Depremin ilk anlarında başladıkları yardım çağrılarıyla ve depremin yarattığı yıkım karşısında halka verdikleri destekle hatırlanacak iki isim var spor dünyasında... Volkan Demirel ve Gökhan zan.
Spor Arena, Omuz Omuz'a kampanyasına destek için İstanbul'a gelen Gökhan Zan ve eşi Müge Zan ile konuştu.
İşte röportajın öne çıkan başlıkları;
'Yardıma Koşanlara Çok Minnettarız'
"(Geçmiş olsun dilekleri için) Çok teşekkür ediyoruz. Hem burada hem de dünyanın dört bir yanında yaşayan Türk halkına ve hiç tereddütsüz yardıma koşan dünya halklarına bu dayanışmayı, birlik ve beraberliği sergilediği için şahsım ve tüm depremzedeler adına çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız."
- 6 Şubat’tan beri eşiniz Müge ile bir fiil alandasın, yardımlara koşuyor, yaraları sarmaya çalışıyorsun. Şu an bölgede en temel ihtiyaçlar neler?
Bence şu an en temel ihtiyaç sağlıklı ve kalıcı barınma koşullarınınprefabrik yapıların- bir an önce sağlanması. Vakit kaybetmeden organize olmalıyız. Koordineyi iyi asiste edebilecek profesyonellere de ihtiyacımız var. Çünkü yaşlılarımız var, çocuklar var, engelliler var, bakıma muhtaç kişiler var. Bazı köylerimizde tuvalet yok, su yok. Hijyen problemleri olan ve hatta suların test edilmesi gereken bazı bölgeler var. Zira kanalizasyon suyunun normal suya karışma ihtimali yoğun. Sağlık Bakanlığı başta yetkililerden ricamız hassasiyetle bu durumu gözlemlemeleri. Depremden sağ kurtardıklarımızı hastalıktan kaybetmeyelim.
'ZENGiNi, FAKiRi HERKES BU FELAKETLE EŞiTLENDi'
Bireysel yardımların bazılarını getirip yolun kenarına boşaltıp, gidiyor tırlar. Bu, onur kırıcı bir durum. Unutmayın ki bu insanların da sizin gibi evleri, arabaları, mutlu bir aileleri, eşyaları, kıyafetleri vardı. Çöp yığını şeklinde bırakılan o yardımların içinden bir şeyler bulmaya çalışmak... Küçük düşürücü bir durum. Bu insanlar zaten büyük bir travma yaşıyor, kaybedecek hiçbir şeyleri kalmamış. En azından bu yardımları STK’lar, AFAD, Kızılay ya da AHBAP gibi yardım kuruluşları ile organize şekilde yaparlarsa hem kimsenin gururu kırılmaz hem de yaralarına merhem oluruz. İnan bana afet, felaket denilen bu durum zengini, fakiri, genci, yaşlısı... Herkesi eşitliyor.
'Hatay artık hepimizin şahsi meselesi'
"Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ‘Hatay benim şahsi meselemdir’ demişti. Hatay sadece atamız ve Hataylıların değil 86 milyonun da şahsi meselesidir artık. Şehrimiz yeniden inşa edilirken farklı kültürlerin birarada huzurla yaşadığı bu demografik yapı da yeniden inşa edilmelidir. Afetin dini, dili, ırkı olmaz. Önemli olan insan olmaktır. Dayanışma ve birlikteliğin temelinde insan olmak yatar."
Gökhan Zan deprem anını anlattı
Depreme eşi Müge, annesi ve zihinsel engelli kardeşi Ali ile Antakya’daki evlerinde yakalanan Gökhan Zan ve eşi o anları şöyle anlattı;Dolap yatağına düşmüş, son anda koşmuş. Ağlıyordu çok fena. Annem geldi sonra. Başımıza yastık koyduk ve hemen pozisyon aldık. O bir buçuk dakika bir ömür gibi geldi bize. Hiç bitmeyecek sandık. Sonra bir anda duvarlar patladı. Ağır hasar var bizim binada. Depremden çok beni aşağı indiğimdeki manzara mahvetti. Yağmur yağıyor, fırtına var. Sırılsıklam ve pijamalarlayız, kapkaranlık ve harabe bir sokak. Bizim yaşadığımızda büyük bir travma. Bazen bize ‘Biraz dinlen’ ya da ‘Uzak kal, kafanı dinle’ diyenler oluyor. Belki de haklılar. Ancak herkesin acı ile baş etme şekli farklıdır. Bize iyi gelen şey o insanlara- memleketimize yardım etmek.”
'Ne olur bizi kaderimize terk etmeyin'
· Yavaş yavaş normalleşme de konuşuluyor...
Bu beni korkutuyor. Çünkü normalleşmek demek unutmak da demek. Bizlerin unutulmasından çok korkuyorum. Kalbi bizimle atan tüm vicdan sahiplerinden ricam ne olur unutmayın! Lütfen bizleri kaderimize terk etmeyin.