Süper Lig'in 39. haftasında Galatasaray Başkent'te Gençlerbirliği'ni 2-0 mağlup etti. Şampiyonluk yarışında sıkı takibini devam ettiren sarı kırmızılılar derbi öncesi farkı 6 puanda tuttu.
Mehmet Demirkol
Ligin son düzlüğü Galatasaray için rakiplerinin oyunu ele alışlarıyla şekillendi. Galatasaray savunmasının rahat oyun kurmasına izin veren rakipler, dün olduğu gibi baskı yediler. Tempolu, bezdirici bir baskıdan bahsetmiyorum. Marcao ve Donk rahatsız edilmeden yarı sahaya kadar çıktılar ve oyuna katıldılar. Sabırla ağır da olsa top çevirdiler. Candeias sahadayken, Gençlerbirliği oyunu biraz da olsa dengede tutabildi. Hem hızlı çıkışlarıyla, hem de önde top tutabilen, faul alabilen bir oyuncu olarak önemli bir iş yaptı. O sakatlanıp çıktıktan sonra Galatasaray için tek taraflı bir oyun oldu. Yine çizgiye inmekte ve üretme zorluk çektiler. Bunun sebebi de muhtemelen oyun hızını çok artırıp top kaybı riskini artırmaktan kaçınmalarıydı. Bunu Terim’in istediğini düşünmeye başladım. Bu kadar merkezi denemek herhalde Halil ve Kerem’in hareketliliğine güvenmesinden olmalı. Rakibin tehdit yaratamadığı bu oyunda sabırla sürekli bir boşluk aramayı seçmiş olmalı. Yine üretmekte zorluk çektiler. Yine gençlerle, bu kez Halil’le skoru buldular.
Cem Dizdar
Beşiktaş alıp başına giderken, Galatasaray kazanmayı bırakın, henüz iç işlerini dahi çözmüş görünmüyor. Fatih Terim’in sahaya gönderdiği takımın neredeyse yarısı sezonun önemli bölümünü ya yedek kulübesinden izledi ya da televizyondan!.. Futbol bu denli paslanmış ve belirsiz halden hoşlanmaz. Ancak yine de bu ülkede, ‘’büyük takım’’lar hayli şanslı. Çünkü onlarla oynayan diğerlerinin nedense ödü patlıyor! Dün akşam da öyle oldu. Gençlerbirliği öylece bekliyordu!.. Neyi mi? Gol yemeyi… Halil Dervişoğlu da beklediklerini yapıp takımının devre arasına önde gitmesini sağladı. İkinci devresinde de çaresiz Gençlerbirliği karşısında geleceğin provasını yapan Galatasaray vardı sahada. Rakipleri onları zorlayacak neredeyse hiçbir şey yapmadı, yapamadı. Maç Galatasaray’ın kazancıyla bitti bitmesine de oyun açısından bu sezon için gelişimleri hayli tartışmalı.
Erman Toroğlu
Galatasaray diyor ki: Beşiktaş puan kaybederse bir ihtimal şampiyon olurum.
Ben de diyorum ki: Eğer bu futbolla G.Saray şampiyon olup Beşiktaş olamayacaksa vah Türk futbolunun haline...
90 dakika maç izledim işkence gibi. İlk devre G.Saray'ın attığı golden başka pozisyon yok.
O da hazırlanmış bir pozisyon değil, golü atan oyuncunun şahsi becerisi ve güzel vuruşu.
İkinci yarı biraz daha kımıldadılar.
G.Saray'ın kadrosunda Gençlerbirliği'ne göre haliyle daha iyi oyuncular var.
Ama oynadığı oyun fiyasko.
Sakın skora aldanmayın çünkü G.Birliği, G.Saray kalesinde 90 dakika tehlike yaratamadı.
Levent Tüzemen
Fatih Terim, Halil'de ısrar ederek doğru yapıyor. Genç, yetenekli, çalım becerisi çok fazla olan Halil'in tek eksiği içine kapanık olması, sürekli konuşmaması. Ama Halil kilidi açan golcü oldu; yumuşak ayak bilekleri ile önüne aldığı topta sol ayağı ile köşeye golcü vuruşu yaptı. Emre Akbaba'nın çalışkanlığı, Marcao'nun riske girmeden oynaması, Donk'un dikkatini savunmaya vermesi Galatasaray'ın doğruları idi. Şener'in orta becerisini maalesef Ömer Bayram soldan katıldığı ataklarda gösteremedi.