Fenerbahçe Asbaşkanı ve TV8'in sahibi olan Acun Ilıcalı, Young Owners Forum buluşması sırasında Fast Company ile paylaştığı iş hayatıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ilıcalı, şunları söyledi:
"Sokakta gezmeyi çok severdim. Eğlenceli ve iyi bir çocukluk geçirdiğimi söyleyebilirim.
Ailem o dönemin şartlarına göre fazla fedakârdı. Annem beni Edirne’den kolej sınavlarına getirir, büyük çaba harcardı. Onun da katkıları sayesinde Kadıköy Anadolu Lisesi’ni kazandım. Annemlerden ayrı kalmaya başlayınca, özlüyorum diye, annem tayinini Kocaeli’ne istedi. Her gün İstanbul-Kocaeli arası gidip gelmeye başladı.
En son fedakarlığı da müdürlüğü bırakmak oldu. Ben hayat motiflerimizin yaşadığımız evlerden geldiğine inanıyorum. Çekimler için insanlarla eleme yaptığım zamanlarda, karşıma gelen insanların anne-babasının olup olmadığını anlıyordum. Konuşma tarzlarındaki bazı motifler ailesiyle yaşamadığını gösteriyor.
İlk iş deneyimini şort satarak yaptım. Ailemin haberi yoktu. Şort sattığımı çok sonradan öğrenen babam bir gün tezgaha gelip tüm şortlarını satın aldı.
'BATIRDIĞIM İŞLER OLDU'
Batırdığım birkaç işim oldu. Örneğin, kırtasiye dükkanı açtım. Öğrencilerin parası olmadığını bilmiyordum. Dükkanı batırarak bu gerçeği öğrendim.
Sonra Bağdat Caddesi’nde de bir dükkan batırdım.
Bu iki başarısız deneyimden sonraki günlerden birinde Show TV’nin önünden geçiyordum. Aklıma orada çalışan İrfan Ağabey’i ziyaret etmek geldi. O dönemde İlker Yasin, Spor Müdürü idi. Biz gittikten sonra 'Bunlar normal değil, bizimle çalışsınlar' demiş. Bizim spor, özellikle futbol bilgimizden etkilenmişti. Sonra bizi denemek istediler, böylece televizyon maceram da başlamış oldu.
Benim için dönüm noktası, bu televizyon sisteminin içinde yaptığım değişiklik oldu. 20 yıl önce en başarılı muhabirlerden biriydim. O dönemde aylık maaşım 20 bin dolar düzeyindeydi. Her şeyi bırakıp kendi işimi kurmaya karar verdim. Bu, o zaman için çok büyük bir riskti. İkinci dönüm noktamı da TV 8’i almam oluşturdu. Televizyon yayıncılığı gerçekten büyük bir iş. 100 milyon TL gideriniz var, ödemezseniz batıyorsunuz. Bunun yolu da üretimden, yaratıcılıktan geçiyor. Onun altından kalkabildiğimiz için buralara geldik.
Bana göre insan güzel bir zekâ ile tecrübeyi birleştirirse başarılı olur. Çok işin içinde olan bir patronum. Şu dönemde üzerime futbol yöneticiliği gibi bir yük de bindiği için farklı insanlara da iş sorumluluğu vererek kendime alan yaratmaya çalışıyorum. Şu anda hayatımın en zor dönemini yaşıyorum. Dün 8 saatimi telefonda geçirdim. Bir yandan futbol ile ilgilenip, bir yandan kendi şirketimizi devam ettirip bir yandan ailemle ilgili konulara yetişmek derken biraz bloke oldum. Doğru planlama ile bir şekilde oksijeni bulacağımı düşünüyorum.
'MURAT ÜLKER'İ ÖRNEK ALIRIM'
Benim örnek aldığım 5-6 kişi var. Bunlardan biri de Murat Ülker’dir. Ağabeyime çok danışırım. Benim doğru zannettiğim şeyler için beni rahatlıkla uyarır. İnsan bazı durumlarda kendini haklı zannediyor. Oysa mühim olan başkalarının ne düşündüğü. Kendini doğru analiz et, kendine doğru bir arkadaş çevresi kur ve senin arkadaşların hep sana katkıda bulunsun. O yüzden yakın arkadaşlarımdan hep destek alırım.
Yurtdışında futbol takımı sahibi olmanın matematiğini iyi kurmanız gerekiyor. Bunun yanı sıra ekibiniz de önemli. Örneğin, bu yıl 50 milyon Pound’luk oyuncu sattık. İyi yönetmezseniz, yarın borç da çıkarabilirsiniz. Biraz kendinize güvenmeniz lazım. Ben para kazanayım diyerek futbol takımı sahibi olamazsınız. Başarılı olmayı hedeflediğim için para kazanıyorum.”