Bir Bayram Sofrası Gibi Memleketim
31 Mart gecesi sadece umudu değil,
sevgiyi, barışı, kardeşliği ve hoşgörüyü örgütledik.
31 Mart gecesi hem Türkiye hem de Malatya için yeni bir başlangıcın ilk adımı oldu.
Kasım ayının başından bu yana Genel Başkanımızın liderliğinde yürütülen çalışmaların bire bir şahidi olan bir belediye başkan adayı ve siyasetçi olarak bizi bayram sofralarına taşıyan bu süreci kendi gözümden size aktarmak istedim.
Yola çıkarken sadece bir şeyin değil, bizi başarısızlığa iten, halkımızla yeni ve derin bağlar kurmamıza engel olan her şeyin değişmesi gerektiğini biliyorduk.
En temel şey değişmeliydi: Türkiye’deki siyaset anlayışı.
Bu konuda hem CHP örgütü içindeki pek çok yol arkadaşımla hem de demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve her kesimden kanaat önderleri ile iş insanlarıyla sohbet etme fırsatı buldum.
Türkiye’deki siyaset anlayışı giderek daha karanlık bir alana çekiliyordu. Bu siyaset anlayışını değiştirmek için pek çok söylem ve siyasi kampanya çalışmamız oldu ancak daha temel bir değişim gerektiğinin farkındaydık. Değişimi ancak halkımızın sesini duyarak sahada gerçekleştirebileceğimizi biliyorduk.
Genel Başkanımız Özgür Özel; Malatya’nın beni adaylığa çağırdığını ve bunun bir parti görevi olduğunu tarafıma tebliğ ettiğinden bu yana tek bir amacım vardı.
Bölen değil birleştiren, gönül kıran değil gönül yapan, halkın gündeminden başka bir gündemi olmayan bir siyaset anlayışını Malatya’da sahaya taşıyabilmek.
Genel Başkanımızın “Türkiye İttifakı” diye tarif ettiği birlikteliği Malatya’da kurabilmek.
Bu süreçte, Malatyalılar ile bol bol kucaklaştık, dertleştik, depremin acılarına birlikte ağladık ve yeni umutlara kapı aralayabilmek için yeni bir siyaset anlayışını konuştuk. Sorunların kaynağının siyaset olduğunu, çözümünün de ancak siyasette bulunabileceğini tartıştık.
Girmedik mahalle, sokak bırakmadık. Her biri bir mitinge dönüşen mahalle buluşmaları yaptık.
Hiç kimseyi kırmadan, incitmeden, muhabbetle, sevgiyle, neşeyle siyaset yaptık.
Ekmeğiyle suyuyla büyüdüğüm Malatyamıza; sevgi, huzur, güven ve en önemlisi adaletli bir yönetim anlayışı getirmek için mücadele ettik.
Malatyalı ülkücüler beni ağrına bastı, muhafazakâr kardeşlerim elimi tuttu. Hep beraber Malatya’nın geleceğini konuştuk. Eski Malatya’yı, yeni Malatya’yı.
Malatya zor bir coğrafyadır. İnsanı cefakârdır kolay kolay konuşmaz. Ama bu sefer başka bir şey oldu. Kavga etmeden, “hadi öteye” demeden açık açık konuştuk birbirimizle.
Sahadayken bu seçimi kazansak da kazanmasak da bir şeyin değiştiğine emindim.
Malatya’da da Türkiye de umudu var eden yeni bir siyasi iklimin kapıları aralandı.
Malatya’da içinde siyasi partilerin değil, sadece hemşehrilerimizin olduğu Malatya İttifakı kuruldu.
Türkiye’de, birlik ve beraberliği merkeze alan, acıyı ve sevinci paylaşabilen, kaybedenin olmadığı Türkiye İttifakı kuruldu. Muhafazakârından, ülkücüsüne; Sünni’sinden Alevi’sine, Türk’ünden, Kürt’üne herkesten destek aldım.
Ülkenin her yerinde bizler gibi çalışan belediye başkan adaylarımız, örgütümüz ve en önemlisi rekor kırarak 106 miting yapan Genel Başkanımız Özgür Özel’in emeğiyle 31 Mart gecesi, yeni bir siyasi iklimi ülkemizde hâkim kılmayı başardık.
Halkımız, 31 Mart gecesi Türkiye’deki siyasi dengelerin değişmesine karar verdi. Cumhuriyet Halk Partisi 1977’den sonra ilk kez Türkiye’nin birinci partisi oldu. 9 ay önceki seçimlere göre 3 milyon 600 bin yeni seçmen kazanan partimiz, aşılamaz denilen, görünmez cam tavanları tuzla buz etti.
Sadece Türkiye’de değil, güzel memleketimizin dört bir yanında olduğu gibi Malatya’da da tarihi bir oy oranı yakaladık.
Oyumuzu arttırmamızdaki en büyük etken bize inanan gençler oldu.
Biz gençlerin desteği ile Malatya’da sadece görünmez cam tavanları değil; tüm ön yargıları da tuzla buz ettik. Farklı yaşam tarzına sahip, farklı siyasi görüşleri olan tüm Malatyalılar kucaklaştı.
Malatyalı seçmen özellikle de gençler ve çocuklar için, 45 gün süren bir “umut kampanyası” yaptık. Bu kampanyada benim en büyük kazancım, çocuklar ve gençlerin içinde yarattığım heyecan, değişim umudu oldu.
Şimdi ben de bu sorumluluğun bilinciyle; kimseyi kırmadan, herkesi kucaklayarak, tek bir insanı geride bırakmadan Malatya’nın sorunlarını duyurmaya ve çözümlerin takipçisi olmaya devam edeceğim.
Ama ancak biliyorum ki artık sadece ben değil, arabamızın önünü kesip bizi çaya davet eden ülkücü gençler de, evlerine iftar yaptığımız kız kardeşlerim de, muhafazakâr, mütedeyyin yurttaşlar ve belediye otobüsünden selam veren şoför kardeşlerim de doğum günü kutlanmadığı için gözünden yaş gelen güzel çocuklarımız da Malatya’sına sahip çıkacak.
Kazanmak sadece Belediye Başkanı olmak değildir.
Kazanmak, umudu kazanmaktır,
Kazanmak gönülleri kazanmaktır,
Kazanmak kimsenin incinmediği bir memleket kazanmaktır.
Türkiye ve Malatya bunu kazandı.
Ben, Malatya’nın evladı olarak, gönüllerin hizmetkârı olmaya, Malatya İttifakı’nı kurmaya talip oldum.
Çok şükür ki Malatya’da birleştiren siyaseti tesis etmek, bir arada olmayı sağlamak bize nasip oldu.
Bazen sofralar gönlünüzde kurulur.
Benim gönlümde sofralar kuruldu.
O sofrada milliyetçisi, Kürdü, Türkü, muhafazakârı, sosyal demokratı oturdu.
İşte o sofra bayram sofrasıdır.
Hepinize hayırlı bayramlar diliyorum.
Şimdi birbirimize, umudumuza, vicdanımıza, adaletimize ve her şeyden önce memleketimize sahip çıkma vakti.
Veli Ağbaba
Malatya Milletvekili