İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da Jandarma Genel Komutanlığı tarafından Orgeneral Eşref Bitlis Toplantı Salonu’nda düzenlenen Aile İçi Şiddet ve Çocuk Suçlarıyla Mücadele Çalıştayı’nın açılış konuşmasını yaptı.
Soylu, “Geçen yılın ilk 10 ayına göre aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarında bu yıl ihbarlarda büyük bir artış görüldü. Bazıları bunu farklı yorumluyor. Ancak meselenin temelinde ihbar imkanının artışı dolayısıyla inşaların şikayet edebilmesi yatmaktadır” dedi.
“Kadın ailenin direği olarak konumlandırılmış”
Soylu’nun konuşmasında öne çıkan ifadeler şöyle:
“Cenab-ı Allah insanı iki farklı cinsiyette yaratmıştır. Ancak birini birinin üzerine tutmamıştır. Birinin yaşama hakkını diğerinden fazla görmemiştir. İnsanlığa hak üzerinden ayrıştırmamıştır. Anadolu medeniyetimiz hem kendi kültür birikimiyle hem de inancımızın rehberliğiyle bunu doğru anlamıştır. Aynı Anadolu medeniyeti insanı aynı zamanda aileyi de doğru anlamıştır. Onun için aileyi toplumun temeline, kadını da ailenin temeline koymuştur. Kadını ailenin direği olarak konumlandırmıştır ve bu yapıdan bir sonuç elde etmiştir. Bugün göçü yönetebilmemizin terörle mücadele edebilmemizin temelinde aile ve kadını merkeze alan toplum yapımız vardır.
“Bunu sadece kadınlar ile bir araya geldiğim için güzelleme yapmak amacında değilim. Bugün bu yapımız çeşitli yöntemlerle hedef alınmaktadır. Bir yandan aile bir yandan ailenin temelindeki kadın örselenmeye, aile içerisinden çıkarılmaya ve yalnızlaştırılmaya çalışılıyor.
“Aile içi ve kadına yönelik şiddet meselesi son yıllarda dikkatle takip ettiğimiz, saha araştırmaları yaptığımız ve sıfır rakamına ulaşmak için neredeyse her gün bir adım attığımız önemli bir konudur. Her şeyden önce ilgili tüm kuramlarla koordinasyon halinde çalışıyoruz. Bunun için Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile bir araya geldik. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planını oluşturduk. Bu planın lideri ve yöneticisi Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıdır. 14 maddesi İçişleri Bakanlığı’na ait toplam 75 maddelik bu plana ait yine bu kurumlar arasında kurumsal işbirliği ve eşgüdümün arttırılmasına dair bir protokol imzalandı. Buradaki tüm görevlerimizi yerine getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Bazılarının süreçleri devam ediyor.
“Bin elektronik kelepçeyi izleme merkezi hazırlıyoruz”
“Bin elektronik kelepçeyi takip edecek izleme merkezi hazırlıyoruz. İnşallah Ocak ayında 1000 elektronik kelepçe kapasiteli bu izleme merkezini yürürlüğe koyarak çalışmasını başlatacağız. Özellikle elektronik kelepçeye çok kıymet veriyorum. Çünkü tüm aldığımız tedbir kararları dahil önleyici kararlar dahil özellikle elektronik kelepçenin izleme mekanizması ile beraber bu konudaki en önemli önleyici unsur olduğunu şahsen düşünüyorum. Onun için bu protokolde diğer bakanlarımızın da ortaya koyduğu öngörü ile birlikte bu görevi kendi üzerimize bakanlık olarak aldık. Sizlerin de sayesinde bunları başarıyla beraber yöneteceğiz ve yürüteceğiz” diye konuştu.
“KADES indirme sayısı 828 bin 377 oldu”
“KADES’le beraber 52 bin 709 ihbarda veya önleyici tedbirler ile attığımız adımlarda birçok kadınımızın şiddetten kurtulmasını. Birçok ailenin travma yaşamasını birçok çocuğun, annenin, babanın bu konuda sıkıntı yasmasını engelledik. Fakat hedefimiz net ve açıktır; 1 sayısı bile bizim için büyüktür. Hedef bu konuda sıfır sayısıdır. KADES uygulamasını devreye aldık. İtinayla, ısrarla, dikkatle şu ana kadar 52 bin 709 ihbar geldi. Demek ki işlevselliği var. Arkadaşlarımızın her biri 4-5 dakikalık, köylerse daha uzun zaman içerisinde emniyet ve jandarma timlerimiz bunlara ulaştılar” ifadelerini kullandı.
“Bu haftada yaklaşık 628 bin olan KADES uygulaması indirme sayısı pazartesiden itibaren başlatılan kampanyalar çerçevesinde 828 bin 377 oldu. Hedefimiz bu sene sonunda 1 milyondu. Bu hedefimizi koruyoruz. Biz çok büyük bir teşkilatız. Hedef koyan ve buna ait sonuç alan bir teşkilatız. İnanın bu yaygınlığı sağlarsak bu konuyu millet olarak çok daha kontrollü, sıfır şiddet noktasına taşıyabiliriz. Bu çalışmalarda bulunan KADES indime sayınsın arttıran arkadaşlarımıza, özellikle basın ve yayın organlarına teşekkürü borç biliyorum. Emniyet ve jandarma karakollarımıza güven masları oluşturduk. Kadın personeller verdik. 81 il merkezinde kurulan Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliklerini ilçe düzeyinde genişlettik. Emniyette 81 olan sayıyı 1005’e jandarmamızın 76 vilayetinde özellikle şube müdürlüğü 5 vilayetinde de büro amirlikleri kurduk. Toplam 1086’ya bu rakama çıkarmış olduk. Bu adımlarımızla bilhassa ihbar ve şikayet imkanları arttı. İmkanlar artınca doğal olarak şikayetler arttı.
“İhbarlarda artışı bazıları farklı yorumluyor”
“Geçen yılın ilk 10 ayına göre aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarında bu yıl ihbarlarda büyük bir artış görüldü. Bazıları bunu farklı yorumluyor. Ancak meselenin temelinde ihbar imkanının artışı dolayısıyla inşaların şikayet edebilmesi yatmaktadır. Türkiye’nin her tarafına yayıldık. Önemli olan yapılan başvuruların geçen yılın 10 aylık dönemine göre bu yılın ilk 10 aylık döneminde alınan tedbir karar sayılarında bu ihbarlar sebebiyle yüzde 46’lık artış yaşanmış olması. Bir taraftan ihbar mekanizması gelişti bir taraftan da bu tedbir kararlarında artış gerçekleşti. Aynı şekilde önleyici tedbir kararı verilen yani şiddeti uygulayan şüpheliye yönelik olarak önleyici tedbir kararlarında da geçen yılın 10 ayına göre yüzde 70 oranında bir artış söz konusu. Yılın ilk 10 ay 20 günlük periyodunda kadın cinayetlerinde can kaybı 308’di. Bu yıl ise oluşturduğumuz bu koordinasyonun neticeleri yüzde 24 azalışla 234 olmuştur.
“Meseleyi siyasi görenler saplantı içinde”
“Meseleyi sadece siyasi ve ideolojik olarak görenler, sadece yanılgı içinde değiller tarihsel bir saplantı içerisindedirler. Onların asıl yapmak istediği bizi bu meseleden uzak tutmaktır, bu meseleye sahip çıkmamızı engellemek ve onun üzerinden ideolojik bir yarık oluşturmaktır. Aile içi ve kadına yönelik şiddet meselesini kendi propaganda tekelleri haline getirebilmektir. Buna müsaade etmeyeceğiz.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Hanımefendinin bu konuda attığı adım, Türkiye'de devrim niteliğindedir. Cumhurbaşkanımızın iradesi büyük etken olmuştur. Kendilerine minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Burası birtakım ideolojik tertiplerin propaganda sahası değildir. Bu ciddi bir iştir ve bizim bu konuyu çözmek için sadece söylem değil yukarıda saydığım ve daha anlatamadığım pek çok adımımız var. İnsanların farkındalığını arttırmak zorundayız. Birileri önemsemeyebilir fakat ayıp kavramı bizim için önemlidir. Kadını, çocuğu ve aileyi korumak, hem şiddetten hem de başka mağduriyetlerden korumak bizim asli görevlerimizdendir, boş bırakamayacağımız bir alandır.” (DHA)