Gözyaşları doğru kullanıldığında etkili bir silah

Gözyaşları nerede kullanılırsa kullanılsın, en etkili silah olma gücüne sahiptir. Bazı gözyaşları sahte olur bu nedenle, Türkçede bir deyim bile vardır, timsah gözyaşları diye.

Gözyaşları nerede kullanılırsa kullanılsın, en etkili silah olma gücüne sahiptir. Bazı gözyaşları sahte olur bu nedenle, Türkçede bir deyim bile vardır, timsah gözyaşları diye.

Gözyaşları bazen size birçok şeyi kazandırabilir. Andy Murray İngiliz bir tenis oyuncusu, önemli ayrıntı ise karşımıza kaybettiği maçta mikrofonu eline alan Murray, hayranlarına teşekkür etmeyi denerken çıktı. Konuşma sırasında, sesi titreyen oyuncu konuşmasına devam edemeyerek gözyaşlarını tutamadı. O an Murray hayranlarının kalbini kazanarak, kendini için, “Wimbledon’ı raketimle değil, gözyaşlarımla kazandım” sözlerini sarf etti.

Ancak öyle bir durum daha var ki gözyaşı dökmek her zaman size olumlu geri dönmez. Olumsuz örneklerinden birisi olarak gösterebileceğimiz 1972 yılında gerçekleşen, ABD başkanlığı seçiminde Demokratik Parti adayı Edmund Muskie yarışı ilk sırada götürürken, bir basın toplantısında karısının adını temize çıkartmaya uğraşınken gözyaşlarını hakim olamadı. Amerikan kamuoyu bunu bir zayıflık olarak algıladı ve Muskie’nin üzerini çizerek seçimleri kaybetmesine neden oldu.

GÖZYAŞLARI KADERİNİZİ DEĞİŞTİREBİLİYOR

İki örneğe bakıldığında gözyaşları insanların kaderini değiştirebilir. Ancak gözyaşlarının neden bu kadar etkili olduğu hakkında net bir sonuç hala mevcut değil.  “Gözyaşlarıyla ağlamayı diğer duygusal ifade şekilleriyle karşılaştırdığınız zaman çok az şey bildiğinizi fark edeceksiniz” şeklinde yorumlayan Rijeka Üniversitesi’nden psikolog Asmir Gracanin, “Bildiğimiz tek şey duygusal bir ağlamanın çok tuhaf bir şey olduğu. Pek çok hayvan gözlerini korumak için gözyaşı döker; ancak yalnızca insanlar duygulandıkları için ağlar. Ve insanlar yalnızca üzgün olduklarında değil, mutlu olduklarında, sevinçlerini kontrol edemediklerinde veya acı çektiklerinde de ağlar. Peki, bunu niçin yaparlar? Veya soruyu daha basite indirgersek, insanlar ne zaman kendilerini tutar, ne zaman gözyaşlarını koyuverir?” diyor.

ARİSTO GÖZYAŞINI İDRARA BENZETİYOR

Aristo gözyaşlarını uzun zaman önce insanların ne anlama geldiğini bilmediği zamanlarda idrar gibi bir salgı olarak değerlendirdiği yazılı kaynaklardan biliniyor. Onlar asırlar sonra ise, 1940’larda Aristo’nun bu yaklaşımından yola çıkan Amerikalı psikoanalist Phyllis Greenacre, kadınların gözyaşlarını penis kıskançlığına bağlıyor. Başka bir deyişle Greenacre, kadınların erkeğin idrar yapmasını gözyaşı dökerek taklit etmeye çalıştığını iddia ediyor.

Bilim ve Teknoloji Haberleri