İşte Şenol Güneş’in açıklamalarından satır başları:
‘ODAMI BOŞ GÖRMEK AYRI BURUKLUKTU’
”Beşiktaş’la güzel bir birlikteliğimiz oldu. Zaman zaman iyi ve kötü günlerimiz oldu. 4 senede alışkanlıklarınız oluşuyor. Kader birliği yapıyorsunuz. Oradan ayrılmayı söz olarak söyledik ama gerçekleştirmeyi hiç aklıma getirmemiştim. Maç oynandıktan sonra odamı boşaltmam gerekiyordu. Kasımpaşa maçından sonraki sabah yine oraya gittim, alışkanlığımı gerçekleştirdim. Orada odamı boş görmek de ayrı bir burukluktu. Son maçta taraftarın az olmasıyla ilgili birçok şeyi sorgulamak lazım. Maçın heyecanı, Şenol Güneş’in durumu, iftar saati… Bunların hepsi etken olabilir.
‘YARIN NE OLACAĞINI BİLEMEYİZ’
4 yıldır güzel başladığımız, Sayın Başkan Fikret Orman ve yönetimi tarafından Ahmet Nur Çebi’nin olduğu dönemlerde göreve başladım. 4. yılı şimdi tamamladık, güzel bir birlikteliğimiz oldu. Ben Milli Takım’da görevliyim. Ama Beşiktaş antrenörü olarak buradayım. Resmi yazı yazıldı. Bir seferberlik emri gibi düşünün. Size bir emir geliyor ve göreve geliyorsunuz. Bir prensip anlaşması var ama vazgeçilebilir. Bunlar mümkün. Yarın ne olacağını bilemeyiz. Beşiktaş'ta halen devam ediyor görünüyorum. 1 Haziran'dan itibaren geçerli olmak üzere konuşuldu. Benle ilgili bir konu yok. Görevim bitince Milli Takım benim için cazip dedim. Ben eski TFF ile anlaştım. Yeni gelen yönetim ‘ben sizinle devam etmek istemiyorum’ diyebilir mi? Diyebilir. Ama öyle bir sıkıntı görünmüyor.
‘NİHAT BEY BAŞKAN OLURSA DEVAM EDECEĞİZ’
Nihat Bey'i tanıyorum. Göreve gelirsem hayırlı olsun derim hocam diyor. Ben önceki TFF ile anlaşmalıyım. Camiada herkesle görüşürüm. Yeni görevimde çalışırken eski yöneticilerle de görüşüyorum. Nihat Bey de onlardan biri. Nihat Bey başkan olursa devam edeceğiz. Milli Takım olağanüstü bir durum. Ülkeyi temsil ediyorsun.
‘2-3 TAVŞANI AYNI ANDA KOVALARSANIZ YAKALAYAMAZSINIZ’
Yaşamak başka bir şey. Ben sabah 6'da da tesise gittim. Bazen gece de gittim, bazen uzak da kaldım. Aşk olmadan işinizi yapamazsınız. İş aşkı önemli. İş aşkı olmadan başarı gelmez. İş aşkı; ahlaklı olmak, işine sahip çıkmaktır. 50 yılı geçtim. İnsanların yapabileceği, taşıyabileceği yük vardır. 2-3 tavşanı aynı anda kovalarsanız yakalayamazsınız. İşinizi iş yapmak zorundasınız. Milli Takım'da sorumluluklarım var. Oyuncular kulüpte size ait. Ama burada size ait değil. Bu da işi yönetme durumudur.
‘BENİM İÇİN BECEREMEZ DEDİLER’
Şartlar itibarıyla önceki dönem farklı, bugün farklı. O gün bir kulüpte daha fazla oyuncu var, bugün daha dağınık deniyor. Mazeret üretmeyeceğiz, çözüm üreteceğiz. Büyük işler yapmak istiyorsan, küçük işlerle uğraşmayacaksın. Benim için beceremez dediler. Kıyafet ve saçımıza taktılar. Türk insanına görev verirsen her işi başarıyla yapabilir. Organizasyon ve birliktelik önemli. Sermaye yokken dayanışma fazla. Sermaye büyüyünce kavga başlıyor. Maddiyat üzerine değil iş üzerine bir kültür olmalı.
‘BİZ TEKERLEĞİ BULDUK MU ARABANIN MODELİNİ DEĞİŞTİRİRİZ’
Göreve önceki dönem geldiğimde atama ile geldiğim söylendi. Bugün de aynı şeyler söylenebilir. Önemli olan neler yapacağınızdır. Biz bir şeyler üretebiliyoruz. Tecrübemiz de var. Biz tekerleği bulduk mu? Arabanın modelini değiştiririz. Biz bunu yaparız. Bunu yapacak gücümüz var. Yeni bir şeyler katmak gerek. Samimiyet, iyi niyet çok önemli. Başaracak gücümüz var. Genç bir kadro var ve hazır değil diyebilirsin. Ya da tersi. İşler iyi gidince, zaten olması gerekendi denilebilir. Ben mazeret değil, çözüm arıyorum.
‘SIRTIMI DÖNEREK BANA NE DEMEM!’
Türkiye'nin Avrupa Şampiyonası'na gitme ihtiyacı var. Benim için de Türkiye için de uzun bir aradan sonra Dünya Kupası'na katılma durumu var. Saha sonuçlarını kovalayacağız. Bu olması gereken. Türk futboluna yıllarımı verdim. Sorunlara sırtımı dönerek bana ne demem. Türk futboluna katkı yapma adına yeni fikirler üretmek gerekiyor. Kulüplerin yapısının değişmesi gerekiyor. Biz işin bir tarafındayız. Ben gelince Türk futbolunu değiştiririm diyemezsin. Şu anda Milli Takım’da yarışmak için varım. Genç oyuncu aldım ama faydalanmak için aldım. Futbolcu altyapıda yetişir. Orası ayrıca dizayn edilmeli.
‘EĞİTTİĞİMİZİN DEĞERİNİ BİLMİYORUZ’
Kulüplerin kurumsal yapısının oturması lazım. Ekonomik olarak denetim var mı? Yok. Bütün kulüplerde hocaların alacakları var. Neden? Kimle yarışmak istiyoruz? Fransa ile İtalya ile yarışmak istiyoruz. Onlarda sorun var mı? Yok. Ortada bir düzensizlik var. Ortada bolluk var ama bir karmaşa da söz konusu. Eğitim, tesis, ekonomi önceki yıllara göre daha yukarıda. Bazen bazıları için bunlara varlık iyi gelmedi deniyor. Üreten adama, bu yapamaz deyip kovmak var. Üretmiyoruz, üretirsek eğitmiyoruz. Eğittiğimizin de değerini bilmiyoruz. Eğitim alanından geliyorum. Rehberliğin ne olduğunu biliyorum. İmkanlarımızın farkına varmamız lazım. Hepimiz akvaryum içindeyiz. Akvaryumu kirletenlere izin veriyoruz.
‘ALİ KOÇ FENERBAHÇE İÇİN BÜYÜK ŞANS’
Sadece ekonomi, sadece ekonomi olunca üslup değişiyor. Çok iyi başkan ve yöneticiler var. Ama öyle yanlışlar var ki… Şimdiki yöneticiler arasında sayılı insanlar var. Mesela; Ali Koç, Fenerbahçe için büyük bir şans. Nereden nereye geldik? Yönetimsel şekli daha iyi yapmak gerek. Kurumsal kimlik de önemli. Ekonomi, idari ve teknik hatalar var. Bunlar başlık. Ben bunlara girersem bu işi yapamam. Fikret Orman ile konuştuğumda, “Bana bir iş ver. Onu çok iyi yapayım” demiştim.
‘YARDIMCININ KİM OLACAĞI SORUN EDİLMEMELİ’
Özgürlük de sorumluluk da olmalı. Ben özgür yaşadım. 15 yaşında aileme bakmak durumundaydım. Kendimi yetkili ya da patron olarak görmedim. İşin bir parçası olarak gördüm. Her durumda bir çizgilerim oldu. Kendi şartlarım içinde en iyisini yapmaya çalıştım. Yardımcının kim olacağı sorun edilmemeli. Yardımcı konusu önemsiz değil elbette. Medya Milli Takım’la ilgileniyor mu? İlgileniyor. Beni eleştiriyor mu? Eleştiriyor. Ama her dediklerini yapıyor muyuz? Bazen sokaktaki biri medyadaki insandan daha farklı fikir verebiliyor.
‘KENDİ TANIDIKLARIMI ÇAĞIRABİLİRİM’
Yardımcıya ihtiyacım varsa alırım zaten. Sağ kolumu sol kolumu kullanırım. Kulüp takımında çalışırken, TFF beni nasıl çağırdıysa ben de kendi tanıdığım insanları çağırabilirim. Bir bakacağım. Tabi ki değerlendirmeler yapacağım. Benim yardımcım mı olur, başka bir antrenör mü olur bakacağım. Benim yardımcımdan çok takıma bir şey katacak insan lazım. Yardımcı; bir işin yürümesinde yardımcı olacak. Ligde çalışan antrenörlerden birini yardımcım olarak görevlendirebilirim. Yardımcı neye göre yardımcı? Ona bakmak lazım.
‘ÖNEMLİ OLAN İŞİN YÜRÜMESİDİR’
Ünal Karaman Milli Takım’a geldiği zaman nerede çalışıyordu? Futbolu ben bıraktırmıştım. Biz işimizi yapıyorduk. Önemli olan işin yürümesidir. İlla bir isim alalım, sonra Ahmet değil Mehmet neden alındı diye soruyoruz. İşin özü önemli. Tek başıma bu işi yürütürüm (gülerek.)
‘2 MAÇ İÇİN FAZLA OYUNCU ALDIM’
Her maç için 23 kişi bildirmek zorundayız. Çağırıp da oynatamadığım oyuncuları da görmek istiyorum. 25 kişi olabilir. Maçtan önce 23'e iner. 2 maç olduğu için fazla oyuncu aldım. Çok sorunlarımız var. Ayrı ayrı konuşulacak konular var. Galatasaray'da Emre Taşdemir oynamıyor. Sakatlıktan kurtuldu ve sağlıklı ise görmek isterim. Bursaspor da küme düştü. Üzüldüm. Oradan da Umut Meraş'ı aldık. Her yerden oyuncu var.
’10 YILDA ÇIKAN BİR OYUNCUYU 10 GÜNDE BİTİRİYORUZ’
Oyuncu karakteri önemli. Teknik oyuncuyla ile fiziki özelliklerini kullanan oyuncular farklı olabilir. Türk oyuncuların İspanya Ligi'ne daha uygun olduğunu düşünüyorum. En üst seviyede marka değeri olan Arda Turan İspanya'ya gitti. Bu yaşta kaybolması doğru değil. Eğitim sadece çocukken yapılmıyor. İlişkileri iyi düzenlemesi de önemli bir oyuncunun. 10 yılda çıkan bir oyuncuyu 10 günde bitiriyoruz.
İlkeli, prensipli, davranışları düzgün insanların burada olmasını isterim. Kişi hata yapıyorsa hatasını düzeltmek gerekiyor. Yardımcı konusu, prim… Bunlar işin ana faktörü değil. Kulüpler örneğin borçlu. O zaman düzeltin. Eskiden tesis diyorduk. Tesis şimdi çok fazla. Bir tesis varsa bana göre değil, kuruma göre olacak. Herkes bunun parçası olacak. Avrupa'da böyle tesis yok. Tesiste her şey bedava. Misafiri için para ödemiyor. Yurt dışında farklı. Orada paraları veriliyor, burada verilmiyor. Şenol Güneş'in keyfi davranışları yok. Bu kampta rahat olacağız ama zihnen de maçlara hazırlanacağız. Fransa maçında takımı hazır görmek istiyorum.
Dışarıdan bakarak, antrenmanla oyuncunun formunu tarif etmek yanlış olur. Bütüne bakmak lazım. Burak Yılmaz da bir insan. Onu mükemmel bir insan yerine koyuyoruz. Hata elbette yapabilir. Burak çalışma olarak geldiğinden beri faydalı. İyi gidiyor. Son 3 maçtır beklediğimin altında ama sıkıntılı bir dönem geçirdi.
Benim dünyam Özkan Sümer ile Ahmet Suat… Ben onları görünce çok şey aldığımı düşünüyorum. Avrupa'ya bakacak olursak Alex Ferguson… Hem babacan tavrı hem de görüşleriyle katkı yapıyor. Ferguson'a benzetiliyor olabilirim. Mevcudu iyi kullanmak çok önemli. Barcelona gibi bir takımda çalışmak isterim. Öyle hazır bir takımda çalışmak futbol anlayışı açısından bana uygun görünüyor. Bugünkü teknoloji oyunu hızlandırıyor. Niye bizde olmasın? Oyuncularımız dünya çapındakileri geçmek için neden uğraşmasın. Önünüzde bir kaya var deviremiyorsunuz. Ama parçalamaya başlayın. Hayal ettiklerinize ulaşamadığınızda mevcut olanla kavga eder duruma gelebilirsiniz. Göreve yeni başlasam yeni hedefler çizerdim. İlk başladığımdaki hedefle şimdiki farklı. 20-30 senelik bir teknik adamlık kariyeri düşünemem. Çünkü ömrüm yetmez.
Futbolun kültürü genel kültürden etkilenir. Kore'de huzur ve sabır gördüm. O huzur ve sabrı burada göremiyoruz. Bunda zorlanıyoruz. Ama eski tepkilerimin azaldığını görüyorum. Eskiden daha fazla tepki verebiliyordum. Şimdi daha çok sabır gösteriyorum. Uzak Doğu'da şartlar size meditasyon yaptırıyor. Çok ciddi sermayesi olan zengin bir iş adamı kampa geldi. Futbolcularla birlikte yemek sırasına girdi. Herkes aynı seviyede olduğunu düşünüyor. Olgunluk var. Bizde öyle değil. Hemen öfke ile etrafa saldırıyoruz. İş de üretme imkanımız olmuyor. Oradaki ilişkileri görmek çok önemliydi. İnsani ilişkiler açısından geliştirdi.
Medyanın eleştirilerini elbette dikkate alıyorum. Eleştiri ne demektir? Bir konuyu değerlendirmektir. Siz kişiyi yok etmeye uğraşıyorsunuz. O zaman olmaz. Beğenmeyebilirsiniz, yanlış yaptı diyebilirsiniz. Basın topluma mesaj veriyor. Burada genel olarak kızgınlıklarımız var. Aynı kişilerle birlikte oluyoruz. Bana katkı yapmak istiyorsan direkt söyleyebilirsin. O zaman katkı yaparsınız. Reyting yap ama reyting adına benim sana olan saygımı yitiriyorsun.
Ben bir oyuncuyu sahaya koyuyorum ben de eleştiriyorum. Üzüm yemek değil de bağcıyı dövüyorsan bunu kabul etmiyorum. Medyanın bir zenginliğini kabul ediyorum. Yayıncı kuruluşla kavgam oldu. Tazminat için bu işi yapıyor dedi bir arkadaş. Sonra beni arıyor. Niye beni arıyorsun. Gitmiyor, tazminatı var diyor. Bu bir hakarettir. Bunun cevabını nasıl verebilirsin? Yayıncı kuruluşta, ‘Hoca gelsin. Bakalım ne söyleyecek' diyorlar. Ben ev sahibi olduğum için geç çıkıyorum. Bazen sinirlenebiliyorum.
‘BURAK VE DORUKHAN KESİN OLMAZ’
Burak, Dorukhan kesin olmaz. Kaleci değişebilir. 5-6 oyuncuyu da yenilerden oynatabilirim. Sağ bek Sangare olabilir. Emre solda olmaz. Biraz riskli olabilir. Umut'u oynatabilirim. Diğerlerini de anlatmayayım. Bu kadar yeterli.
Nazım Sangare'yi tanımıyorum dedim. Doğru. Ama tanımak ne demektir? Birlikte vakit geçirmediğim kişiye de tanımıyorum anlamında söyledim. Olay bundan ibaret. Hedeflerimize gelince elbette tüm maçları kazanmak istiyoruz. Onun için buradayız.
Türkiye futbol dünyasında diğer ülkelere göre geride. Almanya uzun yıllar yatırımlar yaptı ama sıkıntı çekebiliyor. Bizim güzel sahalarımız var. Ama semt sahaları, çocukların oynayacağı alanlar yapmalıyız. Biz çocukken şanslıydık. Teneke ile oynuyorduk ama dar sokakta oynayabiliyorduk. Öyle alanlar bulamıyoruz. Ama akademiler kurulabilir. Belli merkezlerde olabilir. Bir üretim fabrikası gibi. Hem okuyan hem de yetişen oyuncu açısından söylüyorum. Böyle olursa oyuncu da ihraç edebiliriz.
Şu anda önemli olan Avrupa Şampiyonası'na katılmak. Dünya Kupası'nda 3. olduk. Ama dünya futbol ülkesinde 3.sırada yer almadık. İngiltere mesela en çok izlenen liglerden biri. Ama üretimde 5.sırada. Sırbistan fazla üretiyor. Ama Sırbistan Ligi'ni izliyor musun? Bizim yapmamız gerekenler belli. Tabi ki hedefimiz Dünya Kupası'nda ve Avrupa Şampiyonası'nda birinci olmak isteriz. Ama durumumuzu biliyoruz.
Takıma gelmeyen bizden bir şey olmaz demeyecek. Gelen de yerini garanti görmeyecek. Kendini yenileyeceksiniz. Ben mesela hep üstüne koymaya çalışıyorum. Örneğin; Ünal Karaman çok eleştirildi. Şimdi başarılı. Bu oyuncu da olur hoca da olur. Biz oyunculara yol gösteriyoruz. Özkan Sümer'den aldıklarınızı kitaplardan alamazsınız. Avrupa'yı izliyorsun ama yanı başındaki değeri görmüyorsun. Önünüze taşlar çıkacak. Bu taşlar engel mi, basamak mı? Üstüne basarsan sana basamak olur. Bakış açısına göre değişir.
Biz bugünü yaşayalım. Bu ülkenin mutlu ve umutlu olmasına ihtiyacı var. Herkes tatil yapıyor. Biz hem tatil hem de çalışma yapıyoruz. İnşallah önceki yıllardaki gibi işlerimiz iyi gider. Başarılı olmak istiyoruz. Konya'da oynanacak maça da tüm taraftarları bekliyoruz. Fransa maçı çok önemli. Sporun zirvesiyle çarpışacağız. Zirvede olmak istiyorsak, oradakini aşağıya indirmemiz gerekiyor.