Fenerbahçe’nin Konyaspor karşısında aldığı farklı galibiyetten sonra, gözler Galatasaray’ın Sivas deplasmanında oynayacağı maça çevrilmişti. Erteleme maçına eksik kadrosuyla çıkacak olan Galatasaray’ın alacağı skor, şampiyonluk yarışında, hem puan hem de moral olarak her iki takımı da yakından ilgilendiriyordu.
Kimin gideceği, kimin kalacağı, kimin sakat olduğu tam olarak bilinmeyen Galatasaray, Sivas deplasmanından 1-1 ilk beraberlikle döndü ve şampiyonluk yarışında 2 çok önemli puan kaybetti.
Peki neden kaybetti?
Galatasaray’ın bu sezon attığı gollerin dağılımına bakınca, her şeyin Icardı’nin üzerine olduğu ve orta sahanın atılan gollere hemen hemen hiç bir katkısı olmadığı Sivasspor deplasmanında bir kez daha ortaya çıktı.
Icardi’nin yerine sahaya sürülen Halil Dervişoğlu olmadığı da, ortaya çıkan bir başka gerçek. Maç sonunda alınan skorun bir oyuncuya bu kadar bağlı/ bağımlı olması ne kadar doğru, o da ayrı bir tartışma konusu.
Galatasaray’da ikinci dönemini yaşayan Halil’in, “büyük takım forveti olmadığını” görmek için futbol otoritesi olmaya gerek yok. Bu söylediklerim Kazımcan Karataş ve Zaha için de aynen geçerlidir.
Aslında Galatasaray ilk yarı fena oynamadı. Hatta rakibine oranla üstündü diyebiliriz .Oyun üstünlüğü, rezalet zemine rağmen Galatasaray’daydı. Tam 8 korner kullandı Galatasaray karşılaşmanın ilk yarısında. İkinci yarı SIFIR. Koskoca Galatasaray’ın ikinci yarıda korneri yok. Rakibinin 3 korner atışı var. Galatasaray’ın yok. Böyle bir ikinci yarı oynandı.
Galatasaray ilk ve tek golünü ilk yarıda buldu.
Ama böyle bir zeminde ve böyle zorlu hava şartlarında ikinci golü bulamaz, bir de üzerine ikinci yarıdan itibaren oyundan düşerseniz, 1 puanı kurtardığınıza sevinmeniz lazım.
Maçın ardından Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk’un; ikinci golü bulmamız lazımdı, daha iyi olmalıyız sözleri aslında bir özeleştiri maiyetinde.
Sivasspor karşısında “durumu idare edelim, 1-0 olsun, bizim olsun” diyen bir Galatasaray vardı. Olmadı.
Gelelim maçın hakemi Zorbay Küçük’e. Süper ligde bir maç yoktur ki, Zorbay Küçük yönetsin ve o maçın ardından tartışmalar yaşanmasın.
Bir kere şunu söyleyeyim, Galatasaray aleyhine verilen penaltıda, Kerem’e gösterilen kırmızı kartta doğru. Bunlar doğru da….
Galatasaray’ın iki penaltısının da verilmediği bir gerçek.
Hadi Kerem Demlrbay’a yapılan hareketi es geçtin. Peki. Abdülkadir Parmak’ın yerde elini açarak topa müdahalesini nasıl es geçebiliyorsun? Had geçtin. Var neden “hocam gel bir bak “ demiyor? Dediyse neden bakmıyorsun?
Bir takım iyi oynar, kötü oynar. Sana ne. Bize ne. Sen git bir izle, bir gör. Bir anla. Biz de daha iyi anlayalım, baktın ve ne gördün? Fifa kokartlı da olsa, Fifa başkanı da olsa, Zorbay Küçük kötü bir hakem. Kusura bakmasın.
Velhasıl, ama hakemden ama yeterince mücadele etmemesinden, şampiyonluk mücadelesinde Fenerbahçe ile kıyasıya yarışan Galatasaray, bu zorlu deplasmanda önemli bir 2 puan kaybetti.
Ama unutulmasın ki, lig hep ikinci yarıda başlar. Kazansaydı “kesin şampiyon olurlar’ demeyecektim, berabere kaldıklarında da “gitti şampiyonluk” demem, diyemem.
Zira klasik deyişle, lig uzun bir maratondur. Uzun mesafeyi iyi koşan kazanır. Daha çok puanlar kaybedilir, çok maçlar kazanılır. Kimse enseyi karartmasın. Lig yeni başlıyor!