Aile içi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bu yıl 20 Kasım itibariyle 234 kadın, aile içi ve kadına yönelik şiddet kapsamındaki cinayetlerde hayatını kaybetmiştir” dedi.
"Yüzde 90'ının kolluk birimlerimize başvurusu yok"
Soylu'nun konuşmasında öne çıkan ifadeler şöyle:
“Aldığımız son güncel verilere göre 2019 rakamları ile milyon-nüfus başına düşen kadın cinayeti sayısı ABD’de 9, Yunanistan’da 7.1, Avusturya’da 4.3, Türkiye’de ise 4 civarında.
“Meselenin çözümüne dair yeni tedbirler, mevzuat değişiklikleri, etkili saha uygulamaları ortaya koyuyoruz. Bu konuda çalışan personel kapasitemizde artışa gidildi.
“KADES’e gelen ihbar sayısı azımsanamayacak derecede. 48 bin 686 ihbar geldi. Bu ihbarların hiçbiri ihmal edilmeden tamamına gidilmiştir. KADES üzerinden gelen ihbarların ortalama olarak sadece yarısı gerçek ihbardır. Elektronik kelepçe uygulamasını İçişleri Bakanlığı kendi bünyesine aldı. Eylem planında aldığımız kararlardan bir tanesi elektronik kelepçe sayısını arttırmak.
“2020’nin ilk 6 ayında cinayete kurban giden kadınların, yüzde 90’ı daha öncesinde kolluk birimlerimize başvurusunun olmadığı ortaya çıkmıştır.
"Yürüyüş yapanlar..."
“Kadın cinayetlerinin genel gidişatına baktığımızda rakamlar şudur. Bu konuda çok yanlış bilgilendirmelerle karşı karşıya kaldığımızı ifade etmek istiyorum. Gazete haberlerinden elde edilen sonuçların tüm Türkiye’ye rakamlar açısından bir karmaşıklık oluşturduğunu ifade etmek istiyorum. Neredeyse 500 bine yakın kolluk görevlimiz var. 6284 çerçevesine giren bu konudaki tüm olayları anı anına takip edebilme kapasitemiz var. 19.57 Ancak ideolojik ve siyasi saiklerle sürekli olarak bu rakamlar konusunda bize itimat etmeyen, gazete küpürlerinden bunları toplayan bir anlayış da söz konusu.
“Çırpınıyoruz bir şiddet olmasın diye. Neredeyse Bakanlıklarımızın önemli bir bölümü seferberlik ilan etmiş durumda. Hepimiz üzerine düşeni yapıyoruz. Her sabah bu konudaki rakamları alıyoruz. Azaltabiliyor muyuz, ne noktadayız, nerede eksiğimiz var… Arkadaşlarımızın ihmalinden meydana geldiğini düşündüğümüz olaylarda neredeyse kıyameti koparıyoruz, bu nasıl böyle olur diye. Hepimiz titizleniyoruz ama maalesef bir grup siyaset ve ideoloji esirine yanlış rakamlar yüzünden mahkum kalıyoruz.
“Biz niçin bu rakamları farklı biçimde verelim? Arttığı zaman arttı diyoruz, alarm zillerini çalıyoruz. Azaldığı zaman daha azaltmamız lazım geldiğini tüm arkadaşlarımız birbirimizi motive ediyoruz.
“Yürüyüş yapanlar. Tüm kadın cinayetlerini hükümet kendi yapıyormuş gibi bizleri suçlayanlar, devleti suçlayanlar acaba bu konuda ne yapıyorlar? Üç cümleyi bir araya getirip üç tane meseleyi bir araya getirip sadece suçlamak, siyasal şiddet oluşturmanın dışında başka ne yapıyorlar?
"Erkeklere sesleniyorum: Kendinize gelin"
“KADES’i indirin diye yalvarıyoruz. Belki bir aile şiddeti engelleyebiliriz diye. 21. asırda her şeyin şeffaf olduğu, her şeyin herkes tarafından rahat bir şekilde takip edildiği bir asırda hala bu konuda ideolojik anlayışın esiri olanlara ve bu meseleye çelme atmak için elinden gelenleri bakanlara üzülerek izliyorum.
“2016'da 304, 2017’de 353, 2018’de 279 kadın cinayeti. 2019'da 336. Bu yıl 20 Kasım itibariyle 234 kadın, aile içi ve kadına yönelik şiddet kapsamındaki cinayetlerde hayatını kaybetmiştir. Geçen yılın ilk 10 ay 20 gününde can kaybı 308'di, bu yıl 234. Yüzde 24 azalma var ama bizim için 1 sayısı da fazla.
“Aile içi şiddet dinimizin yasakladığı bir şey. Kötüdür, günahtır. Geleneklerimize, göreneklerimize, Anadolu toplumuna uyan bir davranış değildir. Ataerkil yapıya sahip olduğumuz söylense de Anadolu toplumu anaerkil yapıya sahiptir.
"Biz dünyaya bu konuda yol haritası çizmek konusunda iradesi olan millet olmalıyız. Tarihimizin zamanlarımızın içerisinde süzülen tüm gerçekler, bize bırakılan tüm emanetler, tavsiyeler bu noktadadır. Hikayelerimizde şiirlerimizde destanlarımızda romanlarımızda bize emanet edilen bunlardır. Nerden çıktı bu kadın dövmek, nerden çıktı bu kadına şiddet, kadın cinayeti? Hiçbir duygumuzla, eğitimimizle, anlayışımızla uymadığını ifade etmek istiyorum.
“Erkeklere sesleniyorum: Kendinize gelin yahu. Fiziksel olarak güçlü olabilirsiniz. Böyle bir ayıp olur mu? Neyi tatmin ediyorsun? Neyi ortaya koyuyorsun? Neyini sağlıyorsun? Hangi duygunu yüceltiyorsun? Ayıptır. İşin kanuni boyutu ayrıdır ama bizim toplumumuzda çocukluğumuzdan beri yanlış iş yaptığımızda analarımızın söylediği söz 'ayıptır bir daha yapma.'"