TBMM'nin yeni yasama yılının açılışı nedeniyle ilk tören, Meclis Atatürk Anıtı'nda yapıldı. Törene TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Meclis başkan vekilleri, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, parti grup başkan vekilleri ve milletvekilleri katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Şentop, anıta çelenk bıraktı.
Tören sonrası TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında özel oturumla toplandı. Açılış konuşmasını yapan Şentop, 27'nci dönemin tarihe şahitlik ettiğini vurgulayarak, "Öncelikle bu dönem, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk yasama dönemidir. Yine bu dönem, 2020 yılının Şubat ayında başlayıp etkisi yaklaşık 2,5 yıl hissedilen küresel Covid-19 salgınını yaşamış ve ağır salgın şartlarına rağmen çalışmalarını fedakarca sürdürmüş milletvekillerimizin gayretlerine şahitlik eden bir dönemdir. 27'nci dönemde ayrıca milletin ve devletimiz için hayati öneme sahip hadiselerin 100'üncü yıl dönümlerini idrak ettik. İşgal ve istila tehdidi karşısında kurtuluşun ilk adımını teşkil eden; Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı, Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongresi, milli mücadelenin karargahı olmuş yüce ve gazi Meclis'imizin Ankara'da açılışı, İstiklal Marşı'nın kabulü ve son olarak Büyük Taarruz, bu yasama döneminde 100'üncü yılını idrak ettiğimiz tarihi ve milli hadiseler arasındadır. İnşallah bir sonraki yasama döneminde, 29 Ekim 2023'te de Cumhuriyet'in ilanının 100'üncü yılını milletçe, heyecan ve gururla kutlayacağız" diye konuştu.
'Tarihi parçalamak gayrı milli tavırdır'
Türkiye Cumhuriyeti'nin kolay kazanılmadığını vurgulayan Şentop, "Türkiye'nin coğrafi birliğini bozmak, ne kadar yanlış ve kabul edilemez ise farklı devletlerin, yapıların ve yöneticilerin devamlılık içinde inşa ettiği Türkiye tarihini parçalamak da o ölçüde tehlikeli, yanlış ve gayrı milli bir tavırdır. Türkiye'yi, bu aziz millete vatan kılmak için gayret sarf eden beylikleri, devletleri, hanedanları, komutanları, devlet adamlarını, tarihin seyri nasıl ilerlemiş olursa olsun; birbirlerinin düşmanları veya rakipleri değil tamamlayıcıları olarak görmeliyiz. Bu toprakları vatan, milletimizi bayındır kılmak; milli şerefimizi, şanlı bayrağımızı, büyük ve güçlü Türkiye davasını yükseltmek için gayret sarf eden her kim varsa bizimdir, vazgeçilmez milli değerimizdir. Bu cümleden olmak üzere Selçuklu da bizimdir, Osmanlı da bizimdir, elbette ve mutlaka öncelikle Türkiye Cumhuriyeti bizimdir, hepimizindir" dedi.
'Türkiye uluslararası alanda öne çıkıyor'
Belirsizliklerin yaşandığı, çatışma ve savaş ikliminin siyasi ve ekonomik anlamda zorlayıcı, sarsıcı ve yıkıcı sonuçlar doğurduğu dönemden geçildiğini belirten Şentop, şöyle konuştu:
"Tarihin hızlandığı, eski ittifak ve dengelerin bozulduğu, yeni dengelerin kurulduğu böyle bir dönemde; uluslararası ilişkilerde samimi ve tutarlı bir şekilde barışı, adaleti ve hakkaniyeti önceleyen tutumların, bu tutumlara sahip siyaset ve devlet adamlarının, ülkelerin önemi artmaktadır. Bu çerçevede Türkiye'nin uluslararası alanda güvenilir ve itibarlı bir aktör olarak gün geçtikçe daha fazla ön plana çıktığını memnuniyetle görmekteyiz. Yakın zaman önce Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres'in katılımıyla Rusya- Ukrayna savaşından kaynaklanan ve bütün dünyayı etkileyebilecek potansiyele sahip tahıl krizinin çözümlenmesi; Türkiye'nin dünya ölçeğinde oynadığı yapıcı rolü göstermesi açısından güzel bir örnektir. Sizlerin de bildiği üzere Türkiye'nin liderlik ettiği bu sorun çözücü yaklaşıma, başta BM olmak üzere birçok uluslararası kuruluştan ve farklı ülke liderlerinden destek ve teşekkür mesajları gelmiştir. Elbette Türkiye için bu teşekkürlerin hiçbiri gıda kıtlığı yaşayan ülkelerde karnının doymasına vesile olduğumuz bir çocuğun tebessümünden daha değerli değildir. Rusya ile Ukrayna arasında 2 ülkenin çok önem verdiği esir takasının gerçekleştirilmesine Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ara buluculuğu ile Türkiye öncülük etmiştir. Bu olay da bölgemizde yaşanan büyük krizin çözüme bağlanması konusunda Türkiye'nin tutumunun ve hamlelerinin ne kadar kıymetli olduğunu somut olarak göstermektedir."
'Felaketin gerçekleştiği yer küçük Asya olmaz'
Yunanistan ile yaşanan ihtilafa ilişkin Şentop, "Geçtiğimiz günlerde sorumsuz bir Yunanistanlı siyasi, yüzü kızarmadan ve insanlığından utanmadan bize atalarının faili olduğu Mora ve Tripoliçe katliamını hatırlatmıştır. 1821'de, 1 ay içinde 50 bin sivil Müslüman Türk ve Arnavut'la beraber Yahudilerin katledildiği Mora soykırımını hatırlatanlar, yaşananları bir an bile olsun aklımızdan çıkarmadığımızı bilmelidir. Yunanistan'da sorumluluk mevkisinde bulunanlar, 100 yıl önce emperyalizmin aparatı olmuş Yunan politikacılar yüzünden yaşanan, kendi deyimleriyle 'Küçük Asya Felaketi'nden ders almalıdırlar. Maalesef bugün de tarihten ders çıkarmayan bazı politikacıların aynı yöntemlerle hareket ettiğini görüyoruz. Mesailerini Yunanistan vatandaşlarının sorunlarını çözmeye harcamaları gereken Yunan politikacılar, eğer emperyalizmin buyruğuyla Türkiye'ye saldırganca yönelmek niyetindeyseler bilsinler ki bu hamleleri 100 yıl önceki gibi yine kesin bir şekilde Türkiye'nin zaferiyle ve onlar için felaketle sonuçlanacaktır. Üstelik felaketin bu sefer gerçekleşeceği yer 'Küçük Asya' olmayacaktır" dedi.
'Türkiye, Ersin Tatar'ın yaklaşımını desteklemekte'
Doğu Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile alakalı gelişmelerde de çok önemli döneme girildiğine işaret eden Şentop, "Türkiye, uluslararası hukuk çerçevesinde sahip olduğu bütün hak ve menfaatlerini, her zaman ve her yolla korumak ve savunmak konusunda kararlıdır. Kıbrıs Adası'nda, 2 farklı halk ve 2 farklı devlet bulunduğu gerçeğinden hareket eden bir yaklaşımla Türkiye, KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar'ın yaklaşımını desteklemektedir. Ada'da Türk toplumun varlığını ve haklarını inkar eden Rum yaklaşımının çözümün önündeki en büyük engel olduğunu biliyoruz. TBMM'miz her zaman Kıbrıs davasında siyasi görüş farklılıklarını bir kenara bırakarak ortak tutum belirlemiştir. Bundan sonra da KKTC'nin yanında durmaya ve haklı davasını desteklemeye devam edecektir" diye konuştu.
'Yeni yasama yılımız hayırlı olsun'
27'nci dönemin son yasama yılının başladığını aktaran Mustafa Şentop, 2023'te yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimine ilişkin şunları kaydetti:
"Bugün ilk günü vesilesiyle bir araya geldiğimiz bu yasama yılının sonunda, dünyanın son derece gergin günlerden geçtiği bir süreçte ülkemiz, cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerine gidecek. 1 yıldan kısa bir zaman dilimi içinde milletimiz, bir kere daha iradesini temsil edecek milletvekilleri ile devletin başı olan cumhurbaşkanını tercihleriyle belirleyecektir. Bu süreç, seçime katılacak tüm siyasi partilerimiz açısından 'Barış ve huzur içinde, güçlü ve tam bağımsız Türkiye' idealinin gerçekleşmesinde rol alabilmek adına gerçekleştirilecek demokratik bir yarışı temsil etmektedir. Türkiye'nin önümüzdeki bu seçim dönemini de bugüne kadar geçirdiği diğer seçimlerde olduğu gibi büyük bir demokratik olgunlukla hitama erdireceği konusunda inancım tamdır. Bu vesileyle 6'ncı yasama yılının sonunda gerçekleştirilecek seçimlerin şimdiden ülkemize, milletimize ve devletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Milletimize hizmet aşkıyla adım attığımız 6'ncı yasama yılının bu ilk gününde bizlerin varlığı için kendi varlığından feragat eden, Meclis'imizin ve milletimizin bekası için hayatlarını veren bütün şehitlerimizin aziz hatıralarını bir kere daha minnet ve şükranla yad ederek, sözlerimi Gazi Meclis'in ilk başkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923'te TBMM'de, bu çatı altında sarf ettiği sözle tamamlamak istiyorum; Meclis'imiz, milletimizin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir. Yeni yasama yılımız hayırlı olsun."