TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2024 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, çalışma hayatının bütün dengelerinin altüst edildiğini, piyasada ücret dengesinin kalmadığını öne sürdü.
Çalışma barışının bozulduğunu savunan Türkoğlu, "Asgari ücret, Türkiye'de temel ve yaygın ücret haline geldi. Çalışanların neredeyse yüzde 60'ı asgari ücretli." dedi.
SGK'nin batırıldığını iddia eden Türkoğlu, "Kurum alacaklarını tahsil edebiliyor musunuz?" diye sordu.
Türkoğlu, EYT'lilere aylık bağlanmasının 1 ayda tamamlanacağının açıklandığını ancak halen 200 bine yakın aylık bağlama sorununun yaşandığını kaydetti.
AKP Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, Türkoğlu'nun SGK çalışanlarına hakaret ettiğini belirterek, "Bir yılda 400 bin aylık bağlanırken 1 milyon 800 bin aylık bağlandı." dedi.
Kurt ile Türkoğlu arasındaki tartışmanın sürmesi üzerine Komisyon Başkanı Mehmet Muş, toplantıya ara verdi.
Aranın ardından konuşmasına devam eden Türkoğlu, EYT başvurularının hızlıca sonuçlandırılmasını istedi.
Türkiye İş Kurumunu da (İŞKUR) eleştiren Türkoğlu, "İŞKUR'u kapatsanız kimsenin haberi olmayacak çünkü İŞKUR kimseye iş bulmuyor." ifadesini kullandı.
"EYT'Yİ ÇOK AZ SÜREYLE KAÇIRANLAR İÇİN BİR ÇALIŞMA YAPILACAK MI?"
CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, SGK'nin alacağının 477 milyar liraya ulaştığını dile getirdi.
SGK'nin alacaklarını tahsil edemediğini, yeni alacakların her yıl arttığını söyleyen Köksal, bunu Sayıştay raporlarında gördüklerini belirtti.
SGK'nin alacakları için CHP'li belediyelerde haciz, AK Parti'li belediyeler için ise takas yoluyla tahsilata gidilmesinin Sayıştay raporlarında yer aldığını savunan Köksal, bunun son örneğinin İzmit Merkez İlçe Belediyesinde yaşandığını ifade etti.
Köksal, "SGK, kara delik haline gelen borçlarını neden tahsil etmiyor?" sorusunu yöneltti.
Burcu Köksal, 2021 yılında SGK'nin yolsuzluğa uğratıldığı iddiasıyla birçok üst düzey yöneticiyi kapsayan soruşturmanın sonucunun kamuoyuyla paylaşılmadığını dile getirerek, soruşturmanın akıbetini sordu.
Taşeron işçiler için 2018 yılında kadro sözünün verildiğini hatırlatan Köksal, KİT'lerde, hastanelerde hala taşeron işçi çalıştığını belirtti.
EYT'yi bir günle, üç günle, bir ayla kaçıranların Emeklilikte Adalet Derneği kurarak hak aradıklarını anlatan Köksal, "Çok az bir süreyle, 8 Eylül 1999'dan sonra sigorta girişi yaptıkları için 20 yıl beklemek zorunda kalacak insanlar var. Bunlarla ilgili düzenleme yapılacak mı? Yoksa tam tersi emeklilik yaşı mı yükseltilecek? Kamuoyu açıklama bekliyor." diye konuştu.
"İNSANLAR ENFLASYONUN ALTINDA EZİLİYOR"
HEDEP Muş Milletvekili Sezai Temelli, Türkiye'de yoksullukla mücadele kapsamında bir programın olmadığını, üretimin finansmanı yaklaşımının uygulandığını iddia etti.
Enflasyonla mücadeleye yönelik de eleştirilerde bulunan Temelli, "Enflasyonla mücadelede Merkez Bankasına destek ayağı gibi davranıyorsunuz. Oysa enflasyonun bu kadar yüksek olduğu, yoksulluğun yaygın olduğu bir yerde ücretlerin enflasyona ezdirilmeyecek şekilde düzenlenmesi çok kritik. Bizde tam tersi oluyor. İnsanlar enflasyonun altında eziliyor, 6 ay sonra enflasyon ayarlaması geliyor." görüşünü savundu.
ASGARİ ÜCRETLİYE BÜYÜK ŞEHİRLERDE ULAŞIM DESTEĞİ TALEBİ
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Türkiye'de iş gücü piyasası ve çalışma hayatıyla ilgili köklü bir reform yapılması gerektiğini ifade etti.
Kalaycı, "Toplumun tüm kesimlerine yeterli bir gelirle insana yaraşır iş fırsatlarının sunulduğu, insan kaynağı niteliğinin yükseltilip etkin kullanıldığı, ücret-verimlilik ilişkisinin güçlendirildiği, iş sağlığı ve iş güvenliği şartlarının iyileştirildiği ve etkin bir şekilde denetlendiği bir iş gücü piyasası oluşturulmasını öngörüyoruz." dedi.
Bugün çalışma hayatındaki en önemli meselenin ara eleman sorunu olduğunu kaydeden Kalaycı, bunun temel kaynağının 28 Şubat sürecinde mesleki eğitime vurulan darbe olduğunu dile getirdi.
Kalaycı, 1992 yılında emeklilik yaş haddinin kaldırılarak kadınlarda 38, erkeklerde 43 yaşında emekli olma yolunun açıldığına dikkati çekerek, bunun sosyal güvenlik kurumlarının açıklarının hızla büyümesinde en başta gelen etkenlerden biri olduğunu kaydetti.
Mustafa Kalaycı, "1992 yılında eğer yaş haddi kaldırılmamış olsaydı sosyal sigorta sisteminin mali yapısı daha güçlü olacaktı, 'emeklilikte yaşa takılanlar' diye bir durum söz konusu olmayacaktı, ayrıca emeklilerimize çok daha fazla maaş verme imkanı da doğacaktı. Kaba hesap söylüyorum, en düşük emekli aylığı 20 bin liranın üzerinde olacaktı." ifadelerini kullandı.
Asgari ücret ve maaş artışlarına da değinen Kalaycı, "MHP olarak, net asgari ücretin açlık sınırının üzerine çıkarılması ve asgari ücretliye büyük şehirlerde ulaşım desteği verilmesi, emekli aylıklarının daha da iyileştirilmesi, 2024 Ocak ayında uygulanacak maaş artışlarında enflasyon farkıyla birlikte refah payı verilmesi görüşündeyiz." diye konuştu.
"EYT'LİLERE AYLIK BAĞLAMA SÜRECİ BÜYÜK ORANDA TAMAMLANDI"
AKP Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, istihdamın artırılması ve çalışma barışının sürdürülmesinin 2002 yılından bu yana hükümetin temel hedeflerinden olduğunu belirtti.
Kurt, hayata geçirdikleri ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ortaya koyacakları reformlarla doğru adımlar atmaya devam edeceklerini söyledi.
EYT düzenlemesine ilişkin de bilgi veren Kurt, başvuruların 3 Mart 2023 tarihi itibarıyla alınmaya başlandığını, yaklaşık 2 milyon başvuru yapıldığını kaydetti.
Başvuruların inceleme ve aylık bağlama süreçlerinin büyük oranda tamamlandığını vurgulayan Kurt, "Bugüne kadar yaklaşık 1 milyon 632 bin kişiye aylık bağlanarak sigortalılara bilgilendirme yapılmıştır. Bir kısım sigortalıların prim gün sayılarının yetmemesi veya Bağ-Kur sigortalısı sayılması nedeniyle, emeklilik hakkını henüz şartları yerine getirmediği için karşılamayan kişilerden olduğu görülmektedir. Çok az sayıda sigortalının aylık bağlama süreçleri devam etmektedir." dedi.
Yılda 400 bin sigortalıya aylık bağlayan SGK'deki memurların 1 milyonun üzerindeki vatandaşa 2-3 ay içinde aylık bağlamasının takdire şayan olduğunu ifade eden Kurt, "SGK çalışanlarını eleştirmek insafsızlığın ta kendisidir." değerlendirmesinde bulundu.