ONUR DURMUŞ
Galatasaray'ın iki kez ertelenen ve yeni tarihi 19 Haziran olarak belirlenen kongresi için son düzlüğe girildi. Galatasaray Başkan Adayı Eşref Hamamcıoğlu, halktv.com.tr'ye açıklamalarda bulundu.
İşte Hamamcıoğlu'nun açıklamaları;
Diğer adaylara canlı yayın çağrısı yaptınız. Bu durumu diğer adaylar nasıl karşıladı?
Demokrasinin gereği olan bu tür çağrılar ve davranışlar ülkemizde olağanüstü davranışlar gibi algılanıyor. Bu beni gerçekten üzüyor. Ben bu çağrıyı yaptım çünkü Galatasaray camiası demokrasinin beşiğidir. Aslında ben bu teklifi GS TV’ye de önerdim ama oradan gereken cevabı alamadığım için Galatasaray Derneği tarafından yapılmasına karar verildi. Böylece bütün Galatasaray camiasında oy kullanacak üyüler bütün adayları değerlendirebilecek. Ben bu çağrıyı ve organizasyonu Divan Kurulu başkanına da yapmıştım. Büyük bir çoğunluğu bu davete icabet ettiler. Ben bu davetin fikir babasıyım ama organizasyonu Galatasaray Derneği yapıyor.
Sizce Galatasaray'ın şu andaki en büyük sorunu nedir? Siz bu sorunu nasıl düzeltmeyi düşünüyorsunuz?
'Galatasaray’daki en büyük eksiklik şu anda ciddi ve dirayetli bir yönetimin olmaması, temsil kabiliyetinin olmaması, etkinlik ve yetkinliklerinin olmaması. Süratle Galatasaray camiasının bunu gidermesi gerekmektedir. Bütün bu kaynaklar Galatasaray camiasında mevcut. O yüzden bizim seçimdeki hareketimizin ismi ‘Galatasaray’a güven’. En iyi insan kaynağı Galatasaray’da. Sadece uyuyan devi uyandıracak beceriye sahip ekiplere ihtiyaç var. Biz de bu ekiplerin içinden geliyoruz. Galatasaray’daki en büyük eksiklik şu anda ciddi ve dirayetli bir yönetimin olmaması, temsil kabiliyetinin olmaması, etkinlik ve yetkinliklerinin olmaması. Süratle Galatasaray camiasının bunu gidermesi gerekmektedir. Bütün bu kaynaklar Galatasaray camiasında mevcut. O yüzden bizim seçimdeki hareketimizin ismi ‘Galatasaray’a güven’. En iyi insan kaynağı Galatasaray’da. Sadece uyuyan devi uyandıracak beceriye sahip ekiplere ihtiyaç var. Biz de bu ekiplerin içinden geliyoruz.'
Başkan adaylarının 'Fatih Terim' açıklamalarının ardından Galatasaray camiası Fatih Terim konusunda ikiye bölünmüş durumda. Sizin tavrınız nedir?
"Galatasaray’da Fatih Terim sembol bir isimdir. Dominat ve karizmatik bir karakteri var ve bizim eski oyuncumuzdur. Galatasaray camiasına başarılar katmış bir isimdir. Fatih Terim’in sözleşmesi bitti. Biz yönetime gelirsek kendisiyle oturup konuşuruz. Vizyonlarımız çerçevesinde bize destek vereceğinden şüphemiz yok. Bu seçim sürecinde Fatih Terim’in bir propaganda aracı olarak kullanılmasına karşıyım. Hiç bir başkan adayının Fatih Terim’in peşine takılıp, ismini kullanarak oy devşirmeye çalışmaması lazım. Bu Fatih Terim’i de yıpratır. Fatih Terim’in temsilcilerini de yıpratır. Çeşitli şirketlerde koltukların bu şekilde verildiğini görüyorum. Bunlar yanlış işler ve Galatasaray’a zarar verir. Bu tür hamasi ve gerçek olmayan davranışlar Galatasaray’a yakışmıyor."
Ergin Ataman ile yaptığımız röportajda 'Basketbol için kim proje açıklarsa oyum ona' demişti. Siz Ergin Ataman'ın oyuna talp misiniz? Basketbol ve amatör sporlar için neler yapmayı planlıyorsunuz?
"Her Galatasaray üyesi gibi Ergin Ataman’ın oyuna talibiz. Ergin Ataman Galatasaray’a hizmet vermiş ve Galatasaray’ın içinde olan bir isim. Maalesef Galatasaray’a yakışmayan bir biçimde basketbolun başından ayrılmak zorunda kaldı. Kötü yönetimden dolayı basketbolu Türkiye’ye getiren bir takımın bu hale düşmesi mümkün değil. Küme düşmekten son anda kurtulduk. Bir bütçe soruna var ama aynı bütçe ile başarılı olan takımlar da var. Karşıyaka, Tofaş ve Beşiktaş örneği verilebilir. Elimizdeki bütçelerle şu anda Fenerbahçe ve Anadolu Efes ile mücadele etme şansımız yok. Genç oyunculara destek verilirse mücadeleci oyuncular çıkarılabilir. Maddi açıdan mutlaka çözüm ortakları bulmak lazım."
Mevcut yönetimin transfer politikalarını eleştiren açıklamalar yapmıştınız? Sizin transfer politikanız nasıl olacak?
"Bir sürü eğitim kurumu ve markalar var. Kazan kazan ilişkisi oluşturmak lazım. Bu sebeple Ergin Ataman’ın oy kullanmasını istiyoruz. Galatasaray’ın mali durumu her zaman kötüydü ama son 3 yılda yönetilemez hale geldi. Bunun altında yatan popülist yaklaşımlar. İsim vermeye gerek yok. Popülist yaklaşımların olduğu sürece hiç bir takımın ayakta durma şansı yok. Diagne ve Falcao transferi bu transferlerin en kötü örneğidir. İkisinin maliyeti 50 milyon euro. Transfer nedeni tamamen popülist yaklaşımlardır. Verimli transfer yaparsanız bu duruma düşmezsiniz. Galatasaray şampiyonluğu averajla kaçırdı. İstatistiklere bakıldığında 2 transferden birisinin verimsiz olduğu görünüyor. Transfer yönetim kurulunun işi değildir, transfer profesyonel kadroların işidir. Galatasaray’da şu anda sportif A.Ş profesyonelce yönetilmediği gibi yönetim kurulları işin içinde olduğu için sorun çıkıyor. Yönetim kururulu gittiğinde sportif A.Ş’nin görevine devam ediyor olması gerekiyor. Şimdi her şey seçime endekslendi. Bence bunun hesabını şu andaki yönetime sormak lazım.
Seçimin gecikiyor olması Galatasaray için çok kötü oldu. Siz hocayı neden küsitürüp takımı yalnız bırakıyorsunuz. Galatasaray’ın fabrika ayarlarına dönmesi gerekmektedir. Hiç bir yönetici ya da başkan görevli profesyonellerle basın karşısında hesaplaşmaz."
Mevcut başkan Mustafa Cengiz'in basına verdiği demeçler zaman zaman tepki topluyor. Siz Galatasaray'da bir iletişim ekibi kırmayı düşünüyor musunuz?
"Ben Divan Kurulu başkanı yaptığım anda Mustafa Cengiz’in iletişim konusundaki zaafiyetini zaten görmüştüm. Galatasaray’da kendilerine ‘Kurumsal İletişim Normları ve Etik Değerler Kodu’ ismiyle 2 rapor hazırlatmak zorunda bıraktılar. Galatasarayda kurumsal iletişim komple elden geçirilmeli. Galatasaray’ın kurumsal iletişimi yapacağız, bireylerin değil. Başkan çok önemli konular olduğunda konuşacaktır. Galatasaray şu anki başkanın konuşmaları sebebiyle büyük yara aldı."
TFF'nin yabancı oyuncu konusundaki son kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kulüpler Birliği'nden karara tepki gelmişti.
"Bu kararın içeriğinden ziyade alınış yöntemini çok eleştiriyorum Kulüpler Birliği bu oyunun önemli aktörlerinden. Dolayısıyla TFF bu kararı istişare içinde yapsaydı çok daha iyi olurdu. Şimdi kulüplerin karşı çıkacağı bir kararı TFF’nin alması yeni sürtüşmelere neden olacaktır. Bunu ortadan kaldırmak lazım. Bu kadar yabancıyı alıp bir kısmını oynatabilmek Türkiye’nin ekonomisine zarar verir. Kulüplerin ekonomisinde erozyon var. Yayıncı kuruluş da pandemiden dolayı sürekli indirim istiyor. Yayıncı kuruluştan gelen gelirler düşmüşken ve maç hasılatınız yokken ve bankalar birliği sözleşmesinden de gelirlerinizin yarısını alacağını söylerken nasıl ayakta duracak bu kulüpler. TFF, koydukları kuralları tekrar gözden geçirmelidir."