2025 yılı asgari ücretini belirleyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda gerçekleştirdi.
Komisyon, işçi, işveren ve hükûmetten beşer temsilci olmak üzere toplam 15 kişiden oluşuyor. İşçi tarafını TÜRK-İŞ, işveren tarafını ise TİSK temsil ediyor.
İlk toplantıda herhangi bir rakam konuşulmadığını belirten TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, ikinci toplantının 16 Aralık'ta yapılacağını duyurdu.
Mevcut asgari ücret net 17 bin 2 lira olarak uygulanırken, işverene toplam maliyeti 23 bin 502 lira 94 kuruş.
Komisyonun, aralık ayı boyunca yapacağı görüşmelerle yeni ücretin belirlenmesi bekleniyor.
Asgari ücretli aylardan beri Açlık Sınırı'nın altında yaşıyor.
Toplantı sonrası Ağar şunları sarf etti:
Ülkemizin ekonomisine katkı sunan insanlarımızın ücretlerinin yükselmesi lazım. Ya geriye dönüp bir bakmak lazım. Ya geriye dönüp baktığımız zaman bu insanlarımız asgari ücretten gıt kanaat olsa geçinebiliyordu. Şimdi niye geçinemiyor?
Bırak geçinmeyi ev kirasını veremez hale geldi insanlarımız. Bunları iyi düşünmek lazım. Sonuçta bu ülkede yaşıyoruz. Bu ülkenin insanlarıyız. Ülkemizi seviyoruz. Milletimizi seviyoruz. O nedenle bizi de sevsinler. Bize de gülecek yüzlü, yüzümüz hep asık olmasın, bir tebessüm edelim.
Dolayısıyla önümüzdeki hafta pazartesi günü yapacağımız toplantıda bir ücret belirlenirse biz de ona göre tavrımızı alırız.
Gereken neyse de, fikrimizi söyleriz. Temennimiz oy birliğiyle bir asgari ücret tespit edilsin.
Asgari ücretin kırmızı çizgisi olmaz. Biz rakam söylediğimiz zaman biz geri adım atma şansımız olmaz. Çünkü biz para vermiyoruz, para talep ediyoruz.
Rakam vermeye gerek yok. Yaşantımız ortada. İnsanların geçim şartları ortada. Bununla ilgili bize rakamı para verenler söyleyecek. İki başkan. Diyecekler ki, biz şu ücreti veriyoruz size. Kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? Şimdi biz kamuda zaten asgari ücretle çalışan yok.
Kamudaki çalışan insanlarımızın tamamı sendikalı. Orada toplu iş sözleşmeli. Ama diğer özel sektörde çalışanların tamamına yakını, hepsi demek doğru olmaz, sendikalı olan da var.
Ama 8 milyon civarında, daha da yüksek olabilir, asgari ücretle çalışıyorlar. Ayrıca aynı iş yerinde, aynı işverende işçi 10 sene çalışıyor.
aynı fiyata, asgari ücret. Ya bu adamın hiç kıdemi yok mu? 10 seneden beri bu insan çalışıyor burada. Bunların asgari ücretinin üzerine ücret verilmez mi? Niye verilmiyor? Çünkü sendikalı olmadığından dolayı verilmiyor.
O nedenle biz geçen dönemde söylemedik. Bu dönemde bizim ücret, rakam söylememiz doğru olmaz. Rakam söylemek en kolayı. Ama rakam söylemek bizim elimizi zayıflatır diye söylemiyoruz.
Biz ikinci toplantıda da rakamla gelmeyeceğiz. İkinci toplantıda da biz rakamı işveren tarafından bekliyoruz. Hükümetten veya işverenden.
Rakamı söylesinler, biz ona göre olumlu veya olumsuz görüşlerimizi sunarız.
16'sında ikinci toplantı olacak. Büyük ihtimal üçüncü toplantıda bu bitecek.
Her yıl dört defa yapıyorduk. Bu yıl, büyük ihtimal üç defa toplantı yapılır.
Dolayısıyla üçüncü toplantıda önce bize rakam söylenir. Ona göre de kamuoyuna biz o rakamları aktarırız.
Şu anda bildiğimiz, rakam söylenmediği için bildiğimiz bir şey yok.
enflasyonun yükselmesine asgari ücretli sebep değil. Maaşlarını aldıkları zaman ellerinde para kalıyor mu? 15 gün içerisinde iç piyasayı döndürüyorlar. Yani iç piyasayı döndüren, memur, işçi, yani bodroda maaş alan insanlarımız cebinde para kalmadığı için iç piyasayı döndürmenin aslında bir avantajı var.
Dolayısıyla hiçbir zaman işçiye veya memura ücret ödemeyle Enflasyon yükselmez.
O nedenle bunu iyi düşünmek lazım.