Çocukların dijital dünyasına dikkat!

Momo ve Mavi Balina gibi oyunların ortak noktasının çocuklara görev vermek olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Volkan Yücel küçük bir çocuk olmadıklarını kanıtlamak için verilen tüm tehlikeli görevleri yerine getirdiklerini söyleyerek ebeveynleri uyardı.

Son günlerde sosyal medyada yayılan Momo isimli oyun intihara neden olduğu iddialarıyla gündemde. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Kent Üniversitesi Sosyal Hizmet bölümü Dr. Öğr. Üyesi Volkan Yücel, bu oyunlar her ne kadar bir şaka olarak lanse edilse de çocukların zihnine bir takım intihar imgeleri soktuğunu söyledi.

Özellikle 10 yaş civarı çocukların ebeveynlerinden yavaş yavaş uzaklaşarak sosyalizasyon süreçlerinin hızlandığını ve dünyayı tarama merakının ortaya çıktığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Volkan Yücel, şöyle konuştu:

“Oyunlar bir simülasyon olsa da içinde karanlık ya da büyülü gerçekliğe dayalı öğeler varsa, onların gerçeklikten kopmasına neden olabilir. Öncelikle çocuklar bu tarz oyunları, oyun grupları içindeyken öğrenmektedir. Bu yüzden çocukların hem iç dünyasını hem de çevresindeki oyun gruplarını tanımak önemlidir. Ayrıca Mavi Balina ve Momo benzeri oyunlar mail ya da whatsapp kanalından bir linkle gelebilir. Bu açıdan çocuğu bilinçlendirmeli ve nedensiz yere gelen mesajların ona hiçbir yararı olamayacağı anlatılabilir.  Zararlı hislere kapıldığında ya da kendisini izole ettiğini anlaşıldığında onunla diyalog kurulabilir. Özellikle Mavi Balina oyununun motivasyonu; kendine ne yaparsan yap tekrar dünyaya gelecek olmandır. Bu görüş henüz yeni yeni kimliğini oturtan, biyolojisini yeni tanıyan ve cinsiyet gelişimini henüz tamamlamamış her ergen için çok tehlikeli bir fikirdir. Ona vücuduyla sınırsız deney yapma fikri aşılanmaktadır.”

Çocukların tamamen aileden izole olmuş haldeyse mutlaka psikolojik yardıma yönlendirilmesi tavsiyesinde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Volkan Yücel, “Çocukluk ölüm temasına en uzak olması gereken çağken, ondan bu tarz kaygılar duyulduğunda harekete geçilmelidir. Öncelikle tekrar tekrar dünyaya gelmek motivasyonuna müdahale edilmeli ve kendisine verilen zararların son derece hayati ve kalıcı sonuçlar doğuracağı anlatılmalıdır” dedi.

2000 sonrası kuşağın, bu kadar çok dijital öğeye maruz kaldığı ilk kuşaklar olduğu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Volkan Yücel şunları ifade etti:“Bazı araştırmacılar bu ilk nesilde medya kullanımının kaygıyı tetiklediğini savunmaktadır. Ancak bunun tersi de doğru olabilir. Çocuklar kendi kaygılarını dağıtmak, rahatlamak ve destek bulmak içinde de sosyal medyaya yönelebilir. Sosyal karşılaşmalar ve alınan cevaplar, tıpkı reel sosyal karşılaşmalar gibi onay ya da endişe doğurabilir.”

“ÇOCUKLAR E-SPORLARA YÖNLENDİRİLEBİLİR”

Ebeveynlere de tavsiyelerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Volkan Yücel:“Ebeveynler bu konuda yazılmış araştırmaları okumalıdır. Konuyla ilişkili olarak Yeşilay’ın bağımlılık kapsamına oyunları dahil ettiğini bilinmeli. Ve bu konuda özellikle Addicta Dergisi’nde yararlı yazılar var. Mavi Balina oyununun yasal satışı yok. Ancak Granny ve Momo oyunlarınınvar. Hatta başka oyunların içinde çıkan reklamlarda var. Bu açıdan çocuğun oyun dünyasını ve hangi motivasyonla hangi oyunu oynadığını yakından takip etmek önemlidir. Ayrıca özendirmek adına, eğer ileride tüm yaşamını oyun profesyonelliği üzerinden kazanmayı düşünüyorsa, e-spor lisansına ve yarışmalara yönlendirilebilir. Bu konuda okullara da sorumluluk düşmektedir. Mutlaka Dijital Oyun Etiği dersi ya da bilgileri verilmelidir.Popüler medya dijital teknolojinin de yardımıyla günümüz çocuklarını hayatı boyunca etkileyecek. Bu açıdan çocukların bilgisayar ve cep telefonundan eriştiği medyatürlerini kullanmak açısından bilinç kazanması önemli.Çocuğun dijital dünya karşısında beceriler kazanması hem okulda hem evde desteklenmeli. Toptan tüm dijital dünyayı yasaklamak onun iletişim dünyasını ve kendisini ifade isteğini kırabilir” dedi.

Bilim ve Teknoloji Haberleri