İstanbul Üniversitesi'nde Osmanlıca'nın da aralarında olduğu 30 farklı dil arasında tercüme “Transleyt” platformunun tanıtım toplantısı önceki gün yapıldı.
"TRAVMA YAŞADIK"
Türkiye gazetesinin haberine göre; toplantıda konuşan TDK Bilim Kurulu Üyesi ve TÜBİTAK üyesi Hayati Develi, şunları sarf etti:
"Biz bir alfabe değişikliği travması yaşadık. Eski metinleri okuyamaz ve anlayamaz hâle geldik. Bu yüzden yıllarca birçok akademisyen Osmanlı Türkçesi metinleri çevirerek ünvanlar aldı. Ancak sadece metni çevirmek bilim değildir; yorumlamak, teori birikimi oluşturmak ve medeniyete katkı sunmak gerekir. Şimdi Türkçenin Yunus’tan bugüne gelen birikimini anlamaya yarayacak bir şey lazım. Bu sebeple Transleyt projesi beni çok heyecanlandırdı. Elbette hiçbir yazılım insan kadar doğru tercüme yapamaz. Yapay zekânın da yanlışları var. Ancak ileride Türkçeyi çok iyi öğrenecektir!"
Tanıtım toplantısında Prof. Dr. Mehmet Ölmez de, şunları söyledi:
“Alfabeler aslında dinle alakalıdır. Bir din değiştiren o dinin alfabesini de kabul eder. Mesela Budizme girenler Nagari alfabesini kullanmışlardır”
MANİDAR GÜN SEÇİMİ
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Harf Devrimi'nin ilk uygulamasını Tekirdağ'da 23 Ağustos 1928'te gerçekleştirdi. Başöğretmen Atatürk'ün yeni alfabeyi gösterdiği, akıllara kazınan tablo için de Tekirdağ'da bir heykel mevcut.
Harf Devrimi ile ilgili kanunun TBMM'de 1 Kasım 1928'de geçmesi nedeniyle, yıl dönümü 1 Kasım olarak ilk uygulama da 23 Ağustos olarak kabul ediliyor.
Türkiye gazetesi de "Alfabe değişikliği travmasını atlatmalıyız! Osmanlıcayı 30 dile çeviren Transleyt açıldı" başlıklı haberini tam da bugün (23 Ağustos) Harf Devrimi'nin ilk uygulamasının yıl dönümünde yayımladı. Söz konusu haberde tanıtım toplantısının da önceki gün yapıldığı kaydedildi.
Haberde 'Alfabe değişikliği travmasını atlatmalıyız!" başlığın da tırnak da kullanılmadı.
İLK KEZ TARTIŞMAYA AÇILMIYOR
AKP iktidarında Cumhuriyet Devrimleri tartışmaya açılır oldu.
AKP'li Mahir Ünal, 2022'de "Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir" sözleriyle büyük tepki çekmişti.
Ünal'a partisinin ortağı MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den çok sert yanıt gelmişti. Bahçeli, şunları söylemişti:
"Yani Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir. Cumhuriyetin Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir. Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyetin anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir.
Bugünkü Türkçe’mizle düşünce oluşturamayacağımızı söylemek gerçekleri çarpıtmaktır, nesnel gelişmelere aykırıdır, dilimizi karalamaktır, nihayetinde özgüven eksikliğidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 14 Ekim 1925’te İzmir’de yaptığı konuşmasında, Cumhuriyetin milletin kendi istek ve arzusu ile oluştuğunu söylemişti.
Hatta Samsun’dan Sadarete gönderdiği 22 Mayıs 1919 tarihli raporunda, “Millet, millî hakimiyet esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunun için çalışacaktır” demek suretiyle milli iradeye dayanarak milletin kaderini çizmişti"
Ünal da şu sözlerle geri adım atmıştı:
"Tarihte 16 devlet kurmuş bir millete mensubiyetim ve ses bayrağım Türkçemle gurur duyuyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yüceltme idealini kendisine ilke edinmiş bir kişi olarak kendimi Cumhuriyetin fikri hür irfanı hür bir evladı olarak görüyorum.
Cumhuriyet düşmanı olmak bence, cumhuriyeti “Donmuş bir göl zannetmekle” mümkündür. Oysa Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize bıraktığı cumhuriyeti “Her dem kendini yenileyen coşkun bir nehir” olarak ele almak gerekir"