Eski Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in TFF’den talep ettiği tazminat haftalarca konuşuldu. Kebapçı kavgasının ardından görevine son verilen Terim’e tazminat ödenmemesi konusu ise belirsizliğini koruyor.
Hürriyet Gazetesi’nden Ahmet Ercanlar ekonomi uzmanı Abdulkadir Kuşin’e sordu.
Ortaya çarpıcı bilgiler çıktı. İşte o röportaj:
Merhaba hocam. Fatih Terim’in tazminat sürecini özetler misiniz?
-Milli Takımlar Teknik Direktörü (ya da nev’i şahsına münhasır Türkiye Futbol Direktörü) Fatih Terim’in sözleşmesinin tek taraflı olarak T. Futbol Federasyonu tarafından feshedilmesi, ” sözleşme sonuna kadar alması gereken ücretlerin, mütemmim cüzlerinin ve tazminatlarının” ödenmesinin mecburi olup olmadığı hususu uzun bir süredir tartışma konusudur. Terim’in avukatları aracılığı ile başvurarak bu ödemeleri resmen talep etmesi sonrasında T.F.F. nin böyle bir ödeme yapmayacağı, yargı yoluna gidilmesi gerektiği ifade edilmiştir
Hangi durumlarda tazminat hakkı doğuyor?-Eğer sözleşmenin feshi haksız bir nedene dayansa idi, süre sonuna kadar ücretlerin alınması tabii bir hak idi. Örneğin Milli takımın kötü neticeler alması (sözleşmede aksi bir hüküm bulunmadıkça) haklı bir fesih sebebi değildir. Tazminat ödenmesi gerekir. Nitekim Kulüplerimizin kafası kızdığı zaman yabancı teknik direktörleri göndermesi durumunda UEFA hukuku doğrultusunda bu ödemeleri yapmaktadırlar. Aynı şekilde haksız bir şekilde kişisel husumet veya çeşitli baskılar gibi nedenlerle de haksız fesih söz konusu ise gene tazminat hakkı doğar. Yani ‘Sözleşmenin süresinden önce feshi’nedeniyle, “süre sonuna kadar ödenmesi gereken ücret, prim, ücretin mütemmim cüzleri ve fesih tazminatının” ödeneceği hükmünün geçerli olması için sözleşmenin Türkiye Futbol Federasyonu tarafından haksız bir sebeple feshedilmesi gerekmektedir. Halbuki söz konusu olayda T.F.F tarafından sözleşmenin feshi haklı nedenlere dayanmaktadır. Fesih, haklı nedenlere dayanıyorsa bir sözleşmede her iki taraf da ücret ve tazminat talebinde bulunamaz
Fatih Terim kavgaya karıştığından dolayı tazminat hakkını yitirebilir mi?
Türkiye’de spor dünyası içi ve dışı herkes tarafından tanınan, yurt dışında da bilinen Milli Takımlar direktörünün herkes için, özellikle gençlik ve sporcular için örnek bir kişilik sergileme zorunluluğu vardır. Feshe neden olayı herkes bilmektedir. “Terim bir gece Bodrum’daki evinde iken, Alaçatı’da restaurantı olan kızının görümcesinden bir telefon gelir. Dükkan komşusu Kebapçının kendi sınır hattına geçmesinden dolayı aralarında sürtüşme geçtiğini bildirir. Kebapçıyı arayan Terim, olayın telefonda daha da büyümesi nedeniyle kebapçıya “bekle geliyorum” der ve gece yarısı Bodrum Alaçatı arasındaki 350 km lik / 4 saatlik yolu yakınları ile birlikte katederek Kebapçının dükkanına rüzgar gibi girer, hoş olmayan itişme kakışma sonrası, dükkandan çıkmak zorunda kalır ve olay biter.”
Her insan topluma açık yerlerde istemeden bir olaya karışabilir, yan masadan sözlü sataşmalar, fiili tecavüz vedarplar nedeniyle kendi kusuru olmaksızın tatsız olayların tarafı olmak herkes için mümkündür. Eğer olay böyle olmuş olsa TFF tarafından sözleşmeyi haklı bir nedenle feshetmeyi gerektirecek bir sebep söz konusu olamaz ve ücret + tazminat hakları doğardı.
Ama kavga konusunda tarafların bir itirazı yok…“Olay yukarıdaki şekilde gerçekleşmiştir ve tarafların buna itirazları da yoktur. Hangi Kulübün taraftarı olursa olsun bu olay gazete ve televizyonlara yansıdığı şekilde halkımızda Terim’in doğru yapmadığı, çok yanlış davrandığı şeklindedir. Sözleşmenin T. Futbol Federasyonu tarafından haklı nedenlerle feshedildiği ortaya çıkmaktadır. Haklı fesih durumlarında ise, süre sonuna kadar ücret, tazminat ve diğer hakların ödenmeyeceği açıktır. Hele T.F.F gibi UEFA Hukuku açısından özerk, idari ve mali yükümlülükleri açısından resmi bir kurumun yargı tarafından sonuçlanmış bir hüküm bulunmadıkça bu ödemenin yapılması suç teşkil eder. Ayrıca ödeme yapıldığı takdirde Başkan ve Yöneticiler bu ödemeden müteselsilen sorumludurlar. UEFA Hukuku açısından önemli bir sorun da Federasyon, Kulüpler, oyuncular, teknik direktörler arasındaki sorunların ulusal yargıya başvurmak suretiyle çözümlemenin UEFA ya verilen taahhütler nedeniyle ne kadar mümkün olup olmadığıdır.”