"Başbakanlık döneminde Necmettin Erbakan'ın cemaat liderlerine verdiği iftar, uzun süre tartışılmıştı. Ancak Erbakan'ın siyasette cemaatlerin desteğini pek hissetmediği bilinir. Örneğin, İskenderpaşacılar cemaatinin lideri Esad Coşan'ın, 1991 seçimlerindeki sert sözleri, bu durumu gözler önüne seriyordu. Coşan, Erbakan'a yönelik oldukça eleştirel ifadeler kullanmıştı.
Cemaatlerin siyasi destek arayışında olduğu ve devlete yakın olmanın önemli olduğu belirtiliyor. Ancak bu durum, İslami hareket içerisinde çelişkili sonuçlara yol açıyor. Tarikatlar genellikle uhrevi değil, dünyevi güçlere dayanıyor. Bu güçlerin kaynağı ise devletle olan ilişkileri ve destekleri. Bu nedenle, Erdoğan'ın liderliği altında cemaatlerin desteği, dini inançtan ziyade siyasi iktidar gücünden kaynaklanıyor.
Son zamanlarda Menzil ve İsmailağa tarikatları arasında yaşanan anlaşmazlık da dikkat çekici. Her iki cemaatin liderlerinin ölümüyle başlayan bu anlaşmazlık, iç savaşa dönüştü. Menzil'de yaşananlar, şeyhin ölümü sonrası yaşanan miras tartışması ve ardından çıkan anlaşmazlıkları içeriyor. İsmailağa'da ise liderlik boşluğu, farklı güç odaklarının ortaya çıkmasına neden oldu. Bu süreçte Erdoğan'ın desteği ve siyasi müdahalesi belirleyici oldu.
Özellikle 31 Mart yerel seçimlerine yaklaşırken, tarikatlar arasındaki çekişmelerde siyasetin etkisi büyük oldu. Erdoğan'ın desteğiyle bazı liderlerin belirlenmesi ve diğerlerinin kenara itilmesi, cemaatler arasındaki güç dengelerini etkiledi. Bu durum, tarikatların artık liderliklerini belirlemede Erdoğan'ın karar verdiği bir süreci işaret ediyor.
Sonuç olarak, cemaatlerin siyasi arenada etkili olduğu düşünülen bölgelerde dahi, 31 Mart seçimlerinde muhalefetin açık bir şekilde galip gelmesi, tarikatların siyasi gücünün sınırlarını gösterdiği yorumları yapılıyor. Bu seçim sonucu, sadece AKP'ye değil, cemaatlerin siyasi pazarlıklarını da etkileyecek gibi görünüyor."