HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Konuşmasına Brezilya'da başkanlık seçimlerini kazanan Lula da Silva'yı tebrik ederek başlayan Buldan, Erdoğan'ın açıkladığı 'Türkiye Yüzyılı' vizyonuna tepki göstererek "Yüzü vesayete, yasaklara, inkara, adaletsizliğe dönük olanların gelecek yüzyıl vizyonu olmaz, olamaz" dedi.
Buldan, Türkiye Yüzyılı metninde Kürt sorunu, Alevilerin inanç ve kimliklerine yer verilmediğini belirterek "İçinde Kürt sorununun çözümünün olmadığı bir yüzyıl geriye gitmekten kurtulamaz" diye konuştu.
HDP'nin Türkiye'deki bütün kesimleri kucaklayarak bir yol izleyeceğini söyleyen Buldan, "Temel hedefimiz bu cumhuriyetin demokratikleşmesidir" dedi.
Buldan'ın konuşmalarından satır başları şöyle:
Kürtçe anadil hala yasak. Vesayet sistemi el değiştirdi ama kendisi hiçbir zaman değişmedi. Bugün saray ve yargı vesayeti olarak devam ediyor. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 2 Mart darbe mantığının yerini AKP-MHP ittifakının HDP'ye yönelik 4 Kasım ve 19 Ağustos kayyum darbeleri aldı. Cezaevi gerçeği ortada, sağlık durumu iyice kötüleşen Aysel Tuğluk halkımızın mücadelesi sonucu tahliye oldu. Bu gecikmiş bir tahliyedir. Bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, buradan kendisini kucakladığımızı ifade etmek istiyorum.
Açlık ve yoksulluk sınırı
Bugün açlık sınırı 7.425 TL yoksulluk sınırı 24 bin TL bandına gelmişse eğer, sebebi kaynakların talana ve ranta açılmasıdır. İktidarın çözüm sürecini bitirdiği 2015'ten bu yana 7 yılda yaşanan yolsuzluklar neredeyse Cumhuriyet tarihinde yaşananlarla eşdeğerdir.
Şebnem Korur Fincancı
Şebnem Hoca'yı tutukladılar, hakikati esaretle dile getirdiği için bugün cezaevinde. Şebnem Hoca'nın durduğu yer demokrasinin yanıdır, barışın ve birlikte yaşamın yanıdır. Kısacası savaş karşıtlığının yanıdır. Buradan kendisine sevgilerimizi, selamlarımızı gönderiyor ve kucakladığımızı ifade ediyorum.
Şebnem Hoca ve gazetecilerin tutuklanması, cumhuriyetin kuruluşunun 99. yıl dönümüne denk getirildi. Mesaj net; ret ve inkarın devam edeceğinin sinyalini veriyorlar. Bir yüzyılın daha böyle geçeceğini söylemek istiyorlar.
'Türkiye Yüzyılı'
AKP'nin genel başkanı, Türkiye Yüzyılı adı altında seçim propagandası içeren bir konuşma yaptı biliyorsunuz. Hukukun üstünlüğünden, çoğulculuktan, kucaklaşmadan söz ettiğini gördük. Her bir vatandaşın özgürlüklerinin teminat alınacağını söyledi. Buradan bir kez daha sormak istiyoruz; acaba bu söylediklerine kendisi de inanıyor mu? Herkesi eşit vatandaş olarak görüyor mu? Hukukun üstünlüğüne inanıyor mu? Tecridi sonlandırarak buradan başlayabilirsiniz. Madem özgürlüklerden yanasınız, haksız ve tutuksuz şekilde rehin alınan binlerce insanın özgürlüğünden başlayalım.
'Yüzü vesayete dönük olanları yüzyıl vizyonu olmaz'
Hani özgürlükler teminat altına alınacak diyor ya, işte bu örnekleri vererek bunları ispatlamaya çalışıyoruz. Yaptıklarınız ortada, zihniyetiniz meydanlarda, sizin zihniyetiniz geçen yüzyılın zihniyetidir. Yüzü vesayete, yasaklara, inkara, adaletsizliğe dönük olanların gelecek yüzyıl vizyonu olmaz, olamaz arkadaşlarım. Yeni yüzyıldan söz edenlerin önce yüzünün olması gerekir.
'Tahayyül ettiği yüzyılda Kürtler, Aleviler, inanç ve kimlikler yok'
Kendine ve yandaşlarına yeni bir yüzyıl hayali kurduklarını da çok açık şekilde ifade etmek isterim. Buna da 85 milyonu inandırmaya çalıştıklarını görüyoruz. AKP - MHP ikilisinin tahayyül ettiği yüzyılda Kürtler, Aleviler, inanç ve kimlikler, özgürlükler, kadınlar, gençler, emekçiler yok. Demokrasi, özgürlük, adalet ve toplumsal barış yok arkadaşlarım.
'İşte orada duracaksınız'
Biz biliyoruz ki, tekçiliği, talan sistemini, çözümsüzlük ve bastırma siyasetini ikinci yüzyıla taşımak istiyorlar. İşte burada duracaksınız. Bu iş böyle kolay değil, kolay da olmayacak. Bu ülkeyi mahvettiniz. Bu ülkeyi açlığın, yoksulluğun içerisine sürüklediniz. Bu ülkeyi hukukun üstünlüğünü hiçe sayarak cezaevlerine, toplama kamplarına çevirdiniz.
'Bu gidişat değişecek'
Ne toplum eski toplumdur, ne Kürtler eski Kürtlerdir, ne bu coğrafya eski coğrafyadır. Bu gidişat değişecek, ama Türkiye halklarının mücadelesiyle değişecek. İkinci yüzyılın aktörü onlar değil, Türkiye toplumu olacak. Asıl belirleyici güç halklardır çünkü, bunu biliyoruz.
AKP Genel Başkanı'nın gelin darbe anayasasından hep birlikte kurtulalım dediğini biliyorsunuz. Evet, demokratik siyasete, yerel yönetimlerimize, basına karşı darbe yapmaktan geri duymayanlar kendileridir. AYM ve AİHM kararlarına uymayan, tanımayız diyenler kendileridir. Bakın, üç gün sonra HDP'ye yönelik 4 Kasım darbesinin 6. yıl dönümü. Buradan sevgili Figen Yüksekdağ'a, Selahattin Demirtaş'a, Gülten Kışanak'a, İdris Baluken'e, Bekir Kaya'ya, cezaevlerindeki tüm siyasi tutuklulara sevgilerimizi ve selamlarımızı gönderiyorum.
'İçinde Kürt sorununun olmadığı bir yüzyıl geriye gitmekten kurtulamaz'
İkinci yüzyılın en muhteşem gelişmesi bu iktidarın gidişi olacaktır. Kendilerini de zihniyetlerini de göndereceğiz. Yeni bir anayasanın da gerçek sahibi halklar, demokrasidir. İçinde Kürt sorununun çözümünün olmadığı bir yüzyıl geriye gitmekten kurtulamaz. İleriye gitmenin yolu bu meseleyi demokratik siyasetle çözüme kavuşturmaktan geçer.
HDP Kürt sorununun demokratik çözümü, yok etme ve yıkıma karşı barışın inşa edilmesi konusunda üzerine düşen her şeyi yapmaya hazırdır. Sadece Kürtlerin değil, Türkiye'deki bütün toplumsal kesimlerin sorunlarını dikkate alan yapıcı bir rol üstlenmeye hazırdır.
'Tekçiliği tarihe gömelim'
Kürt sorunu dahil, tüm sorunlarımızın çözümü için demokratik uzlaşı yöntemini bu ülkenin çözüm yolu haline dönüştüreceğiz. Buradan kısaca tüm topluma bir çağrı yapmayı sorumluluk olarak yerine getirmeyi istiyorum: Gelin, hep birlikte bu ortak ilke ve hedeflerde gücümüzü birleştirelim, birlikte yürüyelim, ülkeyi gerçek bir demokratik Cumhuriyet ortamına hep birlikte taşıyalım. Bir dönemi kapayalım, hep birlikte yeni bir dönemi başlatalım, çok sesli ülkenin çok renkli halkları olarak tekçiliği tarihe gömelim.
Dünde kalmak, dünü yaşamak istemeyen her bir yurttaşımıza diyorum ki 'Yeni yarınları hep birlikte oluşturabiliriz' Yarınların birliğini, umudunu HDP ile sağlayalım.
'Hedefimiz cumhuriyetin demokratikleşmesidir'
HDP işte bu onurlu mücadele koalisyonundan yüzyıllık soruna karşı yüzyıllık yeni bir yaşam tasavvurundan güç almaktadır arkadaşlarım. Cumhuriyetin demokratikleşmesi, tarihsel bir çözüm önerisidir aslında. HDP barışın inşa edilmesi konusunda üzerine düşen her şeyi yapmaya hazırdır. HDP; sadece Kürtlerin değil, Türkiye'deki bütün toplumsal kesimlerin sorunlarını dikkate alan, yapıcı bir rol üstlenmeye hazırdır arkadaşlarım. Temel hedefimiz bu cumhuriyetin demokratikleşmesidir.
'Yeni bir anayasayla...'
Faşizmin ve sömürünün hegomonyasına karşı güçlü demokrasi hamlesini hep birlikte gerçekleştirme zamanıdır. Bunların hiçbiri, halklarımızın ihtiyacını asla karşılamaz. İçi demokrasiyle, barışla, adaletle, eşitlikle, hak temelli yeni bir toplumsal sözleşmeyle, güçlü yerel demokrasiyle, sivil demokratik yeni bir anayasayla, başta anadil olmak üzere evrensel eşit yurttaşlık haklarının olduğu yeni bir düzenden söz ediyoruz.
'Başta Aleviler olmak üzere...'
Kadınlar için tehdit olan sokakları özgürleştirecek, onların şiddete karşı savunmasının yasal dayanaklarını mutlaka güçlendireceğiz arkadaşlarım. Gençlerimizin yarınlarını mutlu ve umutlu yapmak, en önemli önceliğimizdir. Başta Aleviler olmak üzere tüm inanç gruplarının haklarının anayasal güvenceye kavuşturulduğu bir düzeni hep birlikte inşa edeceğiz.
Gelin HDP'nin açtığı üçüncü yolda birleşelim. Yarınların birliğini, umudunu ve umut birliğini hep birlikte sağlayalım diyorum. Hepimizin yolu açık olsun. Hızır yardımcımız olsun. Teşekkür ediyorum.