Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'ya konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP'nin de içinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı'nın temelini mücadele ortaklığı olarak tarif etse de ittifakın seçime birlikte girme formüllerini zamanı geldiğinde konuşacağını söyledi. Seçim hedefini, “Türkiye’de demokratik dönüşümün önünü açacak bir güç merkezi yaratmak”, “Meclis’te kararları belirleyecek bir sayısal ve siyasal ağırlık oluşturmak” sözleriyle açıklayan Sancar, “Yüzde 15’in altı bizim için bir başarı olmayacaktır” dedi.
Edirne'de tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüş ayrılığı yaşandığı iddialarına ilişkin de konuşan Sancar, “Demirtaş’la bizim aramızda fikir farklılıkları olabilir; bu doğru. Fakat aramızdaki temel ayrılık cezaevi duvarlarıdır. Demirtaş’ın asıl amacının parti politikalarına destek vermek olduğunu düşünüyorum” dedi.
Sancar'ın yanıtlarından satırbaşları şöyle:
Meclis’in açılması ile siyaset daha da hareketlendi. Emek ve Özgürlük İttifakı’nı kurdunuz, deklarasyonu açıkladınız. Bir “mücadele ortaklığı” olarak tanımladığınız ittifak, seçim ittifakına evrilecek mi? Nasıl bir ittifak formülü konuşuyorsunuz? Örneğin pusulada kaç parti yer alacak? Yol haritanız ne olacak?
Partimizin 2020-2022 kongrelerinde stratejik hedef olarak “demokrasi ittifakı” oluşturulması kararı aldık. Sömürülen, dışlanan, ötekileştirilen, mağdur, mazlum, ezilen bütün kesimleri bir araya getirmeyi hedefleyen bu ittifakın temelini de “mücadele birliği, mücadele ortaklığı” olarak tarif ettik. Bu kararların ve çabaların somut sonucu olarak ‘Emek ve Özgürlük İttifakı’nı kurduk. Bu ittifak, son derece önem verdiğimiz bir birlikteliktir. Temel hedefimiz, bu birlikteliği daha da büyütmek ve genişletmektir. Hareket noktamız mücadele ortaklığı olsa da seçimler yaklaştıkça nasıl bir formül geliştireceğimizi de elbette tartışacağız. Ancak şu anda ittifakın temel gündemini seçimle ilgili meseleler oluşturmuyor. Bizi bu açıdan Altılı Masa ile kıyaslamak doğru olmaz.
Güçlü bir şekilde Meclis’e girme hedefiniz var. Bu ittifak ile daha da büyümek, daha çok milletvekili çıkarmak istiyorsunuz. Sayısal olarak hedefiniz nedir?
Açık söyleyelim bizim en büyük hedefimiz Türkiye’de demokratik dönüşümün önünü açacak bir güç merkezi yaratmak. Biz her alanda anahtar parti konumumuzu güçlendirmek istiyoruz. Anahtar parti konumu, kilitlenmiş sorunların kapısını açacak güce erişme hedefidir. Bu Kürt sorunundan demokrasi sorununa, emek sorunundan kadın sorununa dek akla gelebilecek bütün alanları kapsıyor. Meclis’te kararları belirleyecek bir sayısal ve siyasal ağırlık oluşturmak istiyoruz. Bunun için kendimize baraj olarak yüzde 15’i belirlediğimizi söyleyebilirim. Bu bizim için alt sınırdır. Yüzde 15’in altı bizim için bir başarı olmayacaktır. Meclis’e de sayısal olarak güçlü, siyasal olarak etkili bir şekilde girmek istiyoruz. Türkiye’nin çoğulculuğunu yansıtacak bir Meclis grubu, Türkiye’nin temel sorunlarına dair gerçekten yeni bir başlangıç yapmak için çözümler üretecek bir güç olmaktır.
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına nasıl bakarsınız?
Parti hukukunu benimsemiş herhangi bir kimsenin, mekanizmalar işlemeden bir tercih dile getirmesi söz konusu olamaz. Eş başkanlar da dahil her parti çalışanı, bu hukuka ve teamüllere uygun davranmakla yükümlüdür. Politikamız açıktır: İsim tartışmıyoruz. Şayet bir isim tartışılacaksa da karar, sözünü ettiğim mekanizmalar içinden süzülüp bağlayıcı hale gelecektir.
Parti içi karar alma mekanizmasına dikkat çektiniz. HDP eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’a partinize yakın yayın kuruluşlarında 'HDP’nin kurumsal kimliği ve yürütülen kolektif siyasete zarar veren tutum içinde olduğu' eleştirileri yapılıyor. Demirtaş ile HDP arasında anlaşmazlık var mı?
Selahattin Demirtaş arkadaşımızla aramızda fikir farklılıkları olabilir. Şu anda cezaevinde değil kurullarda olsa çok daha fazla tartışma olanağına sahip olurduk biliyoruz; ki bu da çok doğaldır. Biz çoğulcu bir partiyiz. Bileşenlerden ve bağımsız bireylerden oluşan kendine özgü bir yapımız var. Farklı görüşlerin olması eşyanın tabiatı gereğidir. Ancak değişik görüşlerin olması başka, “ayrılık” olması başka bir meseledir. Tartışmaların olması demokratik bir anlayışa, yapıya ve kurumsal mekanizmalara sahip olduğumuzun göstergesi. Ancak tüm bu çoğulcu yapıya ve farklı yaklaşımlara rağmen politikalarımız bir mutabakatla belirleniyor. Bunca saldırı ve kuşatmaya rağmen partimizi bu kadar sağlam biçimde bir arada tutan da oluşan bu mutabakata sadakat ve kurumsal politikayı sahiplenmektir. Demirtaş’la bizim aramızda fikir farklılıkları olabilir; bu doğru. Fakat aramızdaki temel ayrılık cezaevi duvarlarıdır. Demirtaş’ın asıl amacının parti politikalarına destek vermek olduğunu düşünüyorum.