İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda dün (7 Kasım) AKP iktidarının 'eski Türkiye geride kaldı' söylemini eleştiren bir konuşma yaptı.
Türkoğlu, AKP'nin sürekli eleştirdiği 'eski Türkiye'de insanların daha mutlu olduğunu ve ekonomik olarak bağımsız olduğunu vurguladı. Türkoğlu, emeklilerin şimdiki sefalet değil ikramiyeleri ile kendilerine v alabildiklerini vurguladı.
Türkoğlu, konuşmasının sonlarına doğru, "O beğenmediğiniz Türkiye'de terörist başını, bebek katilini mecliste konuşmaya cüret eden, el yükseltip yetinmeyip devlet vaat edenler de yoktu. Analarımız, bacılarımız, kadınlarımız caddelerde, sokaklarda başlarına bir iş gelecek mi diye korkmaz, ölüm korkusu taşımazdı. İşte o beğenmediğiniz eski Türkiye'de beğenmesek de demokrasi vardı" dedi.
"FERİŞTAHI GELSE..."
Türkoğlu, konuşmasının ardından AKP sıralarından gelen laflara yanıt verdi. Türkoğlu, partisinin TBMM sıralarına oturmaya gittiği sırada da MHP Gümüşhane Milletvekli Musa Küçük, tarafından tehdit edildi.
Musa Küçük, İYİ Parti sırasına yürüdü. Küçük, "Sözüne dikkat et. Seni son kez uyarıyorum. Sonra seni elimden feriştahı gelse alamaz” dedi.
ADAN: DEVLET BEYE ŞEY YAPTI YA
Diğer vekiller araya girdi. Bu sırada da TBMM Başkanvekili Celal Adan yanındaki kişiye tartışma çıkmasının nedenini olarak da , "? Devlet beye şey yaptı ya..." dedi.
Türkoğlu'nun kürsüdeki konuşması da şöyle:
"SORULAR ÇALINIR MI DİYE AKLA GELMEZDİ"
- ""Yeni Türkiye" adı altında. Ben de madem yeni Türkiye'den bahsediliyor, ben de biraz eski Türkiye'yi hatırlatayım dedim. Evet, o beğenmediğiniz eski Türkiye'de belki ilaç kuyruğu vardı ama 8 ay sonraya MR randevusu kuyruğu yoktu. Rant kuyruğu yoktu. Yolsuzluk kuyruğu yoktu. Hırsızlık kuyruğu yoktu. O beğenmediğiniz Türkiye'de belki yağ kuyruğu, tüp kuyruğu, ekmek kuyruğu vardı ama yoksulluk kuyruğu, fakirlik kuyruğu, ucuz et kuyruğu, ucuz ekmek kuyruğu yoktu. O eski Türkiye'de emekli olanlar, ister tazminatları ister ikramiyeleriyle 3+1 ev alır, bir de mütevazı araba alabilirdi. İşte sizin bu yeni Türkiye'de bırakınız ev almayı kirasını ödeyemez oldu emekliler. O eski Türkiye'de en düşük emekli aylığı asgari ücretin 1.3 katıydı. Şimdi emekli aylıkları açlık sınırının yarısı seviyesinde. Evet, o beğenmediğiniz Türkiye'de asgari ücret o zamanlar 7 tane çeyrek altın ediyordu. Şimdi 3 çeyrek altını anca ediyor. Evet, o beğenmediğiniz eski Türkiye'de biz üniversite sınavlarına, askeri okul sınavlarına girerken aklımızın ucuna sorular acaba çalınır mı diye gelmezdi. İşte bu sizin yeni Türkiye'de kimsenin sınava herhangi bir güveni kalmadı. İşte bu yeni Türkiye'de gençler vatanlarıyla alakalı bir gelecek hayali kuramıyorlar.
"O BEĞENMEDİĞİNİZ TÜRKİYE'DE FABRİKALAR VARDI"
- Yalnızca geçen sene 200.000'in üzerinde gençlerimizin vize başvurusunu reddetti büyükelçilikler. Evet, o beğenmediğiniz Türkiye'de şeker fabrikaları vardı. Dev gibi kağıt fabrikaları vardı. Maden fabrikaları, çimento fabrikaları vardı. Cam fabrikaları, demir çelik fabrikaları, Tüpraş vardı, Petkim vardı, Tekel vardı, OYAK Bank vardı, sigara fabrikaları vardı. Telekom vardı. Siz o Telekom'u bile Hariri ailesine 4,5 milyar dolar dolandırılmak suretiyle devleti zarara soktunuz. Alüminyum, pamuk, halı, yün, iplik fabrikaları vardı. Limanlarımız vardı. Toplam 278 adet. Şimdi ne kaldı elde? Toplasanız 71 adet kamu tesisi kaldı. O beğenmediğiniz Türkiye'de "Bir gece ansızın geliriz." deyip de icraat yapmaktan korkan ucuz kabadayılar yoktu. Bir sabah ansızın gelerek Rum mezalimi altındaki Kıbrıs'ı Türk yurdu yapan gerçek kahramanlar vardı. O beğenmediğiniz eski Türkiye'de 18 adasına el konulurken Datça'ya, Bodrum'a, sahillerimize Yunan sahil güvenliği çıkarken kılını kıpırdatmayan korkaklar yoktu o Türkiye'de. Sıradan kayalıklara bile bir gece ansızın çıkıp bayrağı diken kahramanlar vardı. O beğenmediğiniz eski Türkiye'de markete gittiğinde raflarda gözleri ucuz etiket arayan insanlar yoktu. Gelir seviyesi ne olursa olsun şekeri, unu çuvalla, gazozu kasayla alabilen insanlarımız vardı.
"BEBEK KATİLİNİ MECLİSTE KONUŞMA VAADİ YAPANLAR YOKTU"
- Zengin fakir ayrımı olmadan ekmeği fazlasıyla, domatesi, patatesi, soğanı filesiyle, karpuzu kucağıyla alabilen insanlar vardı. O beğenmediğiniz Türkiye'de terörist başını, bebek katilini mecliste konuşmaya cüret eden, el yükseltip yetinmeyip devlet vaat edenler de yoktu. Analarımız, bacılarımız, kadınlarımız caddelerde, sokaklarda başlarına bir iş gelecek mi diye korkmaz, ölüm korkusu taşımazdı. İşte o beğenmediğiniz eski Türkiye'de beğenmesek de demokrasi vardı. Hukuk vardı, adalet vardı, hürriyet ve özgürlük vardı. Dönemin başbakanına yazar kasa atabilir, sabahın 5'inde evinin kapısının çalınmayacağından emin bir şekilde uyuyabilirdi insanlar. Yeni Türkiye'de en vahşi cinayetlere kurban giden kadınlarımız sayenizde sokağa çıkamamış oldu. O beğenmediğiniz.."