AKP iktidarı uluslararası sözleşmelerden TBMM'nin onayı olmadan yalnızca Cumhurbaşkanı imzasıyla çıkılabileceği iddiasını 2021'de dillendirdi.
"Montrö’yü de feshetme yetkisi var mı sorusun" eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Teknik olarak yapabilir" dedi.
Bunun üzerine de 103 emekli amiral ve 1 genaralin imzasıyla açıklama yayımladı. Emekli, askerler Montrö'nün Türkiye'nin bağımsızlığı için kritik bir önemine dikkat çekti.
AKŞENER ZEVZEK DEMİŞTİ
Amiraller hedef gösterildi. Askerlere darbeci iması yapıldı. Dönemin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, amirallerin yaptığını 'zevzeklik' olarak yorumladı.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI AMİRALLERİN HAKLILIĞINI GÖSTERDİ
Rusya-Ukrayna savaşının bu olaydan bir yıl sonra başlaması ile de emekli amirallerin ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. AKP iktidarı uluslararası basında Montrö'ye dikkat çekip tarafsız kaldıklarını söyledi.
Savaş devam ederken Türkiye'nin dengeleyici gücü ve boğazlardaki egemenliği dünyadaki krizin büyümesini engelledi. Fakat buna dikkat çekip Montrö'yü savunan askerler yargılanamya devam etti.
Davanın 20 Aralık 2022’deki karar duruşmasında, 103 sanık hakkında “suçun yasal unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle oy birliğiyle beraatlerine karar verdi.
SARAY İSTİFA BAŞVURMUŞ
Kararın ardından dosya savcısı ve katılan Cumhurbaşkanlığı vekili “tüm sanıklar hakkında verilen hüküm yönünden” istinaf başvurusunda bulundu.
İstinaf başvurusunu inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi, başvuruya ilişkin kararını 21 Ekim’de açıkladı.
Mahkeme verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurularının “ayrı ayrı esastan reddine” karar verdi.
Cumhuriyet'ten Aytunç Ürkmez'in haberine göre; istifaf, itiraz yasa yolunun ve Yargıtay ilgili ceza dairesi nezdinde temyiz yasa yolunun açık olduğunu belirtti.
SARIKLI AMİRALE DE TEPKİ GÖSTERMİŞLERDİ
Montrö'nün tartışıldığı sırada bir amiral basına düşmüştü. TSK üniforması üzerine sarık giyen amiral tepki çekmişti. Amiraller Montrö'nün öneminin yanı sırada açıklamalarında FETÖ'nün yarattığı tahribatı hatırlatıp duruma tepki göstermişti. Amirallerin bildirisi de şöyleydi:
"Yüce Türk milletine. Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.
Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.
Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.
Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.
Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.
Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz."