Turhan Çömez Erdoğan'la sahur anısını anlattı! "O zamanlar İBB Başkanıydı..."

Halk TV'ye konuk olan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, bir zamanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın doktoruydu. Çömez, Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Başkanı olduğu dönem ve şimdinin arasındaki farkı çok çarpıcı örneklerle anlattı.

Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Yeni Bir Sabah programına İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez konuk oldu.

Mesleği doktorluk olan İYİ Partili Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir zamanlar en yakınındaki isimler arasındaydı.

Erdoğan'ın zamanında doktorluğunu da üstlenen Çömez, hiç bilinmeyen bir sahur anısını anlattı.

Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde bir gece sahur telefonu aldığını anlatan Çömez, "Erdoğan'la bugün o sefahat içerisinde yaşayan Erdoğan'ın arasında devasa bir fark var" ifadelerini kullandı.

Çömez, AKP'li vekilerin de kapalı kapılar arkasında ekonomiden rahatsız olduklarını ve fakat konuşmaya cesaret edemediklerini de açıkladı.

Çömez, Erdoğan'ın gerçeklikten koptuğunu söyleyip anısını şöyle anlattı:

"AKP PARTİLİ VEKİLLER: BİZİM SÖYLEYEMEDİĞİMİZİ SİZ SÖYLÜYORSUNUZ"

"Erdoğan gerçeklikten kopmuş durumda ve etrafı da gerçeklikten kopmuş durumda.

O sarayın ışıltısı, o inanılmaz güç zehirlenmesi, o devlet gücünün devlet mekanizmasının her yerde, her şekliyle kullanılıyor olması

AK Partili milletvekili arkadaşlarla konuşuyoruz. Bir kısmı hâlâ sağduyulu, bizim söyleyemediğimizi siz söylüyorsunuz, diyorlar kapalı kapılar ardında.

Ama bir kısmı da o sarayın büyüsüne o kadar çok kapılmışlar ki ve realiteden kopmuşlar.

Ben defalarca söyledim, bu çağrımı bir kere daha tekrar ediyorum buradan. Allah aşkına gelin çarşıya pazara çıkalım. Esnafla konuşalım, çiftçiyle köylüyle görüşelim. Bakın size ne söyleyecekler.

Her şeyi açık açık söylüyorlar. İçinde bulundukları bu derin ekonomik krizi size net olarak söylüyorlar. Fakat güç zehirlenmesi yaşadı AK Parti ve gerçeklikten koptu.

"TURHAN, SAHURA GELİYORUM SANA"

40 yıla yakındır tanırım Sayın Erdoğan'ı. Bir dönem çok yakın hukukumuz oldu. Bir sahur vaktiydi İstanbul'da, o zaman, belediye başkanıydı. Daha yeni belediye başkanı seçilmişti. Aradı beni saat 3.00-3.30. Ben de bir önceki gün nöbetçiyim ve çok yorgunum.

Kaldırdım telefonu: "Turhan evde misin?" dedi. "Başkanım evdeyim." dedim. Evet. "Sahura geliyorum sana." dedi. "Evde bir şey yok." dedim

"Sadece zeytin peynir var." "Hiç önemli değil. Biz sokaktan geliyoruz." dedi. O Erdoğan'la bu lafı söyleyen benim o akşam soframda sadece peynir ve zeytin için gelen Erdoğan'la bugün o sefahat içerisinde yaşayan Erdoğan'ın arasında devasa bir fark var.

Siz Amerika'ya giderken 5 uçakla havada konvoy yapacaksınız. Sadece zırhlı araçlarınızı götürmek için ayrı bir uçak götüreceksiniz. 36.000 dolar olan geceliği Waldorf Astoria Oteli'nde kalacaksınız ve sizin Diyanet'iniz Washington'a 4 milyar liralık bir yatırım yapacak. Havuzlu, saunalı, villası da var. Havuzlu, saunalı, villalı, her şeyli. Gidip orada kalmayacaksınız ve o 4 milyar liralık yatırım her sene 2,5-3 milyon dolar zarar edecek ve senin insanın aç, sefil, çarşıda pazarda karnını doyuracak ekmeğini alamaz hale gelmişler.

"ÜCRETLİ ÖĞRETMENİN 15 BİN LİRASINI VEREMEYECEK HALE GELMİŞSİN"

Sen öğretmenin 15.000 lirasını veremeyecek hale gelmişsin.15.000, ücretli öğretmenlerin parası ödenemedi.

100.000'e yakın ücretli öğretmen var. Ben İstanbul'daki bütün ilçeleri aradım. Birçok ilçe hâlâ daha öğretmenler maaşını alamadılar.

Bir tanesi dün akşam ağlıyor bana, diyor ki, "Vekilim, 15.700 lira alıyorum." banka dekontunu gönderdi. "Ve ben bu ay maaşımı alamadım. 1 aydır ben evime yiyecek alamadım." diyor.

Bakın bu sene, sadece faize ödeyeceğimiz para 1 trilyon 950 milyar lira. Rakamları telaffuz etmek kolay da o parayı buraya yığsanız, bu salon almaz. İnanılmaz bir para.

Siyaset Haberleri