlarda Rus hava gücünün de müdahil olmasıyla artık bloklararası bir bilek güreşine doğru evrilmiş olmasının çok daha belirleyici olduğu söylenebilir. Türkiye'ye hangi tarafta saf tutması gerekeceğini hatırlatan, 'standalone' yani sadece bulunduğu noktayı koruyabilen, NATO'nun diğer imkanlarından yararlanamayan bir hava savunma sistemiyle en etkin hava savunma yeteneğine kavuşamayacağımızın somut olarak görülmesini sağlayan bir dizi olay yaşamaktayız son 1,5 aydır."